Trabzonspor ya geçen hafta gol düellosunda alınan galibiyetin etkisinde kalmıştı ya da kış hazırlığı için odun yarmış olacaklar ki yorgun, isteksiz, bitkin idiler. İlk çeyrek dilimde adeta yokları oynadılar dersem abartmış olmam. Buna karşın konuk ekip, bordo-mavililerin oyuncularına selam dahi vermeden defansla birlikte kaleci Onana ile sık sık karşı karşıya kalıp gollük pozisyonlara girdiler.

Bu şaşkınlık 20 dakika sürerken, üstüne üstlük bir de gol yiyince oyun başından beri yapamadıklarını yapmaya başlayıp coşku, hareketlilik, pres ve forvette çoğalırlarken bu artılarına bir de agresifliği ekleyince biri penaltıdan olmak üzere Onuachu’dan peş peşe 2 gol geldi. Geçen haftanın jeneriklik golün sahibi Muçi de Hamsikvari golü ile sahne alırken takımını düzlüğe çıkarmış oldu. Meselenin özü de budur.

Şimdi gelelim sadede… Trabzonspor taraftarının ilk çeyrek dilim hariç görmek istediği oyun budur. Şayet bu oyun 90 dakikaya yayılır ve yetmez, kalan maçlara da yansıtılırsa şampiyonluk yarışının zincirinde bir bakla oluruz.

Noktasını koyarak; orta saha oyuncularının topla oyuna, anlayışa eyvallah dedikleri gibi topsuz oyunu da yardımlaşmayı da özümsemelidirler. Bununla birlikte defans S.O.S veriyor. Bir iki oyuncu ile olmaz. Hem acemi kaleci Bahadır gibi bir kaleci, hem de beceriksiz Bardhi ve Muleka forvetleri bulamayabiliriz. Veya böyle pozisyonlar kaleci Onana’nın kör sahasına gelebilir.

Unutulmasın ki şampiyonluk yarışı sadece dikenli değil, cam kırıkları ile doludur. Hatırlatayım dedim.