Fatih Tekke, Trabzonspor için sadece bir teknik direktör değil; bu şehrin çocuğu, bu kulübün evladı.
Onun bu kimliğiyle takıma geri dönüşü, kamuoyunda ciddi bir heyecan yaratmıştı.
İmza töreninde yaptığı duygusal ve birleştirici açıklamalar hâlâ hafızalarda: “Bu şehirde doğdum, bu kulüpte büyüdüm, şimdi yeniden buradayım.”
O günlerde hem kulüp yönetimi hem de Tekke cephesi, birbirlerine olan güveni yüksek sesle dile getiriyordu.
Ancak zaman geçti, maçlar oynandı, skor tabelası moral bozdu.
Şimdi ise bambaşka bir tabloyla karşı karşıyayız.
Son basın toplantısında yaptığı açıklamalar, artık daha çok sorgulayan, hatta eleştiren bir Tekke profilini gösteriyor.
“Bu kadrodan büyük takımlarda kaç oyuncu oynar?”, “10 liraya 10 oyuncu değil, 5 net oyuncu alalım” gibi ifadeler, doğrudan ya da dolaylı olarak yönetimin transfer politikasına dair ciddi eleştiriler içeriyor.
Burada şu soruyu sormak gerekiyor:
Bunu başarabilecek misiniz Fatih Tekke hocam...
Gelirken bu kadroyu bilmiyor muydunuz?
Transfer döneminin kısıtlarını, ekonomik yapıyı, oyuncu havuzunun yapısını görmediniz mi?
Eğer bu tabloya rağmen görevi kabul ettiyseniz, şimdi ortaya çıkan sorunlar için yönetimi konuya dahil etmek ne kadar doğal...
İlk günkü açıklamalara bakıldığında, Tekke’nin kulüple olan iletişimi, destek vurgusu ve geleceğe dair heyecanı oldukça pozitifti.
“Başkan Ertuğrul Doğan tam destek veriyor” demişti, hâlâ da söylüyor.
Ancak yönetimden bu kadar destek aldığını ifade ederken, aynı anda “kadro kalitesini” masaya yatırması ciddi bir çelişki doğuruyor. Çünkü o kadro, sizin imzanızı attığınız gün de ortadaydı.
Kazanamayınca mı kötü oldu bu kadro sorusu da yöneliyor.
Kamuoyu bu soruyu sormakta haklı.
Skorlar kötü giderken suçu dış etkenlere bağlamak, teknik sorumlulukları hafifletmez.
Üstelik bu sezonun birçok kırılma anında sahadaki taktik eksiklikler, geç değişiklikler ya da reaksiyon veremeyen oyuncu grubu doğrudan teknik heyetin hanesine yazıldı.
Çünkü Trabzonspor taraftarı ne yönetim ne de Tekke'den bağımsız artık iyi bir oyun ve üst sıraları zorlayan bir takım izlemek istiyor.
Trabzonspor’un bu sezon yaşadığı istikrarsızlık bir günde oluşmadı.
Ancak bu tabloyu değiştirmek üzere göreve gelen bir teknik direktör, yalnızca sorunları teşhis etmekle değil, çözüm üretmekle de yükümlüdür. Ve çözüm sadece “devrim” kelimesini yüksek sesle telaffuz etmekle gelmez.
Sonuç olarak…
Fatih Tekke, bu kulübün önemli bir değeri.
Ama değer olmak, eleştiriden muaf olmak demek değildir.
Bugün söyledikleriyle dün söyledikleri arasında ciddi bir uçurum var. Eğer “Bu kadro yetersiz” diyorsanız, “Ben bu takımı neden devraldım?” sorusuna da dürüst bir cevap vermek zorundasınız.
Tekke’ye düşen görev; çelişkilerle değil, çözümle anılmak.
Bunu da başaracaktır.
Çünkü Trabzonspor taraftarı mazeret değil, mücadele görmek istiyor.
Şunu da eklemek isterim ki bu tablodan herkes sorumlu.
Yönetimden hocasına kadar herkesin üzerine düşen payı alarak Trabzonspor'u hak ettiği yere taşımak en öncelikli görevi olmalıdır.