Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Kayseri'deki terör saldırısına ilişkin "Şu andaki bütün işaretler, PKK'yı gösteriyor, o tarafa doğru oklar yöneliyor. İlgili güvenlik birimlerimiz bütün detayları ortaya koyarak, netleştiğinde 'evet, bu işi PKK yapmıştır', resmi açıklama olarak da ortaya konulacaktır. Ama oklar şu anda PKK'yı işaret ediyor." değerlendirmesinde bulundu.

 Kurtulmuş, NTV'de katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin soruları  yanıtladı. Kayseri'deki saldırıyla ilgili soruya Kurtulmuş, öncelikle saldırıda  hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diledi, ailelere ve Türk Silahlı  Kuvvetleri (TSK) camiasına da başsağlığı temennisinde bulundu.

 Hedefin belli olduğunu, geçen hafta İstanbul Beşiktaş'taki saldırının  polise yönelik yapıldığını dile getiren Kurtulmuş, bu saldırının da doğrudan  doğruya askere yönelik gerçekleştiğini vurguladı.

Sahada güvenlik kuvvetlerinin karşısında zor durumda kalan, sürekli  yenilgi alan ve geri çekilmek mecburiyetinde kalan terör örgütlerinin, doğrudan  doğruya güvenlik birimlerini hedef alarak intikam alma peşinde olduklarını  belirten Kurtulmuş, "Bu saldırının, bir intikam saldırısı olduğu, kendi  durumlarını bir şekilde düzeltmekle ilgili bir çaba olduğu anlaşılıyor." diye  konuştu.

 Kurtulmuş, resmi rakamlar konusunda titizlikle dikkat edilen hususun,  Adli Tıp Kurumunun açıkladığı rakamlar olması gerektiğine işaret ederek, "Şu anda  Adli Tıp'ın tespit etmiş olduğu 9 şehidimiz vardır. Bu rakamın artma ihtimali  var. Ayrıca hastanelerde ağır yaralı olan kardeşlerimiz var, Ümit ederiz ki rakam  yükselmez." dedi.

Kimlikleri belirlenenlerin, asker ya da sivil olup olmadığı yönündeki  soruya Kurtulmuş, "Bunların izne çıkan asker kardeşlerimizin olduğu anlaşılıyor.  Tek tek bu kimlikler belirlendikçe kamuoyuyla paylaşılacaktır." yanıtını verdi.

 "Oklar şu anda PKK'yı işaret ediyor"

Kurtulmuş, saldırının PKK'nın yaptığına dair yorum ve işaretlerin  ellerinde bulunduğunun ifade edilmesi üzerine, "Şu andaki bütün işaretler, PKK'yı  gösteriyor, o tarafa doğru oklar yöneliyor. Ancak sonuçta biz en ufak bir detayı,  çok küçük bir ihtimal dahi olsa, her türlü başka ihtimali de hesaba katmak  zorundayız. İlgili güvenlik birimlerimiz bu çerçevede bütün detayları ortaya  koyarak, netleştiğinde 'Evet, bu işi PKK yapmıştır', resmi açıklama olarak da  ortaya konulacaktır. Ama oklar şu anda PKK'yı işaret ediyor." ifadesini kullandı.

  "Orada komandoların yetiştirildiği bir yer olması, o komandoların  aslında bölücü terör örgütüne yönelik operasyonlarda görev yapması önemli. Ama  Kayseri'nin seçilmesinin sizce bir anlamı var mı?" sorusuna Kurtulmuş, şu yanıtı  verdi:

 "Hiç kuşkusuz bu terör saldırıları yapanlar, bir kahvede bir araya  gelip 'Hadi şuradan şu bombaları alalım da gidip şurada patlatalım' demiyorlar.  Geçen haftaki patlamada gördük, muhtemelen bu patlamada da benzer malzemeler  kullanıldı. Bu malzemeler AVM'lerde, çarşamba pazarında satılmıyor. Birtakım  ülkelerin silahlı kuvvetlerinin envanterlerinde olan bombaların da olduğu  anlaşılıyor. Demek ki işin arkasında lojistik destek var, istihbari destek var,  siyasi planlama var, hatta terör anlamında örgütün bütüncül istikametinde de bir  planlama var.

