Nasılsa namaz geçmez diye Hüseyinhoca köyüne indik. Orada vinçle yeni yerine taşınmış bir ahşap camiden söz edildiğini duymuştum. Onlarla birlikte bende ilk kez camiye gitmiş olacaktım ve öyle de yaptık. Hüseyinhoca Köprübaşı camiine vardığımız da cemaat dağılıyordu. Bir beton minare vardı ama cami yoktu bitişiğinde ama iyi bakıldığında zaten ahşap olan cami görülüyordu. Biz de girdik ve akşam namazını cemaatle eda ettik, ardından da caminin manevi havasını soluklayıp
Akşam ezanı okunmuş, hava kararmıştı amcam “Namazı kaçırmasaydık” dediğinde, İkizdere –Kalkandere arasındaydık tam. Güneyce’ye geldiğimizde yolun hemen kenarında bir cami vardı ama orada durmadık. Nasılsa namaz geçmez diye Hüseyinhoca köyüne indik. Orada vinçle yeni yerine taşınmış bir ahşap camiden söz edildiğini duymuştum. Onlarla birlikte bende ilk kez camiye gitmiş olacaktım ve öyle de yaptık. Hüseyinhoca Köprübaşı camiine vardığımız da cemaat dağılıyordu. Bir beton minare vardı ama cami yoktu bitişiğinde ama iyi bakıldığında zaten ahşap olan cami görülüyordu. Biz de girdik ve akşam namazını cemaatle eda ettik, ardından da caminin manevi havasını soluklayıp, sağına soluna, üst cemaat yerine ve balkonuna varıncaya kadar epeyce inceledikten sonra camiyi buraya getiren ve sebep olanlara kalbi minnet ve şükranla ayrıldık.

yeni yerinde Hüseyinhoca köprübaşı camii

Trabzon’un Of ilçesine bağlı Keler köyünde 1976 yılında eski caminin yerine yeni bir cami yapılması gündeme gelince dönemin köy ileri gelenleri ahşap olan bu camiyi kaldırmak isterler. Fakat köy de yer yoktur,bir tarafında Çadak dağı bir yanında Kilise dağı olan bir yamaçtaki köydür. Bu köyün nüfusuna kayıtlı olan ve daha sonra Rize’nin Kalkandere ilçesine bağlı Hüseyinhoca köyüne yerleşen aynı köylüler, “Bu cami bizim de camimiz hem bizim mahallemizin de camisi yok. Madem siz yenisini yapacaksınız o halde bu eski camiyi bize verin” derler. Köylüler de “Tarihi ahşap camimiz viran olmasın, alın sizin olsun” der camiyi verirler. Yerine de 1978 yılında biraz büyükçe betonarme bir cami yaparlar. Hüseyin Hocalılar da bu ahşap camiyi mümkün mertebe aslına uygun bir halde söküp 1977 yılında bir çayalım evinin üzerine yerleştirirler. Ona bir de merdiven koyarak ahşap cami sahibi olurlar. Yani Of’un Keler köyün de Ordulu ahşap ustası Hacı Ömer tarafından H.1250/M.1824 yılında Çantı tekniğinde çivi kullanılmadan, birbirine geçme yapmak sûretiyle ile yapılan 191 yıllık cami, Of’tan alınıp 4 kilometre uzaklıktaki Rize’nin Kalkandere ilçesine bağlı Hüseyin Hoca köyüne, İyidere’nin kenarına taşınır. Bu tarihi Keler ahşap camisinin ilk taşınmadır.

MGK Genel Sekreteri Seyfullah Hacımüfüoğlu

Şimdi Milli Güvenlik Kurulu genel sekreteri olan ve 2009- 2012 yılları arasında Rize valiliği yapan Seyfullah Hacımüftüoğlu,  Kalkandere ziyareti sırasında kaymakam Nedim Akmeşe ile Hüseyin Hoca köyünü ziyareti sırasında ahşap caminin hikayesini dinler. Tarihi ahşap cami hem bir çay alım evinin üzerinde ve hem de özel bir mülktedir. Vali Müftüoğlu, Caminin kalıcı bir yere yani bulunduğu şahıs arazisinden hemen yan taraftaki arsaya caminin taşınması talimatını verir. Yapılan çalışma neticesini verir ve yapının sökülmeden taşınabileceğine karar verilir. Trabzon Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 28.04.2011 tarih ve 3352 sayılı Kararında yapının 17 metre güneye taşınması neticesine varılır. Sürecin tamamlanması öncesinde, özel mülkiyette bulunan güneydeki parsel, cami arsası olarak bağışlanır. Nihayetinde, 30 Haziran 2011’de başta Rize Valisi Seyfullah Hacımüftüoğlu, Kalkandere Kaymakamı Nedim Akmeşe ve beraberindeki heyet, müftünün dualarına eşlik ederek, taşınmaya tanıklık ederler.
Müftüoğlu Restorasyon dergisinden arkeolog Murat Sav’a bu olayı şöyle anlatır;Cami yeni yerine taşınınca minare ile arası açıldı

