Ben demiyorum!
Türkiye'de iletişim alanındaki en yetkin isimlerden Prof. Dr. Nilüfer Sezer diyor:
“Dünyada en çok televizyon izleyen 2. ülke Türkiye…”
*
Bu ayrıntıdan yola çıkarak ne izlediğimizi biliyor musunuz?
Farkına varamayanlar için, ben bir toparlayayım.
*
“Çukur” diye bir dizi izliyoruz.
Oksitlenmiş kutup başı gibi sokaklarda dolaşan bir grup ergen sivilce, bir mahalleyi koruma derdinde.
Dizi de, silah, gasp, uyuşturucu, hırsızlık, cinayet, adam yaralama ne ararsan var.
*
“Yemekdeyiz” diye bir program izliyoruz.
Masadaki musakkanın tadını, 6 bilim adamı (!) gastronomi testinden geçiriyor. 
Alabildiğine gösteriş, alabildiğine israf…
***
“Yasak Elma” diye bir dizi izliyoruz.
Kimin eli kimin cebinde belli değil.
Cinsellik ön planda ve bundan nedense kimse şikayetçi değil…
*
“Esra Erol’da” diye bir program izliyoruz.
Tabir-i caizse yerli dedektiflerimiz.
Sırf reyting uğruna, ne kadar absürt olayın kahramanı varsa, şak diye ekrana çıkartılıyor.
Dünyanın ne denli bir fil işkembesine döndüğünü, çoluk çocuk seyrediyoruz.
*
“Kuaförüm sensin” diye bir program izliyoruz.
Kafam kadar küpeleriyle, ekranda Ali Bey Konağı gibi duran sözde moda ikonları, Türk kadınlarına makyaj ve giyim dersi veriyor. 
Tartışmaları bir karıncanın midesini doldurmaz.
*
Yani demem o ki muhterem;
Delinin biri aptal olma diyerek bir mektup yazıyor ve biz bu mektubun sadece tımarhaneye duvar yazısı olacağının farkına varamıyoruz.
Şiddeti, cinayeti ve ahlaksızlığı alenen teşvik eden bu dizilerle, memleketin refahı ve huzuru için çalışan, proje geliştiren beyinler, sizce de provoke edilmiyor mu?

*
Bence ediliyor.
*
Makaraları geri sarın!
*
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu geçtiğimiz günlerde ne demişti:
 “Lanet bir dizi var 'Çukur' diye. Onun kadar olamıyorsak yazıklar olsun bize. Hakikaten lanet. Beni bağışlasınlar, bir de 'Adana 01' diye dizi var. İkisinin etki alanı kadar etki alanı oluşturamıyorsak yandık. Çocuklarımızı zehirliyor, bu iki dizi. İnsanımızı kendi kültüründen uzaklaştırıyor.”
*
Haklı mı?
Evet. Hem de Kafdağı kadar…
*
Öyleyse, uyuşturucu satıcılarının kolunu bacağını kırın diye emniyet teşkilatına talimat veren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun bu gayreti, dizi yapımcıları tarafından neden suistimal ediliyor?
 *
Mamafih muhterem!
Başta dizi yapımcıları olmak üzere, bolca empati yapmak gerek.
Düşünmek, bedenimizde sadece bir ruh dekoru olarak kalmamalı…
Fabrikaya sefer tası ile gidip, evladının geleceği için çırpınan babaların ricasıdır;
Bu memleketin gençlerini reytinglere kurban etmeyin.