Lojistik bölge için önce Trabzon planlanırken daha sonra Rizede karar kılınması Trabzonun ticari sirkülasyonu ve istihdam açısından riskleri dahada artırdığı gibi gayrisafi milli hasıla girişindede ciddi sıkıntılar yaratacağı 

kaçınılmazdır.Lojistik bölge planlanırken Kara,Deniz,Hava ve Demiryolu taşımacılığı gibi altyapı imkanları öne çıkmakta olup,bunlardan ilk üçü ilimizde mevcut iken tercih dışı bırakılması anlaşılamamıştır.

LOJİSTİK BÖLGE TRABZON İÇİN NEDEN ÖNEMLİ Genelde lojistik bölgede  bulunabilecek tesis ve hizmetlere bakıldığında durumun daha kolay anlaşılabileceği kanaatindeyim.Şöyleki,Açık ve kapalı depolar,antrepolar,geçici depolama yerleri,dağıtım yerleri kargo aktarma merkezleri ,taşımacılık türleri(Kara hava deniz ve demiryolu) yükleme ve boşaltma terminalleri,paketleme hafif montaj ve katma değerli hizmetler, konteyner transfer doldurma boşaltma ve özel madde depoları,lojistik ve taşımacılık şirketleri, meyve sebze ve diğerleri,sigorta bankacılık ve finans kurumları,sivil toplum kurumları ve gümrük kurumları,sosyal tesisler(konaklama yeme içme dinlenme ve eğlence alanları)ticaret ve konferans merkezi(banka posta alışveriş vs.) taşıt yedek parça,akaryakıt istasyonu ve Tır kamyon ve binek araçları parkı gibi kesintisiz hizmetlerin oluşturacağı maddi hasıla ve yaratacağı iş imkanının boyutlarının trabzonun elinden kaçması bir tarafa artık DEMİRYOLU 'da bir hayal olmaktan öteye gitmeyecektir.Zira lojistik bölge Trabzonda planlanmış olsaydı en ucuz taşımacılık olan TREN yolunun TRABZON'A gelmesi daha çok zorunlu olurdu.Artık şimdi böyle bir mecburiyet kalmamıştır.

Sonuç olarak trabzon çok önemli bir fırsatı yani ulusal ve uluslararası bir lojistik dağıtımla ilgili ülkeye ve dünyaya açılma şansını kaybetmiştir.

Öyle görünüyorki nasıl Rizeye Erzincan’dan giden doğalgaz boru hattı Bayburt ovası üzerinden Çaykara ilçesinin Demirkapı,Arpaözü ve Yente mahallelerinin üst kesiminden geçerek ANZER yaylasından Rize’ye bağlanarak gelecekte DEMİRYOLU'da aynı zondan planlanabilir.

Çünkü lojistik bölge çok önemli bir gerekçedir ve bu aşamada onun önüne geçecek başka bir karlı fikir  aynı zamanda  bir proje üretilememektedir. 

Doğu karadenizin doğusunun Ovit tüneli ile Doğu ve Güneydoğu’ya bağlanması artık 1461 yılı öncesi ve sonrası iğne adadan Artvine kadar Karadeniz doğuya bağlayan eski ipek yolu şimdi ki Zigana tüneli ulaşım düzergahı da işlevselliğini yitirecektir.

Yani Trabzon, Gümüşhane, Bayburt, Erzurum ve kısken Erzincan hinterlandı da eski ulaşım ve taşımacılık kapasitesinide kaybedecektir.

İç kesimde kalan bu iller Tranzon ile olan bağını kopartacak ve Trabzon bundan ciddi ekonomik kayıplara uğrayacaktır. Yani eski misyonunu muhafaza edemeyen Trabzon bu stratejinin ve lojistiğin dışında kalarak kendi içinde daha büyük hem demografik hem sosyolojik sorunlar yaşamaya kendini mahkum etmiş olacaktır. 

Bu bağlamda ciddi ölçüde yanlızlığa itilmiş olmaktan kurtulması için şehrin tüm bileşenleri bir araya gelerek yeni çıkışlar ortaya koymalıdır.

Yani hem altyapı değişikliği hem istihdam yaratan politikaları üretip hayata geçirmelidirler.

Yoksa bu gidişle Trabzon’un gelişmesi ve kuşatılmışlık cenderesinden çıkarak gelişmesi, eski misyonuna kavuşması artık gelişen dünya düzeninde daha fazla fırsat vermeyecektir.

Bu gerçekciliğin OVİT tüneliylede koordinatları örtüşmekte ve koparılması çok zor görünmektedir.

Ancak burada en büyük VEBAL TRABZONU YÖNETENLER VE POLİTİKACILARA AİTTİR.