61SAAT HABER SERVİSİ - Esaspehlivan’ın Trabzon ve Türkiye gündemiyle ilgili sorularını yanıtlayan Ayvazoğlu, ilk olarak TBMM’nin tatile girmesinin ardından Trabzon’da ki çalışmalarını değerlendirdi. 

TMO’NUN 80 KİLO KOTA KOYMASI

Ardından Esaspehlivan’ın, "TMO’nun uygulayacağı dönüm başına 80 kilo kota” sınırıyla ilgili olarak Ayvazoğlu, "Görüşmeye devam edilen konular arasında. Bunun kararını verirken hem depolama alanlarınızın, hem de bütçenizin yeterliliği konusunda denge politikası yürütmeniz gerekiyor” dedi. 

İhracatın asla gözardı edilmemesi gerektiğine dikkat çeken Ayvazoğlu, "İhracatı asla gözardı etmemeniz gerekiyor. Eğer bir aksilik olmazsa, 850 bin tona yakın rekolte bekleniyor. Bunun 320 bin tonunu ihracata ayırabilirsek, geri kalanının TMO tarafından alımında bu depolama alanları ve ödenecek fiyatın ne kadar rantablı, ne kadar gerçekçi politika olduğuna bakılmalı. İlk günden son güne kadar realist politika uygulanmalı” diye konuştu. 

Hasat zamanı konusunda üreticiyi uyaran Ayvazoğlu, "Hasat ile ilgili üreticimizi sürekli uyarıyoruz.  Fındık olgunlaşmadan hemen hasat zamanı geldi deyip bir an önce toplamaya başlamayın. Dalından düşen fındık çok daha değerlidir. Keşke ağaçtan değil de yerden toplayabilsek” ifadelerini kullandı. 

FINDIK KONUSUNDA ÖZELEŞTİRİ YAPTI

Fındık konusunda profesyonel tarım uygulamasının olmadığı noktasında özeleştiri yapan Ayvazoğlu, sözlerini şu şekilde sürdürdü: 

"Özeleştiri olarak hepimiz içine koyarak söylüyorum. Bizim fındıkta profesyonel tarım uygulamamız yok. Bizim fındık üreticimiz 1 yıl boyunca bekler, bahçesine gider, fındığını toplar bir an önce satıp haliyle insanların işi gücü var, borcu var, çocuğunu evlendirecek bir an önce kendi imkanları dahilinde yoluna koymaya çalışır. 

Burada devletin verdiği teşvikler var. Alan bazlı destekler gibi.. Bu desteklerin tamamen fındık tarımına kaydırılması gerekiyor. Profesyonel tarım anlamında Tarım Bakanlığımızın strateji geliştirmesi, üreticilerin ciddi profesyonel eğitim alması ve sonrasında aynı araziden 3 - 4 kat verim alarak çok daha fazla kazanması mümkün. Böyle bir olasılık varken önümüzde duran bu olasılığı heba etmek, görmezden gelmek aslında fındığa yapılmış bir ihanet. 

Bizim stratejik bir ürün olarak gördüğümüz, dünya piyasasına hakim olduğumuz bu alanı çok iyi değerlendirmemiz gerekiyor ve fındık konusunda stratejimizin olması gerekiyor. 

Buna bilimsel enstitü kurmaktan tutun da, aynı alandan daha yüksek verim almak adına uygulayacağınız profesyonel tarım politikasına kadar, her alanı dahil edebilirsiniz. Fındıkta dünya piyasasına hakimiz ama, bizim bir 70 yıl sonra, 100 yıl sonra da "Türkiye dünya piyasasına hakimdir" cümlesini kurabilmemiz lazım. 

DEVAMI YARIN