Hatırlarsınız, “parasız eğitim istiyoruz”

diye yürüyüş yapan öğrencilere on dokuz ay ceza verilmişti.

Kısaca  bir avuç  kalan  hakkını arayan gerçek üniversite öğrencileri ve sünepe gibi oturanlarla ilgili bir şeyler yazmak istedim bu hafta…

Onları tanıyorsunuz; hani televizyonlardaki tartışma programlarına çıkarlar da mıymıy konuşup sözlerini bir türlü bağlayamazlar,sizler de izlerken bunalırsınız,kanal değiştirip bir “oh” çekersiniz.

Ağızbirliğiyle öğrencilere “edep”, “adap”, “disiplin”dersi verip veryansın ediyorlardı.

Çünkü eleştirdikleri o genç insanlar, kızlarıyla, delikanlılarıyla okudukları üniversitelerin en delişmen,en akıllı, en bilinçli öğrencileri.

Saplarına kadar yürekliler de…

Sokak gösterilerin en önünde yer alıyorlar,

TBMM’de pankart açıyorlar.

Yumurtayı en uzağa fırlatanlar da hedefi tam isabet tutturanlar da onlardır. Mıymıycıların ise hiç böyle anıları yoktur geçmişlerine uzanan.

Öğrencilik yılları “ineklemekle” geçmiş, o en güzel olması gereken yıllarını “büyüklerin istediği gibi adam/kadın” olabilmek için ıskalamışlardır.

Hiç genç olamadan güce tutsak, iktidara yalaka, düzene payanda olmuşlardır.

Bunların çocuklukları da eksiktir.

Sözgelimi, ağaçlara tırmanmamışlar, komşu bahçelerden incir, erik çalmamışlar, okul çantalarını kızak yapıp kaymamışlar, mahalle arsı toprak sahalarda top koştururken üstlerini başlarını paralayıp evde fırça yememişler, okulu asıp sinemaların öğle matinelerinde “olmayacak filmler” izlememişlerdir.

Oysa marifet, “istenilen adam/kadın” olmak değil, çocukluğu, gençliği dilediğince haylaz, delişmen, aykırı, yürekli, tadını çıkara çıkara yaşayıp “kendi istediği gibi bir insan”olabilmektir.

Bunlar sinik, sünük, “dur” deyince duracak “kalk” deyince kalkacak, “otur” deyince oturacak, “sus” deyince susacak uysal gençler görmek istiyorlar karşılarında.

Üniversite öğrencilerinin büyük çoğunluğu da ne yazık ki görmek istedikleri o “uysal” gençlerden oluşuyor. Ama bir de aileden okula, toplumdan devlete her türlü güç odağından gelen baskıya direnmeyi başarıp aradansıyrılabilmiş kişilikli gençler var üniversitelerde.

Bunlar aynı zamanda okudukları bölümlerin en başarılı, en bilgili, en yaratıcı öğrencileri.

”Parasız eğitim istiyoruz!” diyerek TBMM’de pankart açanlar,

“Bizim de söyleyecek sözümüz var!” diyerek sokaklara dökülenler, üniversite yerleşkelerinde eylem koyanlar bu gençlerdir; yılmıyorlar.

Bu gençler iktidarın ve iktidara bağlı güçlerin gözünde ayrık otlarıdır. İstenilen, arzu edilen, tasarlanan görüntüyü bozuyorlar.

Her türlü şiddet kullanılarak üzerlerine gidiliyor.

Coplandılar, tekmelendiler, gözaltına alındılar, tutuklandılar, yargılandılar,hapislere atıldılar ama yıldıramadılar.Koyunlaştırılamadılar.

Dik duruşları iktidarı, iktidar güçlerini, onların borazanı mıymıycıları,aşağılık duygularının batağında çırpınan kıskanç yalakalarımüthiş öfkelendiriyor.

Kanları deli bu genç kızlar, bu genç erkekler bu ülkenin yarınlarının umutlarıdır.

Mutlaka çoğalacaklar.

Bizim özlemlerimizi onlar gerçekleştirecekler, bizim kurmak isteyip de kuramadığımız o “başka” hayat düzenini onlar kuracaklar,
o pırıl pırıl aydınlık, güzel, yaşanası Türkiye’yi onlar yaratacaklardır.