Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Muhammet Balta büyük kongrede bir ara gözyaşına boğuldu. Genel kurulu canlı veren tvler objektifleri Balta’ya çevirince Tüm Türkiye Balta’nıın gözyaşlarına ortak oldu. Bu olayın hemen ardından Balta’yı aradık ve duygularını sorduk. “Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan
Sezai Karakoç’un Sürgün Ülkelerden Başkentler Başkentine şiirini o kadar içten okudu ki sadece ben değil tüm salon kendini tutamadı. Onu anlayarak dinleyen herkesin tüyleri diken diken oldu” dedi.
Balta Şöyle devam ett.
“Herşey mükemmeldi. Heyecan, coşku, sanki yenien başlangıç kongresiydi. Bu kadar hizmtlerin sonunda bir dünya liderinin böylesine alçak gönüllü ve mütevazi olması bir kez daha ne kadar büyük bir insan olduğunu dünyaya gösterdi.
Geleceği, gençlerimizi hiç unutmadı. Onlara hep ileriyi hedef gösterdi. 2071’I hedef göstermesinin manası büyüktür.
Dünya’ya barış kardeşlik mesajları verdi. Ecdadını unutma dedi. Konuşmasında İnsani duyguları unutmamız gerektiğini birkez daha hatırlattı bize. İnsanlığın fani olduğunu ve her alanda insanların emekli olmadan gücü yetene kadar çalışması gerektiğini insanlara hizmet etmesi gerektiğini üstüne basa basa yineledi. Biz Sayın Başbakanımızın insani özelliklerini ve bütün güzelliklerini bugünkü konuşmasında bir daha gördük ve yaşadık. Her zaman örnek alınacak bir lider oldu. Sadece Türkiye’de değil yabancı davetlelerden gelen devlet başkanlarıda bunu defalarca ifade etti.
Evet ilk günkü heyecan ve coşkuyla Sayın Başbakanımızın hedef gösterdiği 2023 ve 2071’ler Türkiye için çok daha güzel çok daha iyi olacak. Çok duygulandığım bir konuşma yaptı Sayın Başbakanımız benim gibi salonda birçok partilimizin gözleri doldu. Biz ona hakkımızı helal ettik” dedi.
İŞTE O ŞİİR
SEZAİ KARAKOÇ / EY SEVGİLİ
Senin kalbinden sürgün oldum ilkin
Bütün sürgünlüklerim bir bakıma bu sürgünün bir süreği
Bütün törenlerin şölenlerin ayinlerin yortuların dışında
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da
Uzatma dünya sürgünümü benim
Güneşi bahardan koparıp
Aşkın bu en onulmazından koparıp
Bir tuz bulutu gibi
Savuran yüreğime
Ah uzatma dünya sürgünümü benim
Nice yorulduğum ayakkabılarımdan değil
Ayaklarımdan belli
Lambalar eğri
Aynalar akrep meleği
Zaman çarpılmış atın son hayali
Ev miras değil mirasın hayaleti
Ey gönlümün doğurduğu
Büyüttüğü emzirdiği
Kuş tüyünden
Ve kuş sütünden
Geceler ve gündüzlerde
İnsanlığa anıt gibi yükselttiği
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim
Bütün şiirlerde söylediğim sensin
Şuna dedimse sen Leyla dedimse sensin
Seni saklamak için görüntülerinden faydalandım Salome'nin Belkıs'ın
Boşunaydı saklamaya çalışmam öylesine aşikarsın bellisin
Kuşlar uçar senin gönlünü taklit için
Ellerinden devşirir bahar çiçeklerini
Deniz gözlerinden alır sonsuzluğun haberini
Ey gönüllerin en yumuşağı en derini
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim
Yıllar geçti sapan olumsuz iz bıraktı toprakta
Yıldızlara uzanıp hep seni sordum gece yarılarında
Çatı katlarında bodrum katlarında
Gölgendi gecemi aydınlatan eşsiz lamba
Hep Kanlıca'da Emirgan'da
Kandilli'nin kurşuni şafaklarında
Seninle söyleşip durdum bir ömrün baharında yazında
Şimdi onun birdenbire gelen sonbaharında
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da
Ey çağdaş Kudüs (Meryem)
Ey sırrını gönlünde taşıyan Mısır (Züleyha)
Ey ipeklere yumuşaklık bağışlayan merhametin kalbi
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim
Dağların yıkılışını gördüm bir Venüs bardağında
Köle gibi satıldım pazarlar pazarında
Güneşin sarardığını gördüm Konstantin duvarında
Senin hayallerinle yandım düşlerin civarında
Gölgendi yansıyıp duran bengisu pınarında
Ölüm düşüncesinin beni sardığı şu anda
Verilmemiş hesapların korkusuyla
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim
Ülkendeki kuşlardan ne haber vardır
Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır
Aşk celladından ne çıkar madem ki yar vardır
Yoktan da vardan da ötede bir Var vardır
Hep suç bende değil beni yakıp yıkan bir nazar vardır
O şarkıya özenip söylenecek mısralar vardır
Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır
Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır
Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır
Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır
Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır
Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır
Göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır
Sendan ümit kesmem kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili