İçişleri Bakanlığı Himayesinde Trabzon Gazeteciler Cemiyeti ev sahipliğinde ve Ahmet Külekçi Koordinatörlüğünde organize edilen ‘Basın Mensupları Gönül Elçisi Projesi’ ile; Trabzon, Rize, Giresun, Artvin ve Gümüşhane illerinden basın mensupları Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde meslektaşları ile buluştu.

PEYGAMBERLER ŞEHRİ ŞANLIURFA

Sabahın erken saatleri. Otobüste herkes uyuyor. Radyoda bir türkü “Değme felek”. Kaptan o kadar emin ki yollardan. Pırıl pırıl bir hava. Çok heyecanlıyım sanırım bu nedenle erken uyandım, bu güzelliği kaçırmamalıydım. Halfeti- Birecik tabelası karşılıyor bizi. Bir de sonradan Antep fıstığı olduğunu öğrendiğim beyaz dallı bodur ağaçlar ile zeytin ağaçları. Çiğ düşmüştür diyorum, değilmiş onların rengi öyleymiş. Bembeyaz topraklar, alabildiğince geniş ovalar. Allah’ım bu ne güzellik!

SESSİZ ŞEHİR. SAKLI CENNET. HALFETİ!

Birecik “Kale” demekmiş. Önce Halfetiye gidecekmişiz. Herkese uyanın diyorum, uyanın bu güzellikleri görün. Radyonun sesini açıyorum hemen. Halfeti dünyada Karagül’ün yetiştiği yer değil mi? Halfeti kayıp kent, saklı cennet değil mi? Rehberimiz (Bilgisine, hafızasına, vatan sevgisine hayran kaldığım) Metin Yılmaz anlatıyor bize Halfetiyi, Urfayı..

GÜNEYDOĞUNUN BERİVAN’I, KARADENİZ’İN FADİMESİYLE BULUŞTU

Halfetiye varınca bizi Güneydoğunun en sevdiğim ismi Gülyüzlü Gülizar karşılıyor. Güneydoğunun Berivan’ı. Karadeniz’in Fadimesiyle, Temeliyle buluşuyor. Uyy.. demeyi öğrenmiş. Çok yakışıyor gülen yüzüne. Şanlıurfa Çalışan Gazeteciler Cemiyeti Başkanı (Ben ona büyük adam diyorum) bir baba edasıyla karşılıyor, kucaklıyor bizi. Ne kadar sıcak insanlar, ne kadar mutlu oluyorlar. Herkes kucaklaşıyor. Kardeşler kavuşuyor çünkü. Kilometreleri buluşturduk yeniden bir aradayız. Yöreye özgü bir kahvaltının ardından Fırat Nehri üzerinde bir tekne turu. Bölgenin tarihi dokusunu su üzerinden keşfetmek harika. Özellikle Rumkale civarını nehirden seyretmek insana bambaşka bir keyif veriyor. 2000 yılında; GAP Projesi kapsamında, Birecik barajının yapımı ile evlerin su altında kalmasıyla, 15 kilometre uzaklıkta kurulan yeni yerleşim merkezi oluşturulmuş. Taş mimarisiyle yapılmış evlerin ve camilerin su altında kaldığı ilçe, aradan geçen uzun süre içinde doğal güzelliği ile dikkat çekiyor. Çekem mahallesi, savaşan köyü, Rumkale, Barşavma Manastırı, su sarnıçları, su kuyuları.. Ama en çok ta su altında kalan evler, ağaçlar, camiler, mağaralar, çay bahçeleri ve mağara kafeler etkiliyor beni. Bir de fırat üzerinde minicik kayığıyla balık tutmaya çıkan bizi görünce binbir hava atan esmer kara gözlü çocuğu unutmayacağım.

Dünyada sadece Halfeti de yetiştiği söylenen Karagül, bence buranın havası ve suyundan öyle açıyor. Tohumunu, fidanını başka yerlere ekiyorlar ama hiçbir yerde orda olduğu gibi olmuyor. Zaten Halfetinin her her yerinde değil bazı yerlerinde siyah açıyor Allahın bir lütfu olsa gerek. Biraz sıkıntılı günler yaşıyor karagül, çünkü halfeti barajı buraya rutubet getirdi ve bu durum gülün renginde sorun yaratıyor.

Halfetide daha çok Türkmenler ve Araplar yaşıyormuş. Birden başıma kaynar sular dökülüyor. Bu kadar güzel toprakların, vatanın cennet köşesinin bebek katili Öcalan’ın da doğduğu topraklar olması içimi acıtıyor. Biz ona inat kardeşlik köprülerini daha da sağlam yapacağız. Bebekler ölmeyecek, çocuklar tüm dünyaya kardeşliği anlatacak, öğretecek.

14 Şubat’ı tüm dünya Sevgililer günü olarak kutluyor. Ama burda bir başka 14 Şubatlar. Kelaynak kuşları dünyada sadece Halfetide ve Tunus’ta var. 14 Şubat burada baharın ve Kelaynak kuşlarının gelişi olarak biliniyor. Dikkat ettim evler genelde çatısız. Ama topraklar öylesine verimli ki. Başta dut, can erik, şeftali olmak üzere tüm meyveler yetişiyor.

Harran bambaşka bir dünya imiş. Bu topraklarda bahar erken geliyor ve erken bitiyor. Daha Mart ayındayız ağaçlar, mevyeler çoktan çiçek açmış, buğday tarlaları yemyeşil. Nisan sonunda her yer sararacak, kurak topraklar olacak diyor rehberimiz.

BALIKLIGÖL’DE CUMA

Halil-ür Rahman Gölünün hemen güneyinde Urfa kalesinin önünde yer alan yaklaşık 150 metre uzunluğunda ve 30 metre genişliğindeki olan Balıklıgöl’de efsanelere konu olan sazan türü balıklar var. Öylesine kalabalık ki. Bu balıklara yöre halkı da ziyaretçiler de saygı gösteriyor asla yemiyor. Rivayete göre Hz. İbrahim ateşe atıldıktan sonra, bir mucize gerçekleşir ve odunlar balık, ateş su olur. Nemrut’un kızı Zeliha da Hz. İbrahim’i çok sevdiğinden ve ona inandığından ateşe atılmasına dayanamak, o da kendini ateşe atar, Zeliha’nın düştüğü yer de güllük gülistanlığa dönüşür. Bu mucizenin gerçekleştiği mekânın Balıklıgöl ve çevresi olduğuna inanılır. Dini bayramlar da ile Mevlit ve Kandil gecelerinde en yüksek ziyaretçi sayısına ulaşır.

Balıklıgöl Platosunda Hz. İbrahim'in doğduğuna inanılan bir mağara da var. Üç semavi dinin atası olarak kabul edilen Hz.İbrahim'in doğduğu mağaranın ziyaretçisi hiç eksik olmuyor, sıraya giriyoruz. Her dinden her ülkeden ve her şehirden ziyaretçi görebilirsiniz. Üstelik bu yaz kış fark etmiyormuş.

Cuma namazını Balıklıgöl civarındaki camilerde eda eden basın mensuplarının huzurunu görmenizi isterdim. Allah bize burada Cuma kılmayı nasip etti, çok şükür dedi herkes.

ŞANLIURFA ÇALIŞAN GAZETECİLER CEMİYETİ

Şanlıurfa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Tahir Gülebak ev sahipliğinde Cemiyeti ziyaret ediyoruz. Oturma salonu harika. Sıra gecesi gibi. Herkes yerde oturdu. Tüm gazeteciler bir arada. Tanışıp kaynaşıyoruz, dertleşiyoruz, ülke sorunlarını konuşuyoruz. Çözüm önerileri konusunda fikir alışverişinde bulunuyoruz. Basın Mensupları Gönül elçileri projesinin ne kadar doğru olduğunun altını çiziyor herkes Can dostum Ahmet Külekçi’ye minnettar Güneydoğulu gazeteciler. İyi ki var. O ülkemiz için çok önemli bir değer. Bu projeler ve onların sayesinde tüm ülke kardeş olacak, ülke cennet olacak o zaman.

DÜNYANIN İLK TAPINAĞI GÖBEKLİTEPE

Cuma namazının ardından insanlık tarihi adına şimdiye kadar bildiğimiz bütün bilgileri tüm insanlığın gözden geçirmesine sebep olan Dünyanın ilk tapınağı Şanlıurfa’ya 15 km uzaklıkta bulunan Göbeklitepe’ye yol alıyoruz. Burası günümüzden tam 12 bin yıl önce inşa edilmiş. Henüz altı tanesi gün ışığına çıkarılmış 20 olduğu belirlenen üzeri açık yapıların dünyanın ilk tapınakları olduğu biliniyor. Taş devrinden kalma bu tapınaklar T şeklinde sütunlarla çevrilmiş. Arkeologlar bu sütunlarda görülen kol ve el tasvirlerinin insan tasvirleri olduğunu düşünüyor. Ayrıca bu sütunlar üzerine işlenmiş hayvan tasvirleri ve soyut semboller de mevcut. Boğa, yaban domuzu, tilki, yılan, turna ve yaban ördeği bunlardan sadece bir kaçı. Kazı çalışmaları henüz tamamlanmamış, tamamlandığı takdirde bu alanın tüm dünyanın gözbebeği olacağını düşünüyorum.

ŞANLIURFADA SIRA GECESİ. ÇİĞ KÖFTENİN DAYANILMAZ TADI..

