İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Afyonkarahisar Oruçoğlu Termal Otel'de düzenlenen "Bi̇z Anadoluyuz" projesi kapsamında, kentte misafir edilen çocuklarla bir araya geldi.

Duygularını salondaki öğrencilerle paylaşan Soylu, bazen televizyonlarda arka arkaya tatsız haberler izlediklerini, "Ülkede hep kötü şeyler mi oluyor" diye biraz moral bozukluğu yaşandığını anımsattı.

Bakan Soylu, Türkiye'de zaman zaman bu duyguların yaşandığına dikkati çekerek, "Ama biliniz ki öyle değildir. O hadiseler, rutinin dışındaki işler olduğu için haber olurlar. Aslında ülkede iyi işlerin sayısı, bizi üzen olayların sayısından her zaman kat kat fazladır. Bugün buradaki hadise, bu olay, salonun anlattıkları ve tarif ettikleri, kucaklaşma, bu iyi işlerden sadece bir tanesidir." diye konuştu.

"Büyük bir medeniyetiz"

Türk medeniyetinin ulu bir çınar olduğunun altını çizen Soylu, şöyle devam etti: "Büyük bir medeniyetiz. Medeniyet ne demektir; kültür, inanç, değer, tarih, insan ve birikmişlerimiz. Acılarımız, sevinçlerimiz, kazandıklarımız ve kaybettiklerimiz... Ailelerimiz, edebiyatımız ve sanatımız. Farklılıklarımız, hepsi bizim medeniyetimiz. Kimisi bu tarafa doğru gitmiş, kimisi yukarı doğru çıkmış ama hepsi aynı gövdeye bağlı. Ama kökleri derinde ulu bir çınar. Göğe doğru uzanmış, öz güveni yüksek, altındaki herkese eminlik veren, güven veren bir ulu çınar. Bizim medeniyetimiz; Tunceli, Trabzon, Artvin, Edirne, Afyonkarahisar, Antalya, Çanakkale ve Eskişehir'e, medeniyetimiz, binlerce yıl önce geldiğimiz Moğol steplerinden, her birinden kendisine güç bulmuş bir medeniyet. Bizim medeniyetimiz, sadece biriktirmemiş, hep sınavda olmuş. Aynen sizin imtihanlarınız gibi. Etrafımızdaki coğrafyada kah yangın olmuş, mazlumlara, insanlara hak etmedikleri davranışlarda bulunmuşlar. Bizim medeniyetimiz kapısını açmış. Güven sağlamış. 'Merak etmeyin, bu büyük çınarın altında size de yer ve huzur var' demiş."

Soylu, dönem dönem bazı odakların bu güçten rahatsız olduğunu vurgulayarak, ayırmaya çalışılan milleti bu ulu çınarın gövdesiyle bir arada tuttuğunu dile getirdi.

"Tarihimizi unutturmaya çalışıyorlar"

Parçası olmaktan onur duyduğu büyük milletin, Çanakkale'de ve 15 Temmuz'da üstün anlayışı ortaya koyduğuna işaret eden İçişleri Bakanı Soylu, şunları kaydetti: "Büyük medeniyetin parçalarıyız. Bu medeniyetin içinde; İbni Sina, Mevlana, Hacı Bektaşı Veli, Pir Sultan Abdal, Akşemsettin, Osman Gazi, Orhan Gazi var. Bizim medeniyetimiz büyük bir medeniyettir. Gövdesiyle bizi bir arada tutan ulu çınar bize sadece huzur vermiyor. Aslında onu uzaktan fark eden, gören bütün insanlığa güven veriyor. Sadece kendi bulunduğu alanı serinletmiyor, emin yapmıyor. Bu medeniyet aslında bütün coğrafyaya, dünyaya bu zenginliği aktarmaya çalışıyor. Onun için her birinizden o kadar çok umudumuz var ki, o kadar çok ümitliyiz ki. Doktor, mühendis, iyi bir bilgisayarcı, yazılımcı, iyi bir öğretmen ve vatandaş olmanızı istiyoruz. Medeniyetimize, inancımıza, kültürümüze ve değerlerimize, en önemlisi birbirinize sadakatle bağlı olmanızı istiyoruz. Bütün arzumuz bu. Bunun için çalışıyoruz. Gece 3'ü, 4'ü ve 5'i demiyoruz. Tayyip Erdoğan amcanız ve Binali Yıldırım amcanız bunun için çalışıyor. Dünyanın iyiliğe ihtiyacı var, esas bunun karşılanması gerekir. Bizim medeniyetimiz iyilik medeniyetidir. Bunu ve bu üstünlüğümüzü ortadan kaldırabilmek için neler yapıyorlar. Tarihimizi unutturmaya çalışıyorlar."

