Trabzonspor tribünlerinden Jan Marie’nin bir Atatürk karşıtı söylemi gündemi bir anda kararttı.
“Jan Marie” lakabıyla bilinen Mehmet Fındıkçı’nın açıklamaları binlerce, on binlerce tepki mesajı doğurdu; eski yöneticiler de olaya kayıtsız kalmadı. Nevzat Aydın’ın, “Tribün liderliği İstiklal Marşı’na, Atatürk’e ve Cumhuriyet’e saygı duymayanlara kalmıştır…” sözleri ve Gökhan Saral’ın “GEREKİRSE DÖNERİZ… Tribündeki çekirdek çöplerini de temizleriz.” çıkışı, konunun sadece bireysel bir tartışma olmadığını; kulüp, taraftar ve toplum vicdanının sınandığını gösterdi.
Bir spor kulübü, kurum kimliği ve milli değerler söz konusu olduğunda tarafsız kalamaz — sessizlik, fiilen bir tercihtir ve etkisi sahadaki sonuçlardan çok daha geniş olabilir.
Fındıkçı ise tansiyonu düşürmek yerine sosyal medyada ısrarcı bir çizgide devam etti: Saral’a yönelik “Buyur gel biz oradayız, önce tribünlerin yolunu öğren birader” yanıtı ve ardından paylaştığı;
“Eğer benim yazdığım suçsa buna devletin savcıları karar verir. Suçsa gider yatarım. Şahıslar karar veremez. Son sözüm bu olsun. Bir daha bu konuda rahatsız edilirsem beni arayanlar hakkında suç duyurusunda bulunacağım.” dedi.
Şunu da bilmekte fayda var: Mehmet Fındıkçı tüm Trabzonspor taraftarının lideri değildir.
Trabzonspor tribünlerinde 13 grup vardır ve Trabzonlu Gençler grubu da sadece bir tanesidir. 800 kişilik grubu bulunan Fındıkçı’nın söylemleri sadece kendisini bağlar.
Trabzonspor tribünleri ulusal değerlerine saygılı çizgisiyle bilinir ve bunu kimseye anlatma ihtiyacı yoktur.