“Bölgeye yaptığım bir gezi sırasında, Kalkandere Kaymakamı ile Hüseyin Hoca Köyü Camii’nin yerine gittik. camiyi görünce içim yandı. Cami, metruk bir çay toplama deposunun üstündeydi ve son cemaat yeri zaman içinde harap olmuş, başka bir ek yapılmıştı. Yine, camiye gelenlerin namazı beklerken oturup, dinlenmelerini sağlayan yan balkon da yok olmuştu. 186 yıllık kültür varlığımızın metruk birdeponun üstünde oluşu, beni fazlasıyla üzdü. Kaymakam Bey ile bu konuda neler yapabileceğimizi düşündük. Önce,söküp taşımayı düşündük ama bunun sağlıklı olmayacağına karar verdik. Geriye taşınması kalıyordu ki, o da bizi epey düşündürdü. Ancak, bu konuda sağlıklı ve cesaretli bir karar vermek gerekiyordu. Üstelik caminin yenilenmesine de ihtiyacı vardı. Bu bağlamda, İl Özel İdaresi kanalıyla yapmaya karar verdik ve projeleri hazırlayacak olan mimardan, caminin zarar görmeden nasıl taşınabileceği konusunda matematiksel çalışmalar yapmasını istedik. Taşınma yöntemleri araştırıldı, caminin ağırlığı hesaplandı, vinçle taşıma sistemi benimsendi ve hazırlanan proje Koruma Kurulu’na iletildi. Konu etraflıca araştırılıp, tartışıldıktan sonra caminin tek parça halinde taşınması projemiz kabul edildi. Buna göre çelikten bir kafes içine alınacak olan camii, yaklaşık 20 metre mesafedeki yeni parseline vinç yardımıyla konulacaktı. Kaymakam Nedim Akmeşe ile birlikte bu işe çok kafa yorduk. Limandaki vinçler araştırıldı bu sıra, Çayeli’nden 250 ton yük kaldırabilen bir vinç ayarladık. Orijinal olmayan çatı kısmı söküldükten sonra, içinden hiçbir mimari eleman alınmadan camiyi o şekilde kafes içine aldırdık ve 30 Haziran 2011 günü Hüseyin Hoca Köyüne giderek, çalışmaları bizzat takip ettik. Taşınma sırasında müftümüz de hazır bulundu. Hep beraber dua ettik. Bu sıra çok endişeliydik. Fotoğraflarımızdan bunu anlamak mümkündür. Ne zamanki hasarsız biçimde camimizi yeni yerine taşıdık, o zaman yüzümüzdeki endişe yerini tarifsiz bir mutluluğa bıraktı. Rahatladık hep birlikte. Çok büyük bir sorumluluktu. Allaha şükürler olsun ki, alnımızın akıyla işin üstesinden geldik. Bu mutluluğu anlatmak çok zor. Ecdadımızın mirasına sahip çıkmak, onlara ve yöreye faydalı olmak o kadar memnunluk verici ki. Bunu yaşamak lazım. 2009 yılında bu çalışmaları başlattık ve 2011 yılında nihayete erdirdik.” 
Caminin son yerine taşınmasında Trabzon Vakıflar Bölge Müdürü Mazhar Yıldırımhan, Mimar  Miraç Bozal, Trabzon Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nda görevli raportörler, Trabzon Vakıflar Bölge Müdürlüğü Sanat Eserleri ve Yapı İşleri Şube Müdür V. İsmet Çalık ve aynı şube müdürlüğünden Sanat Tarihçisi Emrah Eroğlu’nun büyük katkıları olmuş tabi. Tarihi ahşap caminin Hüseyin Hoca köyündeki Çay alım evinin üzerine taşınmasından sonra buraya yapılan Betonarme minare de cami taşındıktan sonra yerinde bırakılmış ama artık yıkılacak ve ahşap caminin Keler köyündeki ilk yapıldığı dönemdeki ahşap minaresinden yapılacak. Hüseyin Hoca köyü Köprübaşı cami adı verilen tarihi ahşap cami Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 5310627 numaralı kodu ile ibadete açılmış ve 150 kişi kapasiteli.
Keler'deki ahşap cami yerine betonarme bu cami yapılmış

