Sempozyumda yukarıda belirttiğimiz gibi belki de en dikkat çeken konuşmalardan birini Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu yaptı.
Aslında Prof. Dr. Kadıoğlu, basını da iyi tanıyor.
Nerenin manşet olacağını, nerenin olmayacağını da iyi biliyor.
Konuşması esnasında aslında insanların en çok dikkat edeceği, belki de üzerine konuşacağı konuyu da kendisi söyledi ama basın mensuplarına da espriyle karışık takıldı: “Burayı manşete çekmeyin.”
Peki neresi o kısım: İklim krizinin buruna etkisi.
Özetlemek gerekirse: Sıcaklıklar artınca, Karadenizlilerin burnu da küçülecek.
Bir hayli ilgi çekici, değil mi?
Neden? Çünkü direkt insanın dış görüntüsünü ilgilendiriyor.
Dış görüntüsüne bu kadar yatırım yapan insanın, bu durumu görmezden gelmesi sanırız düşünülemez.
O yüzden de Mikdat Hoca, aslında önemli kısımlara ilginin azalmasından dolayı bu esprili takılmayı yapıyor…
“Sıcaklık arttıkça salgın hastalıklar artıyor. Burada şimdi basın var da söylemekten korkuyorum. Bütün her şeyi siliyorlar, ‘Karadeniz’in burnu küçülecek.’ Burnun görevi ne? Çünkü burnun vazifesi dışarıdaki havanın sıcaklığını, nemini akciğere göre ayarlamak. Giden Afrika’ya, burunlar küçüktür. Çünkü ihtiyaç kalmıyor uzun burna… Biraz da esmerleşeceğiz… Tabi bunu yazmıyorsunuz arkadaşlar. Bunu manşet yapmayın, başka şeyler yapın, biraz faydalı olsun.” dedi.
Biz de Mikdat Hoca’nın tavsiyesine uyduk ve ana haberde manşete çekmedik, ama buradan da es geçmeyelim dedik…