Merhaba sevgili okuyucular;

Bu hafta, son zamanlarda sıkça konuşulan nafaka konusunun üzerinde durmak istiyorum. Boşanmış birçok erkek nafakanın kendilerini mağdur ettiğini ifade ederken, kadınlar ise bunun tam tersini düşünmekte, işte bu durumları sizin için avukat arkadaşlarımıza sorup verdikleri cevapları toparladık, fakat ele alacağımız konu kapsam itibariyle mecburen yüzeysel kalacaktır. Zira, nafaka hukuku dediğimiz alan her bir durumu farklı değerlendirilmesi gereken derya deniz bir alandır; 

Madalyonun iki yüzünü de incelememiz gerektiği kuşkusuz. Öncelikle nafaka konusunu biraz açıklamak gerekir. Nafaka, tedbir nafakası, iştirak nafakası, yoksulluk nafakası ile yardım nafakası şeklinde olabilir. Bunlardan, en sık duyduğumuz ise kuşkusuz yoksulluk nafakasıdır. 

Kanun yoksulluk nafakası için “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir” diyor. (TMK m. 175/1). Dolayısıyla davalarda nafakanın miktarını takdir edecek olan da hâkim oluyor. 

Baktığımızda, bu durumun sadece kadın açısından ya da sadece erkek açısından incelenmesi hatalı ve eksik olacaktır. O halde, iki taraf açısından da durumun incelenmesi gerekir. Biz öncelikle kadın açısından durumu inceleyelim. 

Kadın açısından düşünüldüğünde nafaka süresiz mi olmalıdır? Türkiye ortalamasına bakıldığında nafakanın çok düşük bir miktar belirlendiğini söylemek mümkündür. Kadının sadece belirlenen bu nafaka ile hayatını sürdürmesi mümkün değildir. Kaldı ki, boşandıktan sonra tek başına ayakta durmaya çalışan kadın mutlaka çalışmak zorunda kalmaktadır. Yani sadece nafaka almak için boşanmak gibi bir durum söz konusu olmaz.  Fakat, çevremizden duyduğumuz bazı olaylar da nafakanın aynı zamanda kadını mağdur ettiği yönünde. Zira, nafaka almasın diye kadını zorlayan erkeklerin de olduğu, sırf nafaka için şiddete başvuranları da gazetelerden okumaktayız. 

Şimdi, bir de durumu erkek açısından düşünmek gerekir. Kendini zar zor geçindiren bir erkek ise doğal olarak boşanma aşamasında nafaka vermek istememektedir. Boşanmaların çoğu zaman kavgalı bir şekilde sona ermesini de düşünürsek, erkek her nafaka ödediğinde kendisini daha da baskı altında hissetmektedir. Bir de erkek sonradan evlendi ise, mevcut evliliğini de tehlikeye düşürmesi an meselesi. Bazen de bir ay evli kaldım bir ömür nafaka mı ödeyeceğim diye söyleyenlerde var. 

Peki nafaka süresiz mi?...

TMK 176/3’te “İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü hâlinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi hâlinde mahkeme kararıyla kaldırılır” denilmiş. 

Bu ne demek? Evlenme, ölüm, fiilen birlikte yaşama ve haysiyetsiz hayat sürme durumları mevcut ise nafaka mahkeme karar ile sona erdirilecektir. Yoksulluğun sona ermesi durumunu da mahkeme değerlendirecektir, yani bir dava ile bu hakkınızı aramak gerekir. İşte bu noktada, değerli avukatlarımız her türlü hukuki desteği size vereceklerdir. 

Tüm bunları dikkate alınca, nafaka hükümlerinin değişmesi gerektiğini düşünenler olabilir. Kanun eğer düzenlenecekse, tüm bu durumları dikkate alarak düzenlemek zorundadır. Zira, kanunun ilk yürürlüğe girdiği toplum düzeni ile şu anki toplum düzeninin aynı olduğunu söylemek mümkün gözükmemektedir.  Bu konuda birçok akademik çalışmada yapılmaktadır. Umuyoruz ki, yakın zamanda yoksulluk nafakası için hem kadını hem de erkeği mağdur etmeyecek yeni düzenlemeler gelecektir.