Hey gidi benim garip ülkemde işi ehline vermek mi ne gezer! Yetkisi olanın bilgisi yok. Bilgisi olanın da yetkisi yok! Adeta deve misaline dönmüşüz. Neden bahsettiğimi iyi anladığınızdan eminim. Malumunuz, dün akşamki Fenerbahçe-Trabzonspor maçının futbol cellatlarından biraz olsun bahsetmek istiyorum. Ortası, yanları, "VAR'ı" hiç fark etmez; bırakın tecrübeli tecrübesizliği, adamlar futbol oyunundan dolayısı ile kurallarından bîhaber! Sıkı durun, bunlar faulü bile bilmiyorlar. Bir orta oyunu oynayıp Trabzonspor'un kanına girdiler.
Oysa bordo-mavililer “Ben buradan Trabzon'a en az puanla dönmeye geldim” deyip çalıştığı dersini uygulamaya koydular. Ve 10'uncu dakikada da meyvesini gördüklerinde futbol celladı “Nasıl gol atarsınız!” dercesine fırıldak gibi dönmeye başladı. Ve bir hava topunda Onuachu ile kafaya çıkan Fenerbahçeli oyuncu önce kafasını tuttu, sonra da daha sağlam olsun diye “Yandım anam!” misali yüzünü ovuşturmaya başladı. Yetmedi, daha sağlam olsun diye Fenerbahçeli İsmail golün iptali için tribünleri göreve çağırdı. Ve golü iptal ettirdiler. Sonuç malum!
Şimdi taraflı tarafsız her futbolseverin Trabzonspor'un budanmasına tepki koyduğu bu kıyımdan sonra bizi yaktılar. Başkasını yakmasınlar. “Takımımızı sahadan bile çekmeyi düşündük” sözleriyle geçiştirip sinemize mi çekeceğiz yoksa bu gol iptalinin adı “baş gibi tekrardır” deyip çeşitli tepkilerle hakkımızı mı arayacağız? Bakın beyler, bir Fenerbahçeli genç grubun “Allah sizi ıslah eylesin, adamların buz gibi golünü iptal ettiniz” diyorlarsa öyle dilek temennilerle bu işin üzerini örtemeyiz, örtmemeliyiz! Zira bunun arkası devam eder. Ben söyleyeyim dedim.
Şimdi gelelim sadede; maçın atmosferine, haksızlığına kapılmayıp takım 10 kişi kaldıktan sonra kenar yönetiminin oyuna müdahalesini bekledim. Ne yapacağını, nasıl yapacağını söylemek bana düşmez ve de yakışmaz. Üst üste beş kez hata çıkarken top kaybettik ve beşincisinde gol yerken, golde yanlış saymadıysam defansta yedi futbolcumuz vardı. Gol boş kaleye atıldı. Diyeceğim şudur ki maçın son dakikalarında pozisyon bulup Fenerbahçe kalesine şut atma gücünü bulabiliyorsak bu Fenerbahçe'den her şeye rağmen puan çıkarmalıydık.
Ve Okay'ın özür dilediğini duydum da, iyi de borunun pazarı geçti kardeşim; hem milyonları üzdün hem de arkadaşlarını yalnız bıraktın. Son sözüm Savic'e olacak; Trabzonspor kaptanı olmak büyük bir gurur demişsin, doğrudur da forması gibi ağır olan bu kaptanlık bantını sen de taşıyamadın, yazık ki ne yazık!
