İran, halk tarafından seçilen bir meclisin varlığı ve kuvvetler ayrılığı ilkesine dayalı yönetim görüntüsü vermesine rağmen aslında devlet idaresinin tüm alanlarında son sözü her türlü yetkiye sahip lider Ayetullah Ali Hamaney söylüyor.

İran, Şah rejiminin devrildiği 11 Şubat 1979'daki devrimden bu yana kendine özgü bir devlet yapılanmasıyla yönetiliyor.

Atanmışların ağırlıkta olduğu sistem, seçimle işbaşına gelenlere kısıtlı bir hareket alanı veriyor. Bu durum da tartışmaları beraberinde getiriyor.

REFORMİST ADAYLAR ENGELLENİYOR
Ülkede 26 Şubat'ta düzenlenecek Uzmanlar Meclisi ve İran Meclisi seçimleri için süreç 17 Aralık 2015'te başlamıştı. Ancak, İran Meclis seçimleri için aday adayı olan reformist adaylardan yüzde 99'unun adaylığının reddedildiği haberlerinin ülkedeki yankısı sürüyor. Cumhurbaşkanı Ruhani'nin, Anayasayı Koruyucular Konseyi tarafından İran Meclis seçimleri için milletvekili adaylıkları kabul edilmeyen reformistleriçin devreye girdiği biliniyor. Lider Hamaney'e yakın olan Muhafazakarlar Koalisyonu Sözcüsü Haddad Adil, "Bazıları, Anayasayı Koruyucular Konseyi'ni, adaylıkları reddetmesi sebebiyle eleştiriyormuş. Ayetullah liderin (Hamaney) de buyurduğu gibi, rejimi kabul etmeyenler meclise girecek diye bir şey yok" ifadelerini kullanarak sistemdeki hakim unsurların kırmızı çizgisini hatırlatmıştı.

VELİYY-İ FAKİH: MEHDİ'NİN VEKİLİ
Lider Ayetullah Ali Hamaney, rejimin en üst makamı olan "Velayet-i Fakih" kurumunu temsilen ülkeyi "Veliyy-i Fakih" sıfatıyla idare ediyor. Fıkıh alimlerinin yönetimini anlamına gelen Velayet-i Fakih, İran İslam Cumhuriyeti'nin anayasasının esasını oluşturuyor.

Velayet-i Fakih'in başındaki Veliyy-i Fakih, "Mehdi'nin yeryüzündeki vekili olan Şii din adamları" anlamına geliyor. Veliyy-i Fakih, "Mehdi"nin yeniden ortaya çıkışına kadar İslam ümmetinin yöneticisi olarak görülüyor. Şii mezhebinde Hazreti Muhammed'in 12'nci kuşaktan torunu "Mehdi"nin bir gün dünyaya dönerek yeryüzündeki gerçek adaleti sağlayacağına inanılıyor.

LİDER HAMANEY, DEVLETİN TÜM KUVVETLERİNE MÜDAHALE DEEBİLİYOR
1989'daki vefatına kadar ülkeyi yöneten devrim lideri Ayetullah Humeyni, Veliyy-i Fakih kavramını "İslam'da Hükümet" kitabında teorize etmişti. Bu teori, anayasaya da yerini almıştı.  

Anayasada, devletin temel organları yasama, yürütme, yargı olarak tanımlanıyor. Ancak, "Rehber" sıfatını da taşıyan lider, bu organların işleyişlerine müdahale edebiliyor. 

Yürütmenin başında cumhurbaşkanı olsa da iç ve dış politikada önceliklerin belirlenmesi, savaş ve barış kararı, liderin yetkisinde. Silahlı kuvvetler ve emniyet güçleri de lidere bağlı. Tüm yargı kurumlarını da lider kontrol ediyor.