Kelerliler, şimdi pişmanlar
Çivi kullanılmadan eski zanaatkar denilen ustaların ellerinde bugünün teknolojisi alet ve edevatlarla bile yapılması neredeyse imkansız mükemmel bir işçiliğin görülebileceği Hüseyin Hoca Köprübaşı tarihi camisi, burada anlatılması ile anlaşılabilecek bir eser değil. Biz de böylesi insanı derinden etkileyen bu tarihi caminin asıl yerinde yapılan camiyi de merak edip Keler köyüne çıktık. Betonarme yapılmış güzel bir cami ve çevre düzenlemesi ile güzel bir mekan gördük. O yeşillikler içinde biraz sırıtsa da içi çinilerle süslü ve Ankara Keçiören Belediyesi’nden verilmiş oturaklarla çevrelenmiş bir cami. Keler köyündeki bir kahvehanenin balkonunda oturan köylülerden 70 yaşındaki Yusuf Demircioğlu ve aynı yaştaki Ahmet Tüfekçioğlu, 55 yaşındaki Musa Tüfekçi ve 44 yaşındaki Al Kara ile sohbet ediyoruz. Onlara, “Güzelim ahşap camiye bir yer bulamadınız mı burada?” diye soruyorum, yaşılar, “Bir yer yoktu o zamanlar, yeni bir cami yapılacaksa da eski caminin yerinde olması gerekiyordu. O zaman ki büyüklerimiz tarihi eser olduğunu bilemediler. Hüseyin Hoca da olan insanlarda bizim köylülerimiz, Keler’den gitmişler oraya. Cami onlarında camisiydi. Camimizi yabancılara vermedik, yine kendi camimizin cemaati olan insanlara verdik.Onlar şimdi Rize topraklarında ama nüfus kütükleri hep bizim köydür. İyidere de o zamanlar, caminin öbür tarafından akardı, şimdi yol geçti de dere yer değiştirince böyle oldu” diyor ama şimdi değerinin daha bir farkına vardıklarını anladıklarını söylüyorlar.Kelerliler şimdi pişmanlar! Konuşmalarından pişmanlık duyduklarını gözlemledik. Fakat genç olan arkadaşlar ısrarla Keler Camisinin Rize’ye değil kendi köylülerine verildiğini yani OF’un camisinin Rize’ye verilmediğinin altını çiziyorlar. Hele Ali Kara, “Of’un camisi Rizelilerin olmuş yalan mı?” diye sorunca sinirleniyor, “Anlatamıyoruz sana” diyor ardından da ekliyor, “Git Hüseyin hoca köylülerinin nufüs kayıtlarına bak neresi yazıyor, onlar bizim Kelerlilerdir. Bakma şimdi Rize tarafına kaldılar ama camiyi biz bizim köylülere verdik. Haritada fiziki olarak caminin yer değiştirmesi sizi yanıltmasın” diyor.

Görülmeye değer mi değer
Belki Of’un köyü Keler’in eski camisi ve şimdi de Rize’nin Kalkandere- İkizdere devlet karayolu üzerindeki Hüseyin Hoca köyünün Köprübaşı tarihi ahşap camisi, daha kolay ulaşılabilir olmuş.Hüseyin Hoca köprübaşı camii görülmeye değer tarihi bir eser Uzaktan Rize’ye gelenlerin daha önce belki Keler köyünde uğrayıp göremeyeceği bu tarihi eser şimdiki yerinde çok daha kolay ve görülebilir bir yere taşınmış oldu. Rize – Erzurum Devlet karayolunda Kalkandere kavşağına sapmadan İkizdere istikametin de hemen yolun kenarında ve tarihi değerine yakışır bir düz alanda, görülebilir bir yerde ziyaretçilerini bekliyor. İçine girildiğinde yapılan ibadetin normal camilerden daha farklı bir hisle size ibadet aşkı veriyor. Keler’den Yusuf Demircioğlu, “Zaman zaman gidip namazlarımı hala orada kılarım, o apayrı bir huzur veriyor” diyor. Böylesi ahşap ve aynı dönemlerde yapılmış cami Güneyce’de ve bir de yine aynı yol üzerindeki Çimşirli köylerinde de bulunuyor.