  Doğru, Kayseri'nin seçilmiş bir yer olduğunu görüyoruz. Kayseri,  PKK'ya karşı her zaman çok dik durmuş bir ilimiz. Belki Kayseri halkı üzerinde  bir galeyan ortamı oluşturmak, oradan başka birtakım olayların ön hazırlıklarını  yapmak gibi niyetleri de olabilir. Ayrıca bir de bugün, Kayserilerin, İstanbul'da  Beşiktaş Stadında yapacakları büyük bir toplantısı vardı. Muhtemelen bunun  üzerinden de bir gözdağı verilmesi planlanmış olabilir."

 "Silahları, bombaları nereden buluyor?"

 Kurtulmuş, "Hangi ülkelerin, Türkiye'ye ne mesaj vermek istediği  konusunda ne söylersiniz?" sorusu üzerine şunları söyledi:

  "Sadece PKK için ya da DEAŞ için söylemiyoruz. Dünya'daki hiçbir terör  örgütü tek başına değildir. Bu terör örgütlerinin arkasında birtakım ülkelerin  çeşitli destekleri vardır. Biz dostlarımızdan şunu bekliyoruz; terör saldırıları  karşısında sadece birkaç tane kınama cümlesi değil, bu terör örgütlerine karşı  Türkiye ile ortak bir zeminde mücadele etmelerinin artık şart olduğunu görüyoruz.  'Evet, kınıyoruz ediyoruz.' Kınıyorsunuz da kusura bakmayın, bu insanlar bu  silahları, bombaları nereden buluyorlar. Hala birçok ülkede PKK, bu kadar rahat  elini kolunu sallayarak nasıl siyasi faaliyet yapıyor. Terörün her türlüsüne  lanet okuyan bir anlayışa ihtiyacımız var. Biz bu anlamda bilgi, belge,  istihbarat paylaşımına hazırız."

 İstanbul Beşiktaş'ta gerçekleşen saldırıya değinen Kurtulmuş,  "Dolmabahçe'deki çok açık, şu anda henüz Kayseri'deki bütünüyle ortaya çıkmadı.  Dolmabahçe saldırısında kullanılan bir fabrikasyon bombadır ve birtakım ülkelerin  envanterinden kaynaklandığı değerlendirilmektedir. Emniyetin değerlendirmesi o  yönde." dedi.

Kurtulmuş, "Türkiye'ye, 'Suriye ile daha fazla uğraşmayın, burada  yapacağımız yeni oluşumlara karşı çıkmayın ya da engellemeyin mesajı mı bu?"  sorusuna "Dünyanın hiçbir yerindeki terör saldırısı sadece terör değildir,  arkasında mutlaka bir siyasi mesaj vardır." cevabını verdi.

  "Art arda gelen iki saldırıdan sonra Kandil'e ya da terör örgütü  yöneticilerine yönelik yeni adımlar gündemde mi?" sorusu üzerine Kurtulmuş,  "Gaziantep'te kına gecesinde DEAŞ saldırısı oldu, Dolmabahçe'de PKK saldırısı  oldu. 2016 yılında 25 bombalı saldırı olmuş, bu Kayseri'deki 26. oldu. Bunların  20'sini PKK yapmış, 5-6'sı da DEAŞ'ın yaptığı saldırılar. Şu çok net, bu  saldırıları yapanlar mutlaka Türkiye'nin sınırları ötesinden destek alıyorlar."  diye konuştu.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Yılmadan yolumuza  devam edeceğiz ve sonuç alacağız. Başka çaresi yok. Yani Türkiye terörden  yılmayacak, olağanüstü hal bu mücadeleyi kolaylaştırıyor." dedi.

Kurtulmuş, NTV canlı yayınında katıldığı programda gündeme ilişkin  değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.

 "Önümüzdeki günlerde Kandil'e ya da Sincar'a daha çok mu operasyon  göreceğiz?" sorusuna Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "Ana hedefimiz, nereden  Türkiye'ye karşı bir saldırı geliyorsa, biz de o saldırıları önleyecek  tedbirlerimizi alacağız. Onlara karşı orada da mücadelemizi yapacağız."  karşılığını verdi.

"Avrupa'daki teröristlerin iadesi ya da Türkiye'ye verilmesi  noktasında, bu aşamadan sonra daha farklı bir dil, daha farklı bir yöntem ortaya  koymak mümkün mü?" sorusu üzerine Kurtulmuş, sürekli müzakereler yapıldığını,  dosyalar gönderildiğini belirtti.

