Sanırsınız karşısında oynayan takım yine, yeniden Barcelona takımı..
Bu cümleyi bilmem kaçıncı yazımda "Bu kez son olur mu?" düşüncesiyle kullandım ama zerre değişmedi görüntü...
Geçen hafta şampiyonluk adayı Beşiktaş'a yenilirken yakaladığını düşündüğümüz Cardozo-Muhammet Demir ikilisini bu kez tercih etmedi Hami hoca.
Şampiyonluk adayı, ligin en iyi futbol üreteni olarak ilan edilen güçlü rakibine karşı başarılı olmuş bu ikiliyi, küme düşme stresi yaşayan rakibine karşı sahaya sürmeyişini anlayamadık!
***

Öyle bir 45 dakika yaşattılar ki bu halleriyle; sahada forması hariç Trabzonspor isminin 'T' si dahi yoktu. İzletilen şeyin adının futbol olduğuna inanmak güçtü Trabzonspor adına. Sivasspor takımı etkili oyunuyla ürettiği net gol pozisyonlarında kaleci Esteban'ı geçemedi.
Şu bir gerçek ki, bu haftaya kadar Trabzonspor; altında ve yakınında bulunan tüm takımlardan daha inançsız ve kötü bir takım görüntüsünde. Taraftarlarını bu noktada endişelendiren şey de bu inançsız, umutsuz görüntüleri.
Tıpkı Mersin maçının kopyası hatta daha da kötüsü bir oyunla Trabzonspor galip geldi. Bunda en büyük parantezi kaleci Esteban'a açmak gerekir. Kalesinde inanılmaz işler yaptı. Esteban'a Akakpo (sanırım en ucuz oyuncu), Cavanda ve Mustafa'yı eklemek gerekiyor. Ramazan (sanırım o da en ucuz oyunculardan) orta ikilide formayı net hak ettiğini gösterdi.
Bu isimler diğer arkadaşlarına göre ne yaptığını bilen bir görüntü içindeydiler.

***

Görünen o ki büyük bir kadro dönüşümü söz konusu olacak. Kötü oyun iyi puanla sıralamada rahat bir yere gelen Trabzonspor'un bundan sonraki maçlarını daha dikkatli izlemek gerekir.
Bakalım bu kötü futbolun sebebi stres mi, başka bir şey mi?