Masum Türker ve Berat Albayrak
Türkiye İMF’ye teslim olduğu yıllarda Kemal Derviş müstemleke valisi gibiydi.
57. Hükümet kurulduğunda Masum Türker, Kemal Derviş’in yerine Ekonomiden Sorumlu Bakan oldu.
Türker, Kemal Devriş’e inat;
-En milli
-En ulusalcı
-En yurtsever
-En anti emperyalist politikalar güttü. 3,5 ayda ekonomiye yön verdi.
Faiz baronlarının önüne set çekti.
Şimdi bu adam çıktı diyor ki, Berat Albayrak, Türkiye’nin yurt dışındaki altınlarını bir operasyonla yurda getirdi.. Bütün güç odakları üzerine üzerine yürüdü.
Masum Türker, ununu eledi eleğini astı.
Hiç kimseden hiçbir beklentisi yok.
Bu insanın böyle bir laf söylemesini durup düşünmek gerek.
Diyeceğim budur.
Trabzonspor üzerinden Avrupa’ya kaçış..
Malatya Yeşilyurt Belediyesinin çevre duyarlılığı ile ilgili bilgi birikimlerini arttırmak için Almanya’ya gri pasaport ile gönderdiklerinin yurda dönmemesi üzerine, anılarım depreşti.
Trabzonspor da Avrupa kupaları için yurt dışına gittiğinde, kafilede yer alanların bazıları yurda geri dönmemişti.
1990’da Barcelona’ya giderken kafileye 30 yakın kişi İstanbul havalimanında katıldı. Ellerinde bordo mavi bayrak dillerinde Trabzon sloganı ile havalimanını ayağa kaldıran taraftarların hiç birini tanımadık.
Hatta uçakta, Trabzonsporlu futbolcu isimlerinden en az 5 tanesini say dedik.. Sayamadılar.
O dönem İspanya’ya vize yoktu. Rahat rahat isteyen Trabzonspor’un tarifeli uçağına biniyordu.
Uçağımız Barcelona’ya indiğinde, otele yerleştik. Sözünü ettiğimiz grup da aynı otele geldi. Lobide otururken yumurta topuk sivri siyah ayakkabı, siyah takım elbiseli pala bıyıklı elinde teşbih bir adam girdi. Kafilede bizimle gelen adamları aldı, minibüse bindirdi, gözden uzaklaştı.
Yurda dönerken, gelenlerin hiç biri yoktu.
Merak ettim sordum soruşturdum..
Gelenleri alan adam, Fransa’ya getirmiş.
Konu ile ilgili bir başka anım da İngiltere Aston Villa maçı ile ilgili..
Onu da uygun zamanda anlatırım..
Bizimle İngiltere’ye gelip, dönmeyen bir yerel TV kameramanının öyküsünü ilerleyen günlerde yazacağım.
Kostaki ve Y.Selim…!
Şehrin tam göbeğinde iki tarihi bina restore ediliyor.
İhale kanunun getirdiği aksaklıklar nedeni ile restorasyonlar bitmiyor.
Kostaki’nin restorasyonunda iki yüklenici değişti. Fiyatı indirene işi verince böyle oluyor. Oysa özellik arz eden tarihi binaların restorasyonu işini ehline vermek gerek. Bu işin ehli firmaları ihale ile yarıştırınca fasonlar öne çıkıyor. Sonra da iş bitmiyor.
Yavuz Selim İlk öğretim okulu binasının başına da aynı şey geldi. Bu kez yüklenici firma işi bıraktı.
Olan, tarihi binalar oluyor.
Yazık.
Hani bazen çok eleştiriliyor ya adrese teslim ihale.
Bu gibi işlerin adrese teslim ihalesi gerekli..
Yaşayarak gördük.
Bitmeyen restorasyonla bezdirdi.
Belediyelerin haber dili.
Trabzon Belediyelerinin basın bürolarının bazı haberlerde kullandığı dil, attığı başlık resmen mensubu oldukları iktidar partisini yerin dibine sokuyor.
Nasıl mı..?
Bir belediye medya bilgilendirme metnini şunu yazıyor.
50 yıldır çözülemeyen yol sorunu çözüldü.
Bir diğer belediye işi daha ileri getiriyor.
100 yıldır çözülemeyen su sorunu çözüldü.
Bereket, Fatih Sultan’ın fethinden bu yana çözülemeyene biz çözdük demiyorlar ki, yakında böyle giderse diyecekler.
Beyler, mensubu olduğunuz Ak Parti 20 yıldır iktidarda.
Trabzon’a yapılan hizmetleri katladık diyor.
Siz, 50 yıl.. 100 yılda yapılamayan hizmeti yaptık diyorsunuz.
20 yıldır Ak Parti boşa mı kürek çekmiş.
20 yıldır Trabzon’a Ak Parti hiçbir şey yapmamış.
Ben muhalefetin yerinde olsam bu terimleri alır tepe tepe kullanırım.
Ahmet Ağaoğlu başarılı değil çok başarılı..!
Trabzonspor’da kulüp başkanının başarısı saha sonuçlarına endeksledir.
Şampiyon ol, bütçen kevgire dönsün önemli değil.
Önemli olan her ikisini de dengeli getirmek.
Bütçeni denk halde yürütmek.
Şampiyonluk mücadeleni de vermek.
Kabul edelim, bütün kulüplerde olduğu gibi Trabzonspor da pandemi nedeni ile gelir kaybına uğradı.
Forma satışı düştü
Kombine geliri sıfır
Sponsorlar kendi derdine.
Buna rağmen Ağaoğlu ve ekibi borçları azaltıyor.
Saha sonuçları tartışılır.
Bu arada bir konuyu da hatırlatalım.
Pandemi süresince eğitim alan bir nesil nasıl kaybolduysa, yitik nesilse Trabzonspor alt yapısındaki takımlar da yitik.
Çalışamadılar
Toplanamadılar
Birlikte idman yapamadılar
Birlikte takım motivasyonunu yaşayamadılar.
Şu pandemi döneminde, futbolcuların maaşları ödeniyor.
Çalışanların da.
Cumartesi’ne rastlayan ödemeler Cuma’dan yapılıyor. A takımda kimseye borç yok.
Eee bu başarı değil mi?
Son tahlilde diyoruz ki;
Başınıza Ahmet Ağaoğlu gibi taş düşsün.
……………………………………………………………….
ZAYTUNG
''Salgından 84 milyon sorumludur'' açıklaması yapan Koca'dan yeni açıklama: ''Düzeltiyorum, 83.999.999 kişi sorumludur...''