İnce'nin avukatı Haluk Pekşen, basın yayın organlarında yer alan açıklamasında, müvekkili hakkında ''cinsel taciz'' iddiasında bulunan Fatma K. hakkında ''şantaj'' gerekçesiyle bulundukları suç duyurusunun takipsizlikle sonuçlandığını belirtti.

Pekşen, suç duyurusunun ''Şemdinli'de Umut Kitapevi'ndeki patlama'' olayını soruştururken görevden alınan daha sonra ise göreve iade edilen Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya'ya düştüğünü, Sarıkaya'nın, ''olayın üzerine gitmeyerek takipsizlik kararı verdiğini'' iddia etti. Ancak ''takipsizlik'' kararını Cumhuriyet Savcısı Ramazan Kaya'nın verdiği öğrenildi.

Takipsizlik kararı 5 Temmuz'da verildi

Ramazan Kaya tarafından 5 Temmuz 2012 tarihinde verilen takipsizlik kararında, İnce'nin 27 Nisan 2012 tarihli şikayet dilekçesinde, şüpheli Fatma K'nın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Parlamenter Suçları Soruşturma Bürosu'nca yürütülen ''cinsel taciz'' soruşturmasından vazgeçmesi için sulh protokolü imzalamasına rağmen şikayetinden vazgeçmediği ve imzalanan bu belgeleri basına vereceği şeklinde kendisine şantaj yaptığını öne sürerek şikayette bulunduğu belirtildi.

İkili arasında 16 Mart 2012 tarihinde hazırlanan sulh protokolünde şüpheli ve müştekinin imzasının bulunduğu anlatılan kararda, ikili arasında Parlamenter Suçları Soruşturma Bürosu'nca yürütülen soruşturma sonucunda 5 Temmuz 2012'de İnce hakkında fezleke düzenlenerek Adalet Bakanlığı'na gönderildiği ifade edildi.

Kararda, şüphelinin imzalanan belgelerden sonra İnce ile herhangi bir görüşmesinin ve müştekiye karşı herhangi bir eyleminin bulunmadığı, tanık anlatımlarının da bu yönde olduğu vurgulandı.

Taraflar arasındaki olayın daha önceden basına sızdığı belirtilen kararda, Fatma K. iddia edildiği gibi ''para vermezseniz belgeleri basına sızdırırım'' şeklinde sözler sarf etse bile elindeki belgelerin hukuki mahiyette anlaşma metinleri olması sebebiyle bu nitelikteki belgenin şantaj suçuna vasıta olmasının mümkün olmadığına işaret edildi.

Fatma K'nın şikayeti üzerine Muharrem İnce hakkında ''cinsel taciz'' ve hakaret suçlarından dokunulmazlığının kaldırılması istemli fezleke düzenlenmesinden sonra müştekinin elindeki belgelerin hukuki mahiyette anlaşma metinleri olması nedeniyle bu nitelikteki belgenin şantaj suçuna sebep olmasının mümkün olmadığı, şüphelinin şantaj suçu işlediğine dair hakkında kamu davası açılmasını gerektirir delil bulunamadığı kaydedildi.