61SAAT HABER SERVİSİ - Gözaçan, “Emekli haftasını” iktidarın popülist tavlanın bir ürünü olan “Zam” vaatleriyle değil küresel bir salgın karşısında kendilerini evlerine kapatan, açlık ve yoksullukla baş başa bırakan, insan hakkı gaspına varan “işçiye emekliye değil sermayeye bütçe” tavrının benimsendiği politika ve uygulamalarla geçirdiklerini söyledi. 
salgının başından beri emekliler lehine tek bir karar alınmadığını kaydeden Gözaçan, “Söz konusu kaynak aktarmak olunca muslukları sonuna kadar açmış ve besleme patronlarını korumaya ve büyütmeye devam etmiştir. Milyonlarca işçinin, emekçinin alın teri iktidarın ve avanesinin kibir ve şatafat içinde ki yaşamlarına sömürüyü artırma hesaplarına kaynak olsun diye peşkeş çekilmiştir. 
Şimdi sıra kıdem tazminatı var. Yıllarını üreterek geçirin işçilerin kıdem tazminatı ve emeklilik güvenceleri finans oyunlarına, kumarhane, kapitazilmine sermaye yapılmak istenmektedir. Doğrudan cebimizden çaldıkları yetmedi, şimdi bir de geleceğimizden çalmak istemektedirler. Ülkemizde işsizlik almış başını gidiyorken çalışanların da hiç bir güvenvesi bırakılmamaktadır” dedi. 

Gözeaçan, sözlerine şu şekilde devam etti: “İşçi, emekçi ve emekliler olarak ne geçmişimizi ne de geleceğimiz bize bırakmayan bu düzenle barışmamız, bu iktidarla kol kola yürümemiz mümkün değildir. 
Ülkemizin enflasyon oranını dört işleme takla attırarak sürekli düşük göstermek dışında bir işe yaramayan TÜİK’in açıkladığı oranlar kabul edildiğinde bile emekliye bekleyen zam değil, açlık ve sefalettir. Her gün patronlara para yetiştirmek için kırk takla atanlar emekçilerin ve emeklilerin yaşam koşullarını düşünmemektedir. hal böyleyken açlık sınırında ki büyük artışa taleplerimize, haklarımız üç maymunu oynayanların karşısında demokrasi ve sınıf mücadelesinden emekli olmayanların, biz mekelilerin örgütlü mücadelesi çok daha büyük önem kazanıyor”