Terör örgütünün lider kadrosuyla ilgili Avrupa ülkelerine binlerce  dosyanın gönderildiğini vurgulayan Kurtulmuş, şöyle konuştu:

"İnsanlardan zorla haraç topluyorlar, insanlara tehditlerde,  tacizlerde bulunuyorlar. Bütün bunlarla ilgili dosyalar Avrupa'daki ilgili  dostlarımıza, dost bildiğimiz ülkelere iletilmiştir. Ne yazık ki bunların  birçoğuyla ilgili işlem yapılmamıştır. Şimdi bizim bu tür saldırılardan çok  canımız uyanıyor. Avrupa ülkelerine de diyoruz ki 'Bırakın artık sizin  şehirleriniz, sizin metropolleriniz PKK'nın ya da başka örgütlerin rahat  dolaşacakları, cennet gibi görecekleri yer olmasın.' Bu, Türkiye'ye karşı  düşmanca bir tavrı beslemek demektir."

  - "Bizim yerimize kendilerini koysunlar"
 
"Türkiye'nin bu terör karşısındaki mücadelesini destekliyoruz,  acılarını paylaşıyoruz." diyenlerden empati yapmalarını isteyen Kurtulmuş, "Bizim  yerimize kendilerini koysunlar. Diyelim ki orada bombalar patlıyor, o bombaları  patlatanlara da biz Ankara'da, İstanbul'da gösteri yapmalarına müsaade ediyoruz.  Bundan rahatsız olmazlar mı? Bunu dostça bir tavır olarak mı değerlendirirler?  Dolayısıyla aynı tavrın herkes tarafından empatiyle dile getirilmesi lazım ve  Türkiye'nin, Türk insanının yaşadığı bu acıları hafifletmek için terör  örgütlerinin artık oralarda faaliyet yapmasına müsaade etmemeleri lazım."  değerlendirmesinde bulundu.

 Terör eylemlerinin psikolojik boyutuna işaret edilerek, "Hiç kimse  artık sokağa emin adımlarla çıkmıyor, herkes hem kendisi hem de sevdikleri ve  yakınları için endişe duyuyor. Bununla ilgili ne söyleyeceksiniz?" sorusu üzerine  Numan Kurtulmuş, Kayseri'deki terör saldırısından önce, onlarca bombalı saldırı  ihbarı alındığını ve bunların önlendiğini kaydetti.

 Bir yıl içinde onlarca farklı olayın önlendiğini vurgulayan Kurtulmuş,  "Ama siz 50 olayı önleseniz, birini önleyemediğiniz zaman maalesef çok ağır bir  tablo, ağır bir sonuç ortaya çıkıyor. Zaten terörün yapmak istediği bu. Milleti  yıldırmak, korkutmak, içine kapatmak, günlük faaliyetlerinizi yapamaz hale  getirmek, hatta herkesin bir diğerinden şüphe duymasını temin etmek. Dolayısıyla  burada milli birlik, beraberlik içinde olacağız." dedi.

 - "Bütün vatandaşlarımız bu konuda hassas olsun"

Kurtulmuş, Türkiye'de terör eylemleri üzerinden Sünni-Alevi  meselesinin körüklenmeye çalışıldığına da işaret ederek, şunları söyledi:

"Bütün vatandaşlarımız bu konuda hassas olsun. Yani Hacı Bektaş-ı  Veli'nin dergahıyla Hacı Bayram-ı Veli'nin dergahı arasında bir fark yok. Biz  Aleviler, Sünniler asırlardır birlikte yaşadık. Mesele bizim Alevilerimiz,  Sünnilerimizle ilgili bir mesele değildir. Aynı şekilde PKK meselesi, Türklerle  Kürtler arasında bir mesele değildir. Burada bir toplumsal gerilim hattı  oluşturulmasına asla müsaade etmememiz lazım. Bu ülkenin Türkleri de Kürtleri de  aynı bayrağın altında, aynı vatanın evladı olarak yaşıyor ve herkes aynı  medeniyetin mensubu olarak yaşamını sürdürüyor. Esasında Kürtlerin de PKK ile  problemi vardır. PKK'nın da Kürtlerle problemi olduğu gibi. Dolayısıyla bu açıdan  baktığımız zaman Allah rızası için herkes kullandığı dile dikkat etsin, herkes  konusuna, komşusuna sahip çıksın. Mezhebi, meşrebi, etnik kökeni ne olursa olsun  bu ülkenin vatandaşlarının birlik, dirlik içinde yaşamalarını temin etmemiz  gerekiyor."

