Geçtiğimiz Pazar günü akşamı siyasi partilerin belediye başkan adaylarının aynı televizyon programına çıkıp medenice tartışabileceklerine şahit olduk! Bu tabloyu görmeyeli epey uzun zaman olmuştu. Ancak siyasetten artık tiksinen bazı kesimler ise bırakın izlemeyi kahvehanede okey taşlarını çevirmeyi daha değerli buldu. Bu insanları böylesine önemli bir programdan uzaklaştıran ise yine siyaset olmuştu.

Programa gelince, herkes ‘Programa çıkmayı kabul etmez’ dedikleri Cumhur İttifakı’nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Adayı Binali Yıldırım’dan bir çıkış yapmayı bekledi. Ama bize göre olmadı. Bildiğimiz Binali Yıldırım gibi hareket etti. Yaptıklarını ve yapacaklarını anlattı. Sayıştay raporu konusunda sınıfta kaldı. İstanbul Büyükşehir Belediyesindeki israf ve kayırma konularına pek girmedi. Eski bir Başbakan olmasına rağmen bilmesi gereken (!) bazı konuları ben bilmem diyerek geçiştirdi. İstanbul seçimlerinin neden yenilendiği noktasında kamuoyunu hâlâ ikna edemi. Oyları kimin çaldığını söyleyemedi.

Milli İtti    fakının İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu ise bize göre biraz gergindi. Bu ülkede inandığı insana oy verdi diye seçmene, Türk Milletinin temel taşlarına ‘vatan hani’, ‘terörist’, ‘Rum’, ‘PontusÇu’ ve ‘hırsız’ diyenler bile henüz özür dilemedi… Oysa Ekrem İmamoğlu eğer Ordu Valisine hakaret etmişse özür dilemeliydi. Çünkü kendisine yakışan buydu. Açıkçası televizyon programında ben bunu bekledim. 18 günlük Belediye Başkanlığı döneminde yaptıklarını (bir konuda tereddüdüm var) ise alkışlayanlardanım.

Program sonrası genel değerlendirmeye göre İmamoğlu beklenildiğinin aksine Yıldırım’dan bir tık daha önde puan aldı. Moderatör İsmail Küçükkaya ise oldukça objektif, demokratik ve adildi. Bazı kesimleri hayal kırıklığına uğrattı!
Genel tabloya göre ve yapılan anket sonuçlarına göre İmamoğlu hâlâ Yıldırım’ın önünde gözüküyor.  Daha 4 gün var. Ne olur bilemeyiz. Tabi ki son sözü 23 Haziran’da İstanbul seçmeni söyleyecek.

*

Trabzonspor için bir çılgınlık yapalım

Trabzonspor yeni bir sezona hazırlanıyor. Yeni formalar görücüye çıktı. Kombineler satışa sunuldu. İlk transfer yapıldı. Trabzonspor Kulübü Başkanı Ahmet Ağaoğlu, bizim de temenni ettiğimiz gibi “Yusuf Yazıcı ve Abdülkadir Ömür yeni sezonda da bu takımda olacak” diyerek taraftarları rahatlattı. 2-3 nokta transferle bu takımın şampiyonluğa oynayacağına inananlardanız.

Kulübün maddi sıkıntıları var. Bunun için taraftarın ve Trabzon dinamiklerinin yapması gereken şeyler var. Tabi ki diğer İstanbul kulüplerindeki olduğu gibi elinde televizyon kanalı olan Trabzonsporlular yok. O yüzden kent sakinleri her zamankinden daha çok kulübe yardımcı olmalı.

Bir kampanya başlatılmalı. Bunun için de bir reklam filmi çekmeli. Bunu gönüllü yapacak reklamcılar ve iş adamları vardır bu şehirde.

Örneğin bütün Trabzonlular hediyeleşmeyi Trabzonspor ürünlerinden yapmalı. Kulüp buna göre yeni ürünler geliştirmeli.

Yine formalar için engelli, öğrenci ve kadınlara indirimler yapılmalı.

TESOB Başkanı Metin Kara bütün esnafa çağrıda bulunup ‘İş yerlerinizi Trabzonspor forması giyinerek açın’ demeli.

TTSO Başkanı Suat Hacısalihoğlu, iş adamlarına ‘İş yerinizde çalışanlara birer forma hediye edin’ demeli.

Sendikalar giyilebilecek yerlerde Trabzonspor tişörtleri giyilmesi için çalışma yapmalı.

Belediyeler çalışanlarına uygun Trabzonspor tişörtü yaptırmalı.

Kombineler konusunda Trabzon Valiliği, Büyükşehir Belediyesi, Ortahisar Belediyesi ve diğer maddi imkanı olan belediyeler kombineler konusunda kulübe yardımcı olmalı.

Mesaj ve diğer yöntemlerle bağış kampanyaları devam ettirilmeli.

Ve son olarak, Trabzonspor Kulübü ilçelerle kucaklaşmalı… Hatta bazı kırsal köyler seçilmeli ve oradaki çocuklarla bir araya gelinmeli.

*

Yaylalardaki Yapı Kayıt Belgeleri ne olacak?

Bilindiği gibi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 31 Aralık 2017 tarihine kadar yaylalarda yapılan evler için de İmar Barışı yapmış ve Yapı Kayıt Belgesi alan kişilere elektrik abonesi olma hakkı vermişti.

Herkes parayı yatırdı, belgesini aldı ancak sıra abone olmaya sıra gelince Tarım ve Orman Bakanlığı itiraz etti ve Mera Kanunu kapsamında Yapı Kayıt Belgelerinin geçersiz olduğu yönünde bir karar yayınladı.

Bir bakanlık yaparken diğer bakanlık karşı çıktı!

Buna da ‘demokrasi’ mi diyelim, bilemiyorum.

Vatandaş parayı ödedi ama karşılığında yapmak istediğini yapamadı. Devlet parayı aldı ama sözünü yerine getirmedi. Yaylalardaki sorun ise devam ediyor. Şimdi ne olacak kimse bilmiyor.

Vatandaşlar, “Yoksa devlet paranın üzerine mi yatacak?” diye soruyor.

Biz de buradan aktarıyoruz. İlgili ve yetkili kurumlar bu konuda biraz acele etmeli.