 "Projemizin amacı Anadoluyu tanıtmak"

Soylu, amaçlarının ülkenin doğusu ve batısı arasında çocukların kaynaşmasını sağlamak olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: "Bugün bizim huzur yuvamızı yıkmak istiyorlar. Bizler de bu huzur yuvamızı ayakta tutmak için her şeyi yapmaya çalışıyoruz. Bir taraftan ülkemizi geliştirmeye çalışıyoruz. Onun için bu projeyi gerçekleştirirken birçok isim üzerinde değerlendirmelerimiz oldu. Fakat sonunda tek bir fikir birliğine vardık ve 'Biz Anadoluyuz' fikri üzerinde mutabık kaldık. Çünkü Anadolu, kardeşlik ve komşuluk içerisinde nasıl yaşanabileceğinin en güzel ifadesidir. Anadolu, anne ve babadır. Anadolu, sıcak bir yuvadır. Biz hepimizin Anadolu'nun birer parçalarıyız. Projemizin amacı Anadolu'yu tanıtmak. Sadece kitapta okumalarını değil bizzat yerinde görmelerini sağlamaktır. Biz istiyoruz ki; Siirtli bir evladımız Çanakkale şehitliğini görsün, Diyarbakırlı, Kastamonulu, Bitlisli, Antalyalı, Tekirdağlı, İzmirli ve onlarla beraber Şamlı, Halepli ve Bağdatlı atalarının nasıl yan yana çarpıştıklarını görsün."

Soylu, küçükken gurbetçilerin "denizin altından tüneller yapıyorlar" ' diye anlattıklarını, kendilerinin de "böyle bir şey olur mu?" diye düşündüklerini anlatarak, şöyle devam etti: ''Acaba bizim ne zaman olacak? Eğitim çok gelişmiş, yeşil yeşil spor sahaları olur' diye anlatırlardı. Bizim de toprak sahalarımız vardı. 'Acaba bizde de ne zaman olacak?' diye beklerdik. Hep onlarla karşı karşıya geldiğimizde, 'acaba bize nasıl bakacaklar' diye düşünürdük ama şimdi siz çok daha şanslısınız. O denizin altından giden tüneller benim ülkemde bugün yapıldı. Dağları birbiriyle buluşturan tüneller yepyeni teknolojilerle bugün benim ülkemde yapıldı. Ben ilk Tunceli'ye gidip oradaki üniversiteyi, hastaneyi gördüğümde, 'Allah'ım memleketin her köşesine hizmet getirenlerden sen razı ol' diye dua ettim."

"Çok güzel otomobiller ve uçaklar tasarlayacaksınız"

Günümüzdeki gençlerin durumunun geçmişe göre çok daha iyi olduğunu aktaran Soylu, gençlere şöyle seslendi: "Biz birtakım altyapıları hazırlayabildik ama siz bunu daha da geliştirecekseniz. Çok güzel otomobiller ve uçaklar tasarlayacaksınız. Belki de insansız hava araçlarıyla kargoların nasıl yapılacağını ve pilot olmadan içine yüklenen yükle beraber artık bir ilden bir ile bir ülkeden bir ülkeye kargolarını, insansız hava araçlarıyla nasıl getirebileceğini tasarlayacaksınız. Bunları siz yapacaksınız. Çünkü siz her ilinde üniversite olan, okullarında akıllı tahtaları olan, ellerinde tabletleri olan, bizden çok daha avantajlı bir şekilde büyüdünüz. Onun için bizden beklenenden daha fazlasını sizden bekliyoruz. Dünyanın en önemli coğrafyası üzerinde bulunuyoruz. Üzerinde bulunduğumuz topraklar tarih boyunca mücadele ve savaşlara sahne oldu. Biz batıyla doğuyu birleştiren bir yolun üzerindeyiz. İşte size böyle bir yer emanet ediyoruz. Bunun kıymetini hem çok çalışarak hem de kendimizi yetiştirerek anlamalıyız."