Bir manşet versen başkanım..!

Çok genç bir gazeteciyim.

Bugün sonsuza uğurlanan M.Ali Yılmaz da Trabzonspor başkanı.

Başkanlık döneminin ilk yılları. O da çok genç.

Otel Usta’ya karargahını kurmuş.

Lobinin arka odalarında dostları ile bir arada. İçeri girdim.

Ali Savaş, "Gel bakalım" dedi. Yanına oturttu.

O samimiyetten güç alarak dedim ki...

“Başkanım, bir sivri laf de de manşeti kurtaralım..”

“Bekle” diye cevap verdi.

Uzun bir müddet bekledim.

Baş başa kaldık...

“Sen ne dedin evlat, sivri bir laf mı bekliyorsun?”

Başımı salladım.

“Al kalemi eline, sivri bir laf ediyorum: Çivi…”

Böyle espriyi seven bir başkandı. Ruhu şad olsun.

40 haramiler!

Başkan M.Ali Yılmaz ile çok anımız var.

Uzun bir süre, patronluğumuzu da yaptı.

Mezara kadar gidecek anılarımız çokça fazla.

Yer Otel Aksu’lar.

Kongre günleri.

Yılmaz özel odasında yönetimi şekillendiriyor. Benimle birlikte birkaç gazeteci arkadaşımız da o an oradayız.

Yılmaz, sağdan soldan telkinlerle yönetim listesini yapıyor. Sayı 40’a vurdu. Ve listeyi bağladı.

Ama bir ara şöyle sesli düşündü.

“Ya bu sayı 40 oldu... Bize 40 haramiler derler. 41 yapalım, 41 kere maşallah desinler,” dediğinde göz göze geldik.

Ali Savaş, “Kimi önerirsin yönetime?” diye sordu.

Hayatımın ilk ve son anı oldu. Bir isim önerdim yönetime. O da girdi, en başarılı isimlerden biri oldu. Sonraki yönetimlerinde de Yılmaz’ın değişmeyen ekip arkadaşıydı.

A.Metin Genç ve raylı sistem..!

Her ne kadar bakan Trabzonlu olsa da, her ne kadar Cumhurbaşkanı'nın Trabzon'a özel ilgisi bulunsa da, raylı sistemin devlet güvencesinde olması ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'nın uhdesine alınmasında, şehir bir gerçeği bilsin: Çiçeği burnunda Büyükşehir Belediye Başkanı A. Metin Genç’in projeye ilişkin:

-Israrlı takibi

-Her fırsatta projeyi seslendirmesi

-Teknik personelini gece gündüz çalıştırması

-Bakanlığın bürokratlarını ikna etmesi Devir protokolünün imzalanmasında büyük emeği geçmiştir.

Genç’in hakkını teslim edelim. Şehrin yakın tarihine de not düşelim.
 

Hiç mi alacağı yok?

Yakın bir dostumun değer verdiği müteahhit bir akrabası vefat etti.

Alacaklılar, dostumuzun kapısını çaldı:

-Benden çimento aldı.

-Benden mazot aldı.

-Benim iş makinemi kiraladı.

-Elden para verdim.

-Vs..Vs..

Alacaklılardan bunalan dostum şöyle isyan etti:

“Ya bu arkadaş müteahhit hiç mi alacağı yok? Birine bir kamyon kum mu vermedi? Birine iş mi yapmadı? Nerede bize borçlu olanlar?”

Belediyelerin borçları ile ilgili tartışmalar, açıklamalar, dert yanmalar gündem olunca bu anım aklıma gelir.

Mesela, soralım Ahmet Kaya’ya. Ortahisar Belediyesi'nin borcu var da, alacağı yok mu? Nedir alacağı?

ZAYTUNG

Belediyeyi 2 Milyar TL Borçla Devralan Belediye Başkanı, Koltuğu 23 Nisan'da Gelen Çocuğa Devrettikten Sonra Kayıplara Karıştı...