Bir maça iyi başlarsın, kötü başlarsın, anlarım. Ancak kötü başlamak daha ağır basıyorsa, Nasrettin Hoca'nın söylediği gibi yol olur ki bu da Trabzonspor'un oyun karakterinde, geninde yoktur. Dedikten sonra bir de günümüzde şu iç saha, dış saha meselesi var ya, hayret ediyorum inananlara! Kardeşim, bunun içi dışı mı kaldı? Eskiden dış saha maçınız varsa bay geçilirdi. Yetmez, her zaman olmazsa bile gözün, kafan yarılmadan da olmazdı. Bu kafa yarılmalarını Şenol Hoca çok yaşamıştır, iyi bilir. Bırakın ülkemizi, Avrupa maçlarında bile özellikle İtalya'da! Trabzon'da yendiğimiz Inter, tur atlayabilmek için önce Şenol Güneş'in kafasını yardılar, baktılar olmuyor, ceza alanı dışından verilen penaltıyla turu geçtiler. Sonra da biz Avrupalıyız dediler. Şimdi öyle mi? Bileğin güçlüyse ne iç saha ne de dış sahanın önemi var.

Neyse, Eyüpspor maçından sonra alınan galibiyet, hem de ligin iyi kumaşlarından birinden, önemlidir, değerlidir, moraldir. Oyun derseniz, ilk yarının yarım dilimi hariç, özellikle ikinci yarı Trabzonspor kendine yakışır bir oyunla başladı. Pas yaptı, oyunu geriden orta sahaya taşıdı. Yetmez deyip rakip alana yerleşmeye başladı. Arkasında boş alan bırakmamaya özen gösterdi ve arzuladıkları golü de buldular. Adına sistem mi dersiniz, işte Trabzonspor'un oyun anlayışı böyle midir dersiniz? Adı ne olursa olsun, benim takımım böyle devam etmelidir diyorum. Ha, anlayış tamam da süreklilik yarım dilim, çeyrek dilim olmamalı diyorum.

Şimdi gelelim sadede, eğri oturup doğru konuşalım! Özellikle Şenol Hoca geldikten sonra, sözüm ona bazı Trabzonsporluların, "Bakın da kümeye düşmeyin," "Olsun, seneye şampiyonuz," gibi abuk sabuk sözler yazanlara kızmıyorum, sadece şunu hatırlatmak istiyorum: Geçen yıl üçüncü olan bu takıma 14 transfer yapıldı. Kasası dibe vurdu. Kaçıncı olduğunu hatırlamıyorum. Bu sene bir o kadar daha transfer yapıldı. İlk beş maçta rakip kaleye bir şut bile atamadık. Girdaptan yeni çıkmış, şu anda oyun sistemi değiştiren, kabuk değiştiren Trabzonspor'dan isteklerimiz akşamdan sabaha olmaz. Bir oyun kurucunun eksikliğini görüyorum. Diğer transferler iyi kumaşa benziyor, bekleyip göreceğiz. Sabretmek lazım.

Ve maçın hakemi... Ben öyle ahım şahım özellikleri olabilen hakem Mehmet’i, hakemlikten daha çok mankene benzettim. Adam yürüyerek maç yönetiyor. "Ben bilirim" havasında, burnundan kıl aldırmayan bir görüntü sergiliyor. Kardeşim, sen yanlış meslek seçmişsin bana göre! Ama yine de sana fazla hata bulamıyorum. Hata, seni bölge hakemi yapmadan FIFA hakemi yapanlardadır.

Niye dersen, Banza ile rakip kafa kafaya şarj mı yaptılar, yoksa Eyüpsporlu oyuncu Banza'nın kafasına koç mu yaptı? Bu penaltıyı ıskalıyorsan senden olmaz. Senden olmadı da "VAR"cı Avrupalı Tamas’tan oldu mu? Olmaz kardeşim, olmaz çünkü düzen bozuk. Sözün özü, al Mehmet’i vur Tamas’a, olan Trabzonspor’un penaltısına oldu.