Tüm samimiyetimle yazıyorum.
Karşılaşmayı izlerken aklımdan geçenler öncelikle şunlar oldu; İki takım var sahada... Komşu şehirlerin iki güzide takımı... Bu iki takımın da öyle ya da böyle yıllardır süren bir rekabeti söz konusu...
Sezon başı ve kamp yaptıkları otelin az seyirci kapasiteli stadyumunda oynuyorlar sanki...
Teknik adamlar aralarında konuşmuşlar; "Gel bir antrenman maçı yapalım da, eksik, gedik ne varsa görelim, sezona hazırlanalım" deyip maça karar vermişler, gayri resmiler...
Hikmet Karaman'ın oyuncu tercihleri, Ersun Yanal'ın da oyuna müdahaleleri kazanmak üzerine değilde, sanki; "Daha da zor duruma nasıl düşebiliriz, seneye bunları yaşarsak şunları mutlaka yapmayalım" şeklindeydi.
İzlerken; amaçsız, hedefsiz iki takımın bol ve net gol pozisyonu üretmelerine tanıklık ettik, evet! İlk
4 hedefi unutulmamalı 
Evet ama izleyenler olarak; her iki takımın da bir amacı, bir hedefi ve bir gelecek kaygısı olduğunu düşünüyorduk. Öyle olmadı, öyle bir intiba uyandırmadılar bizlere.
Trabzonspor adına Ersun hoca'nın oyuna müdahaleleri, Waris'e kadar "Rakip baskı kursun, biz ve Hakan Arıkan dirensin ve sonuçlarını birlikte tartışalım" görüntüsü verdi.
Elbette gelecek sezonun planlaması yapılıyor, elbette gelecek sezona bu kayıp yıldan bir takım dersler taşımak gerekiyor.
Trabzonspor'un bir ilk 4 hedefi olduğu da unutulmamalı.
Maçın en iyisi Hakan Arıkan, başka da söze gerek yok sanırım!