Trabzonspor taraftarları için kâbus dolu sezon bitti. Bir daha yaşanmaması dileğiyle, ilgili herkese geçmiş olsun. Yalnız, herkes bilir ki dileklerle, cafcaflı süslü kelimelerle de olmuyor. Taraftarından yönetime, başkana şimdi çok iş düşüyor. Herkes eteğindeki taşları döksün. Eziyet dolu geçen bu sezonun nedenleri araştırılsın. Sorular birbirini kovalasın. Şimdi zamanıdır, yetmez hatalardan ders çıkarılsın. Bir daha yapılmamak üzere adeta ant içilsin.
Bakın bu konuda üç haftadır yazı yazdım, acizane görüşlerimi söyledim. Aha da 4.'sünü yazıyorum. Öncelikle takım ağırlıklarından kurtarılmalı. Gençlerini göz ardı etmeyip onlara güvenip sorumluluk verin. Yapan kalsın, yapamayan gitsin!
Şimdi transfer zamanı; huzurevine alır gibi değil de, Trabzonspor'a geninde savaşçı, genç, idealist, formasına tutkun özellikli oyuncular başı çeksin, Mustafa gibi! Alınacak oyunculara Trabzonspor tarihinin yanında İstanbul saltanatına karşı bir futbol devrimcisi olduğunu da özellikle anlatın. Yetmez, Trabzonspor'un bir futbol takımından ziyade bir sevda olduğunu, Avrupa'da ise eşi olmadığını özellikle anlatmayı ihmal etmeyin.
Tekrar transfere dönersek, bizim takıma menajerlerin tavsiyeleriyle değil, kulüp yapısına uygun, yıldız olmayan, idealist, aç oyuncular tercih edilmeli. Bu da öyle bir iki kişinin işi değildir! Ortak akılla olur. Zira ortak akıl, başarının sırrı; Trabzonspor Kulübü'nün geleceği adına tek çaresidir. Aksi halde çok daha kâbuslu sezonlar geçiririz. Dahası, eğer bu anlayış sürerse korkarım çevre illerimizin durumuna düşeriz.
Benden söylemesi deyip, benim de dünkü kadroyla ilgili Fatih Hoca’ya bir sorum olacak: Gitmek için saatleri kalan Banza'nın bu takımda ne işi vardı? Kenarda Sikan ve diğerleri dururken, şayet Nwakaeme sakat, Visca izinli olmasa idi, dünkü gençler oynatılacak mıydı? Son olarak bir maç oynayıp beş maç yatan Savic'in son dakikada oyuna alınması ise neyin nesiydi! Böyle yapmakla mı geçmişten ders çıkaracak, geleceğin temelini atacaksınız?