PKK'nın uyuşturucu tarlalarını  salı günü "Silahların gölgesinde esrar tarlaları" başlıklı manşet haberiyle duyuran Zaman gazetesi, bugün de PKK-uyuşturucu ilişkisini "PKK sığınakları Uyuşturucu deposu" başlığıyla polis raporlarına dayandırarak haberleştirdi.

Emniyet'in raporlarında da PKK-uyuşturucu ilişkisi konusunda çarpıcı veriler yer alıyor. Buna göre 1981'den beri yapılan operasyonlarda 60 PKK sığınağında yüksek miktarda uyuşturucu ele geçirildi. Bu kapsamda 839 terörist tutuklandı. Operasyonlarda 4 bin 253 kilo eroin, 22 bin 830 kilo esrar, 4 bin 305 kilo bazmorfin, 8 kilo afyon sakızı ve 710 kilo kokain yakalandı. Güvenlik güçleri, teröre de finansman sağlayan uyuşturucuya yönelik operasyonlarını son yıllarda sıklaştırdı. 1988'de zehir tacirlerine 2 bin 737 baskın yapılmışken, bu sayı geçen yıl 18 bin 24'e çıktı. Öte yandan terör örgütünün uyuşturucu bağlantısı Avrupa Birliği polis teşkilatı EUROPOL, NATO Ekonomik Komitesi ve Birleşmiş Milletler Uyuşturucu Kontrol Programı'nın raporlarına da girdi.Zaman'ın önceki gün Güneydoğu'daki PKK'nın kontrolünde bulunan esrar tarlalarını gündeme getirmesiyle birlikte başka bir gerçek daha ortaya çıktı. Emniyet Genel Müdürlüğü arşiv verilerine göre terör örgütüne yönelik operasyonlarda 60 PKK sığınağında yüksek miktarda uyuşturucu ele geçirildi. Son 27 yılın arşiv verilerinde 363 uyuşturucu operasyonunda zehir tacirlerinin PKK, DHKP/C, TKP-ML, Devsol ve Asala gibi terör örgütleriyle bağlantılı olduğu ortaya çıktı.

Operasyonlarda toplam 839 terör örgütü üyesi yakalandı. Narko-terörizm kapsamında yapılan bu operasyonlarda toplam 4 bin 253 kilo eroin, 22 bin 830 kilo esrar, 4 bin 305 kilo bazmorfin, 8 kilo afyon sakızı, 710 kilo kokain, 337 bin 412 adet sentetik uyuşturucu, 26 bin 190 litre asetik anhidrit ve 2 adet imalathane ele geçirildi.

Son yıllarda terör örgütünün finansman kaynakları arasında olduğunun net bir şekilde ortaya çıkmasıyla birlikte uyuşturucu operasyonlarına büyük önem verildi. Örneğin 1998 yılında uyuşturucu tacirlerine yönelik 2 bin 737 operasyon yapılmışken 2011'de bu sayı 18 bin 24'e çıktı. 1999'da uyuşturucudan yakalanan şüpheli sayısı da 6 bin 121 kişi iken 2011 sonunda bu sayı 38 bin 534'ü buldu. Terör örgütlerinin eylemlerinin devam etmesi büyük ölçüde finansal kaynakların yeterliliği ve devamlılığına bağlı. Örgütlerin silah, barınma, beslenme, iletişim, propaganda gibi ihtiyaç ve faaliyetleri büyük çapta finansal kaynak gerektiriyor. Terör örgütü PKK için de uyuşturucu kaçakçılığının en önemli gelir kaynaklarından biri olduğu ifade ediliyor. Emniyet Genel Müdürlüğü arşiv kayıtlarında terör örgütü mensuplarının ifadeleri ve ele geçirilen belgelerdeki para kayıtları PKK'nın uyuşturucudan finansman sağladığını açıkça ortaya koyuyor.

Türkiye'de istihbarat birimlerinin narko terör raporlarına göre PKK artık dünya raporlarına uyuşturucu kaçakçısı olarak girmemek için özel bir önem gösteriyor. Avrupa ülkeleri ve Amerika gibi yerlerde daha rahat hareket edebilmek amacıyla uyuşturucu kaçakçılığı işlerini örgütle direkt bağlantısı ortaya çıkmayan kişilere yaptırıyor. Ancak yine de her yıl yayınlanan uluslararası raporlar örgütün zehir tacirliğini ortaya koyuyor.

Avrupa Birliği polis teşkilatı EUROPOL tarafından yayımlanan 'AB Terörizm Durumu ve Eğilim Raporu (TE-SAT 2012)' başlıklı raporda PKK'nın Avrupa'daki üyelerinin işlediği suçlar arasında uyuşturucu kaçakçılığı da sıralanıyor. PKK'nın uyuşturucu kaçakçılığından kazandığı parayı terörist faaliyetlerde kullandığı ifade edilen raporda, Avrupa'nın PKK için lojistik destek üssü durumunda olduğu vurgulanıyor. PKK'nın örgütsel faaliyetlerini finanse etmek için Avrupa içinde ve dışında uyuşturucu kaçakçılığı yaptığı belirtiliyor. Terör örgütünün, militan devşirme ağını endişe kaynağı olarak gören raporda kara para aklama, uyuşturucu ve insan kaçakçılığının örgüt için temel finansman kaynağı olduğu tespiti yapılıyor.