1980’den sonraki Trabzon’un yerel medyasının bütün kara ve ak deliklerini bilirim.

Trabzon zor kent olduğu için 1980’den sonra yığınla iş adamı özel beceriklileri ve iktidara yakınlığı ili iyi para kazandı. Hepsi her şeye yatırım yaptı, şehirde bir güç olan medya sektörüne yapmadı.

İKİ İSİM İSTİSNA…

Yapan iki isim vardı.

Biri; M.Ali Yılmaz; Trabzonspor hassasiyeti ve şehirde yaşamıyor olması istisnası ile gazete patronu oldu. Üstelik Yılmaz’ın ülke genelinde satan yığınla medya organları olduğu için alışık olduğu bir sektöre Trabzon’da yatırım yaptı. O nedenle bunu garip karşılamamak gerek.

İkincisi; İbrahim Cevahir’dir. O da Trabzon özelindeki medya operasyonunu siyasetçi Eyüp Aşık’ın ricası ile yaptı. Şamil Ekinci’ye gazetesini, İbrahim Cevahir’e sattırdı.

Aşık yıllar sonra da bunu itiraf etti. Hata yaptığını da söyledi.

Medyaya siyasi operasyon Trabzon özelinde ilk ve tek örnek budur.
 

MEDYA PATRONLARI EMEKÇİDİR…

Trabzon medyasına kuş bakışı bakıldığında medya patronlarının “İş adamlığı” ile yakından uzaktan ilişkisi yoktur.

Çoğu gazeteler çalıştıkları gazetelerde bir biçimi ile yol ayrımına düşen gazeteciler tarafından kuruldu.

Taka öyle.

Karadeniz’de Son Nokta öyle.

Şimdi adı Karadeniz’in sesi olan ilk haber de öyle oldu.

Günebakış ise Trabzonspor’daki 2 bin genel kurulunda yaşanan keskin yol ayrımının ortaya çıkardığı gazete oldu ve o yol ayrımında Yılmaz’a karşı oluşan lobinin desteği ile taban buldu, okur kitlesi topladı.

Hasan Kurt, Ekspres’i bana göre büyük bir özveri ile yaşatıyor.

Türk Sesi ise bir iş adamının değil bürokrasiden emekli olan bir devlet memurunun gazetesi olarak yaşamını sürdürüyor.

İş adamları Trabzon’da kendine ait bir gazete olmasına hiç sıcak bakmadılar. Eyüp Aşık haricinde de hiçbir siyasetçi.

AKILLI İŞ ADAMI AKILLI YOL ÇİZDİ…

Akıllı iş adamı verdi reklamını bütün gazeteleri diri tuttu.

Geçer akçe de budur.

Niye iş adamı başını belaya koysun ki.

Hem siyasi iktidar ile hem yakın dostları ile.

Şimdi şehirde bir gündem var. 

BAYRAKTAR’IN GAZETESİ OLUR MU?

Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın gazeteleri var.

Bayraktar teknik bir adam. Akıllı ve Trabzon’u da bilen bir isim.

Nokta medya operasyonu ile başını bana göre ağrıtmaz.

Nitekim, konu ile ilgili yaptığı son açıklaması ile de buna açıklık getiriyor.

Bakan, bakanlık özelliği ile bütün yerel medyayı diri tutabilir, yerel medya da misyonu ile bakanını diri tutar.1980’den bu yana bu hep böyle.

Trabzon özelinde dar çerçevede bakan kendi seçim bölgesinde medya operasyonuna niye girsin ki.

Ama Trabzon medyasının çok ilginç bir alışkanlığı ve de geleneği vardır.

Kendi de dahil yaşamın her alanında dedikodu üretim merkezlerini yakın takibe alması  ve bunun üzerinden okur toplamasıdır.

Bütün gazetelerin kulis diye adlandırılan köşelerinin olması bunun içindir.

Bütün gazeteler haberciliklerinden öte bu özel köşeleri ile okur toplarlar.

 O nedenle de kendi dünyası ile ilgili kulis söylenti ve spekülasyonları yazmasalar da kendi aralarında kullanırlar.

Doğal olarak da bir medya oluşumunda hemen bu söylentiler geçer akçe olur.

Sonunda medya da kendi içinde kendi tahminlerine inanır olur. 


BİZİM MEDYA GENEL MEDYA GİBİ DEĞİL…


Ama şu gerçek ki iktidarın Türkiye genelinde bir medya formatlaması var.

Genel yayın yapan gazetelerin kendi aralarında “Yandaş, merkez, yalaka ve karşıdaş” olarak ayrıma gitmeleri bereket ki Trabzon medyasında Trabzon medyasının özelinde yok.

Trabzon yerel medyası şu misyonu ile hep taktir edilecek bir yerdedir.

Siyasi iktidarı şehre yatırım yapması için motive etmek.

Yatırımları gelmesi için kamuoyu baskısı yapmak.

Bunu yaparken de hiçbir zaman yandaş ve karşıdaş olmamıştır.

Bizim medyanın en alkışlanacak özelliği de budur.

O NEDENLE BAKAN BAYRAKTAR’IN YAŞANMIŞ VE BİR FAYDASI OLMAYAN YEREL MEDYA OPERASYONU İÇİNDE OLDUĞUNA İNANMAK, ÇOK DA AKILCI DEĞİL.