- "Kahroluyoruz, içimiz kan ağlıyor"

 Birlik ve beraberlik içinde hareket edilmesinin önemine değinen  Kurtulmuş, "İstiyorlar ki biz diz çökelim, mağlup olalım, içimize kapanalım.  Hayır, herkes günlük işini, ne yapıyorsa onu yapmaya devam edecek. Üzüleceğiz,  kahroluyoruz, içimiz kan ağlıyor, zor konuşuyoruz ama sonuçta günlük işlerimizi  yapmaya devam edeceğiz. Aksi takdirde zaten teröre teslim olmuş oluruz. Onların  oluşturduğu psikolojik ortamda hapsolmuş, kalmış oluruz. Acımızı ortaklaşacağız,  geleceğimizi ortaklaşacağız, birliğimizi bozan unsurlara asla müsaade  etmeyeceğiz." diye konuştu.

Kurtulmuş, sınır güvenliği açısından alınması gereken yeni önlemlerin  olup olmadığına ilişkin ise bu çerçevede gerekli çalışmaların yürütüldüğünü,  özellikle sınırın dağlık bölgelerinde insansız hava araçlarıyla kesintisiz  kontroller yapıldığını belirtti.

- "Büyük ihtimalle bugün, Ankara yoğunluklu bir çalışma olur"

 "Bugün Ankara'da bir güvenlik toplantısı öngörülüyor mu?" sorusunu da  yanıtlayan Kurtulmuş, "Muhtemelen yani Sayın Başbakan, Kahramanmaraş'tan  gelecektir. Büyük ihtimalle bugün, Ankara yoğunluklu bir çalışma olur. İnşallah  düzgün, doğru kararlarla güvenlik meselesini daha da tahkim ederiz. Süratle de  Kayseri'deki saldırıdan sonra yaraları sararak yolumuza devam ederiz." diye  konuştu.

 "Olağanüstü hal süreci bu noktada güvenlik güçlerinin işini  kolaylaştırıyor mu, yoksa başka bir sürece mi geçilecek?" sorusu üzerine,  Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "Olağanüstü hal (OHAL)  zorunlu" dedi.

 Çok ağır bir mücadele ve imtihan verildiğini, halen FETÖ ile ilgili  mücadelenin Türk Silahlı Kuvvetleri'nde, emniyette, yargıda ve diğer bütün  birimlerde devam ettiğini ifade eden Kurtulmuş, "Bir taraftan bu mücadeleyi  sürdürüyorsunuz, bir taraftan PKK ile bir taraftan da DEAŞ'la mücadeleyi  sürdürüyorsunuz. Dolayısıyla bu mücadele eş zamanlı, çok taraflı olarak  sürdürülecek bir mücadele." değerlendirmesinde bulundu.

 - "Asla diz çökmeyeceğiz"

 Terörle mücadelede kararlılık vurgusu yapan Başbakan Yardımcısı  Kurtulmuş, şunları söyledi:

 "Yılmadan yolumuza devam edeceğiz ve sonuç alacağız. Başka çaresi yok.  Yani Türkiye terörden yılmayacak, olağanüstü hal bu mücadeleyi kolaylaştırıyor.  Şuna da çok açık cevap vermek mecburiyetindeyiz, bazıları şöyle bir anlayış  içerisinde 'Efendim siz güvenlik tedbirlerini bu kadar artırırsanız, bu kadar  güvenlikçi politikalar uygularsanız terörü sona erdiremezsiniz.' Kusura  bakmasınlar bu son derece yanlış. Teröre destek olan, teröre arka çıkan birtakım  değerlendirmelerdir. Türkiye, terörle 2015'in Temmuz'undan bu yana mücadele  değil, savaş ediyor. Çok taraflı savaş yapıyoruz. Bu mücadelede tabii ki  olağanüstü halin imkanlarından da istifade edeceğiz.

 Ama kimse kalkıp da şunu söylemesin, 'Siz bu kadar çok askeri ve  polisiye tedbirler almayın. Terör örgütlerine müsamaha edin. Terör örgütleri de  saldırıda bulunmasın.' Türkçesi budur bu lafın. Bu son derece haince söylenmiş  bir sözdür, son derece alçakça söylenmiş bir sözdür. Böyle şey olmaz, hiç kimse  böyle bir algıyı yaymaya kalkmasın. Biz terörle mücadele ediyoruz diye, terör  yayılmıyor, terör çok yaygın hale geldiği için, Türkiye'yi boğmak istediği için  biz de her yerde teröre, terör örgütlerine karşı mücadele ediyoruz. Korkmadan,  yılmadan bu mücadeleyi sürdüreceğiz ve asla diz çökmeyeceğiz."