İlimizde 2023 yılı sonu itibariyle adrese dayalı nüfus kaydına göre Trabzon'un nüfusu 824352 kişi olup, bu nüfusun 409040'ı erkek ve 415312'si kadındır.İlimizde kadın nüfus fazlası 6271 olmakla birlikte 824352 insan ise 708 mahallede yaşamaktadır.2007 yılında kilometre kareye 159 kişi düşerken 2023 yılında bu rakam 177 kişiye çıkmıştır.Bu durum nüfus artışının ve ilimizin göç alması neticesinde ortaya çıkan bir yoğunluk ve demogrefik bir kaymadır.İlimizin yoğun göç alması aynı zamandada Trabzonlu aleyhine kaynak paylaşımına ortak olarak refah seviyesinin aşağı düşmesini tetiklemektedir.Yani kıt olan kaynakların daha fazla kişi tarafından bölünmesini zorunlu kılarken, kişi başına düşen arazi miktarı azalmakta ve sonsuz olan ihtiyaçların karşılanmasıda gittikçe azalmaktadır.

Yani ilimizde nüfus artış hızı 2015 yılına 0/0 0,21iken 2023 yılında 0/0 0,77 olmuştur ve nüfus arttıkça araziler miras yoluyla ekonomik olmayan daha küçük parsellere bölünerek araziye dayalı geçimi olan hane halkları daha fakirleşmektedirler.Bu bağlamda kırsal nüfus temel haklardanda( Sağlık,Eğitim,Ulaşım  Erişim vs.) yararlanmada ciddi mağduriyetler yaşamaktadır.Taşımalı eğitim gibi hastanelerin il ve ilçe merkezlerinde yoğunlaşması bu insanları, soyal açıdan çaresiz bıraktığı gibi ürünününde para etmemeside ayrı bir çıkmaz olarak zorlamaktadır.Yani kırsaldaki üretim( Bitkisel ve Hayvansal) ham ürün olarak satıldığından dolayı ciddi emek verilmesine karşın,bir türlü gerçek değer üzerinden (Maliyet analizi) ürünlerin satılamaması yani fiyat belirlemde üreticinin etkisiz kalması, bir korunmasızlık psikolojisi yaratmaktadır.

Korumasızlığın diğer bir yönü bu insanlar devamlı çalışıp ürettiği halde,sadece günübirlik tüketimlerini karşılamak için başka, başka alanlarda geçim çaresizliğinden kurtulmak için iş aramaktadırlar.Bu durum göç olayını tetikleyerek kırsalın boşanması sonucu insanlar üretimdende uzaklaşmaktadırlar.Halbuki kırsalda yatırımlar artırılarak üretilen ürünlerin yerinde değerlendirilip katma değerlerinin yükseltilmesi, refah seviyesini yükseltecek ve insanlar topraklarından uzaklaşmayacaklardır.

Bu bağlamda;kırsalda yaşayan ve zor şartlar altında geçinen insanların biraz olsun yaşam koşullarını iyileştirmek için günübirlik üretimden ziyade uzun vadeli üretim ve pazarlama temelli yönlendirerek emeğinin karşılığını alabilmesi için,geleneksel üretim kültürüyle bu insanları,proje gibi karlı bir disiplin etrafında birleştirmek kırsala nefes aldıracaktır.

Burada proje kriteri kırsal kesimde girişimciliğin  önünün açılarak örgütlenmesi ve mahalle iç dinamiklerinin üretime kazandırılması şeklinde olmalıdır.Bunun için enaz beş veya altı mahallenin ortak kesışme noktasında,varsa hazine arazisi,imarlı alan ise revize imar planı deşişikliğine gidilmesi buda yoksa mevcut alan tarımsal üretim açısından ortalamanın altında ürün alınan bir arazi ise tarımsal amaçlı kullanıma(Toprak Kanunu) açılarak altyapı planlaması çözüme kavuşturulmalıdır. Bu planlama, Büyükşehir belediyesi Tarım Dairesi başkanlığı tarafından yapılarak 18 ilçe'ye yaygınlaştırılmalıdır.

Bu alanda sırasıyla;Kırsal mahalle pazarı,Sebze fidesi üretim serası,Gasilhane,Düğünsalonu,Ürün işleme atölyeleri(Çay,Fındık ,Süt vs.) Gençler için kültürel etkinlik ve tarımsal eğitim salonu, Kadın el sanatları atölyesi,Ürün pazarlama reyonu,Organik yumurta tavukçuluğu,Ata tohumu üretim ve dağıtımı,Fırın,Bakkal ve Tarla peynirciliği gibi üretim faaliyetleri hayata geçirilerek mahalle insanlarının hem tarlasında ve hemde bu alandaki ünitelerde çalışmalar sağlanabilir.

Ürünlerin işlenerek değerlendirilebileceği bu proje,pazarlamanın tek kanaldan yapılması bir kooperatif veya birliğin kurulması hiç bir aracıya gerek kalmadan oluşacak gelir direkt mahallelinin cebine gırecektir. Kırsal kesimde bu tarz örgütlü bir güç birliği oluşturmak,aynı zamanda kırsalda girişimci yaratmanın önünüde açacaktır. Aynı zamanda her üretilen ürün katma değeri yüksek hale getirilerek pazarlama olanağı bulacaktır.

Burada temel kazanım yıllardır klasik olarak süren üretim kültüründen emeğin karşılığının alındığı üretim aşamasına geçilmiş olacaktır.Mahalle bazlı bu sosyal oluşumun,hayata geçirilmesi hem o mahallelerdeki hane halklarının teknik üretim kültürlerini,hem ürünü yerinde işlemeyi ve hemde pazarlama gibi güçlü bir özgüveni oluşturacaktır. İşte tamda bu süreçte insanlar toprağa ve üretime daha fazla bağlanarak göç travmasından vazgeçecektir.

Yani insanların karnı doğduğu topraklarda doyacak ve arkadan gelen jenerasyonada güçlü bir üretim kültürü ile pazarlama alanı bırakacaktır.Zira üretilen herşeyin kültür olması bağlayıcılığıda beraberinde getirmektedir. Bu bağlayıcılık gelişerek yeni, yeni üretimlerin önünü açmış olacaktır. Ancak ilk aşamada üreticilerin,bilgilendirilmesi, pazarlama pratiklerinin artırılması ve üretim teknikleri konusunda başta teknik kuruluşlar olmak üzere Belediyenin tarım dairesi başkanlığına çok iş düşmektedir.

Bu proje örnek bir noktadan başlayarak 18 ilçeye yaygınlaştırıldığında üretim çarpan etkisiyle artarak, çiftçinin emeğini yok pahasına kasasına indirenler artık böyle bedava cı olamayacaklar ve paralar üreticinin cebine girecektir.Yani yerinde üretim,Yerinde işleme,Tek noktatan pazarlama ve kazanma dönemi hayat bulacak insanlarda refah içerisinde yaşayacaktır. Sonuç olarak;Emek yoğun üretimin karşılığı çiftçinin sömürlerek sistemsiz bir şekilde birilerine gitmeyecek tamamı üreticinin kasasına emek karşılığı olarak girmiş olacaktır.