1960 darbesi ve 3 Temmuz…!

Ülkemizin kötü bir geleneği var.

Adaletin geç tecelli etmesi.

27 Mayıs 1960’da darbe oldu.

60 yıl sonra darbe mahkemesinin bütün kararları yok sayıldı…Başbakanının asan devlet, i-adaye itibarını yıllar sonra verdi.

12 Mart 1980 darbesi cuntacıları yıllar sonra, suçlu sayıldı.. Rütbeleri söküldü.

28 Şubat post modern darbesi bin yıl sürecek dedi.. 10 yılda bütün izleri yok oldu.

Böyle çok örnekler var..

3 Temmuz 2011’de Trabzonspor’un kupası şike ile elinden alındı.

Ve bir gün.

Er geç bir gün üsteki örneklerden hareketle o kupa müzemize gelecek.

Bir gün mutlaka.

Çünkü, 3 Temmuz’u unutmayan, unutmayacak, unutturmayacak bir nesil var artık..

Kim ödeyecek?

Trabzonspor yönetiminin Alanya maçı sonrası aldığı ağır para cezaları kulübün hangi fonundan ödenecek..?

Bir dönem, hatırladığım kadarı ile Sadri Şener’in başkanlığı Hayrettin Hacısalihoğlu’nun as başkanlığındaki yönetim, müthiş bir karar almıştı..

Yönetim kurulu üyeleri, TFF’den alacağı para cezaları yöneticilerin kendi cebinden, cüzdanından ödeyecek.

Bunu da bir basın açıklaması ile kamuoyuna Hayrettin Hacısalihoğlu duyurmuştu.. O sezon çok para cezası gelmedi, geleni de yöneticiler kendileri ödedi.

Şimdi, taze taptaze yüklü miktardaki para cezalarının nasıl ödeneceği, kamuoyuna açıklanmış değil.

Yöneticiler kendi cebinden mi ödeyecek?

Yoksa kulüp bütçesinden mi..?

Dinime söven, Müslüman olsa

Ali Koç efendi, başkan Ağaoğlu’nun Alanya maçında saha girmesini, kavgacı bir görüntü sergilemesini eleştirmiş.

Haydaaa..

Eyyy Ali Koç, ya sen tribünden atlayarak taraftarına saldırmadın mı..?

Bütün Türkiye bu hareketini kınamadı mı..?

Sen fair play bir ruhla(!) tribünü ringe çevir, bizim başkana laf et.

Hadi oradan. Hadi oradan..

Ne ağırbaşlı ne vakur ne hümanist bir aile..

Oğlu Hamza Salih üzerinden Berat Albayrak’a eşine sosyal medyada laf edenler, lanetleniyor.

Türkiye örnek bir birliktelik gösterdi.

Helal olsun.

Böyle olmalıyız.

Albayrak ailesi ne vakur ve hümanist ve ne ağırbaşlı ki bu ağır harekete karşı sakin ve kendini halkına teslim etmiş durumda. 

Türk halkı, Albayrak ailesine sahip çıktı.

Bu bir dönüm noktasıdır.

Artık sosyal medyayı itibarsızlaştırmak için kullananlar, hem maddi hem manevi Türk halkından cevabını alacaktır.

Klavye kahramanları(!)

Şu anda sosyal medya üzerinden bana açık küfür ve hakaret eden tam 83 kişi hakkında suç duyurusunda bulundum.. Mahkeme süreci bayağı uzun sürüyor. Eğer avukatınız yoksa, yandınız.. Benim oğlum avukat, o nedenle şanslıyım.

Küfür ve hareket edenler ülkenin değişik illerinden.. Trabzon’da da olan var.. Özellikle Trabzon’da olanlarla ilgili süreç biraz daha hızlı yürüyor..

Avukat oğlum gelişmelerden beni haberdar ediyor.

Diyor ki “Baba, sana hakaret ve küfür edenler hakim karşısında süt dökmüş kediye dönüyorlar. Hepsi yazdıklarını inkar ediyor..Hesabım çalındı diyor…”

Tabi, geçerli bir savunma değil.

Şimdi buradan demem o ki..

Ya, klavye karşısında kabaday gibi yazıyorsun.. Hakim karşısında zavallı rolünü oynuyor, mağdurum diyorsun.

Ne demişsen, ne yazmışsan kabul etsene.

Kancık kancık kıvırıyorsun..

Delikanlı ol delikanlı..

Bak ben, twitter üzerinden zamanın FB başkanına ağır bir laf ettim.. Adam beni mahkemeye verdi. İfademde de evet o söz bana ait dedim.. Cezayı yedim.

Klavye karşısında kahraman ol.. Hakim karşında kuyruğunu bacağının arasına sıkıştır.

İnanır mısınız 83 suç duyurumdan şu ana kadar 17’ si  hiç biri suçu kabul etmedi.

O nedenle, sosyal medyanın kontrol edilmesi fikrine, işin disipline edilmesi ile ilgili karara yürekten destek veriyorum.

ZAYTUNG

Sosyal medyaya getirilecek kısıtlamadan sonra “teleteks’in” yıldızı parlayacak..