Göbeklitepe’den son derece yorgun inen basın mensupları soluğu otelde aldı. Ve ardından sıra gecesi… Geceye Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter yardımcısı Mehmet Emin Özçınar, Büyükşehir Basın Yayın ve Halkla ilişkiler Dairesi Başkanı Mithat Nebi Şengöz, Şanlıurfa Çalışan Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Tahir Gülebak, Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti Federasyonu Başkanı Mehmet Çelik, Proje koordinatörü Ahmet Külekçi ile bölge gazetecileri ve Trabzon, Artvin, Giresun, Gümüşhane ve Rize’den gelen basın mensupları katıldı.

Yaklaşık 42 medeniyetin merkezi, kiminin başkenti kiminin uğrak şehri Şanlıurfa. İnsanları, havası kadar sıcacık. Hepsi candan, hepsi kandan sanki. Gelen her misafire yüreklerini, gönüllerini, evlerini, sofralarını açıyorlar. Basın Mensupları için düzenlenen sıra gecesinin hakkını vermek gerek. Allahım ne kadar güzel sesleri var. Kesin çiğ köftedendir diye geçiyor içimden. Ağzı yanan yanık türkü söyler diyorum hem de gülüyorum kendime. Daha önce Mardin’de çiğ köfte yoğurmuştum buradaki tekniği de öğrenmek için oturdum onlarla çiğ köfte yoğurdum. Bir lezzetli. bir acı. Hem yanıyoruz hem yiyoruz yok böyle bir şey. Kendimi ejderha hissettim inanın ağzımdan ateş çıkıyor. Ama yine yiyorum. Ağzı yanan halaya kalkıyor. Cemiyet başkanı Gülebak bizlere Şanlıurfa’ya özgü Puşi hediye ediyor. Boynumda hem Trabzonspor fuları hem de Urfa puşisi. Bir kardeşlik, bir dostluk. Müzisyenler “Misiri guruttun mi” diyor biz halayla horonu aynı anda oynuyoruz. Ama davulcunun performansını ayakta alkışlıyorum. Davulun üzerinde sular fışkırıyor, ateşler yanıyor böyle güzel. Gecenin sonunda Sönmez Çak’ın ayakkabılarının yokluğu bizi saatlerce güldürüyor. Herkes ayrı bir fıkra uyduruyor ama en güzel Ahmet Külekçi’nin ki. “Sıra gecesine ayakkabılarla girilmeyeceğini öğrenen Sönmez, otelden terliklerle geldi ve onları da kaybetti” Her arkadaşım ayrı bir güzel. Osman Şişko’nun kolbastısı, Ali Rıza Altınsoy’un yeni figürlerinin yanında hiç kalır. Özgür’ün bazı dostları için Göbeklitepe’de yer satın almak istemesi, Ömer abinin (Altıntaş) Göbeklitepe’ye çıkarken “habu gada yol olur mi” serzenişini de unutmayacağız.

Sıra gecesi çıkışı Urfa sokaklarında gözüme çarpan bir ayrıntıyı sizinle paylaşmak isterim her yerde ciğerciler var. Masalar küçük restoranlardan dışarı atılmış. Ve her masanın üzerinde ekmek sepetlerinin içinde kuru soğanlar var. Bunlar ne, dedim ciğercilerde böyle imiş. Bir güzel, bir doğal..

Ve ayrılık vakti, hiç sevmiyorum ayrılıkları. İnsanoğlunun hayatında hep kavuşmalar olsa. Herkes hüzünlü, kimse birbiriyle göz göze gelmek istemiyor. Şanlıurfa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Tahir Gülebak otobüse bindiğinde herkes pür dikkat ona baktı. Güle güle gidin, yolunuz açık olsun, sizleri çok özleyeceğim, iyi ki geldiniz derken koca adam ağlıyordu. Herkes dondu kaldı. Uzun süre otobüste kimse sesini çıkarmadı. Herkes yutkundu, yutkundu. El salladı sadece. Yeniden kavuşmak, yeniden buluşmak üzere veda ettik Şanlıurfa’ya, ve radyoda “Urfalıyam ezelden, gönlüm geçmez güzelden” çalıyordu.

Basın Mensupları Gönül Elçileri projesinin Şanlıurfa’da amacına ulaştığını, orada bulunan basın mensuplarının projeyi sahiplendiğini ve Karadenizle Güneydoğu arasındaki köprülerin çok sağlam atıldığını söylemek isterim. Emeği geçen herkese ama herkesin poz vermekte yarıştığı Borsadaki arkadaşım Ömer Altuntaş’a sonsuz teşekkürler..

Günün unutulmazı: İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu’nun, Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu’nun ve Ortahisar Belediye Başkanı Av. Ahmet Metin Genç’in, Trabzon Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Yusuf Turgut’un otobüsümüzü arayarak canlı yayınla bize hayırlı yolculuklar diye seslenmeleriydi.

Yarın: Mardin Kapı Şen Olur!