Biz gazetecilerin en büyük handikabı, yaşadığı çevrede kanıksadıklarının aslında büyük bir haber olduğunu anlayamamalarıdır.

Buna meslek dilinde kör bakış derler..

+++

Oysa, o kanıksanan olayın mekana yabancı bir gazeteci geldiğinde görür, haberi patlatır.. Olay olur.. Gündeme oturur. Herkes onu konuşur.

+++

Kör bakışla ilgili yaşadığım bir anımı anlatayım.

10 yıl önceydi.

İzmir’den bir dostum geldi.

Arabası ile Meydan İskender Paşa otoparkına girdik..(Şimdi yıkılıyor..Park yapılıyor)

Aracından indi, şöyle denize baktı..Bana döndü ve dedi ki..

“Ali Savaş siz Trabzonlular harikasınız.. Arabalarınıza şehrin en güzel manzarası, balkonunu tahsis etmişsiniz..”

O günden sonra ertesi gün ben haberi patlattım.

“Trabzon’da araçlara balkon keyfi” diye.

+++

Trabzonspor’da süper kupa ile gelen  ülke gündemini de oturan Özyazıcı’nın kasket olayı da buna benziyor. Avcı gazeteci değil teknik adam olarak müthiş bir iletişim uzmanı olduğunu da gösterdi.

+++

Şampiyonlukları ve Özyazıcı’nın kasketini kanıksadığımızdan olacak, Avcı gelinceye kadar bu  espriyi kavrayamadık.. Göremedik. Gündeme getirip, bir yaşam felsefesi olacağını  bilemedik..

+++

Oysa, Avcı’ya kadar yerlinin yerlisi teknik adamlar Trabzonspor’u çalıştırdı..

Bir çırpıda sayalım

-Şenol Güneş

-Ali Kemal Denizci

-Giray Bulak

-Hami Mandıralı

-Sadi Tekelioğlu..

Bunlar için kasket sıradan bir olaydı. Kanıksadıkları için göremediler.

+++

İyi de camiaya, takıma Avcı gibi yabancılar da geldi.

Onlar için de kasket anlamsız bir şeydi.

Ya da anlamını, anlayamadılar.

Kör bakışlarının kurbanı oldular.

+++

Avcı, bildiğimiz, yaşadığımız ve özümsediğimiz ama unuttuğumuz bir sembolü, başarılarla örtüştürerek bir algı oluşturdu.

Bu yaratıcı fikrinden ötürü, Abdullah Avcı kör bakışımıza anlam ve nitelik katarken bir vefa örneği de göstermiş oldu.

Teşekkürler Avcı..

Avcı ile Trabzonspor’da değişenler

-Ruh geldi

-Dayanışma geldi

-Yardımlaşma geldi

-Maçı kazanma azmi geldi

-Hırs geldi

-Kasket geldi.

Beşiktaş maçının En’i..

Dün geceki maçın eni, bana göre;

Nwakaeme’nin Vitor Hugo’ya yaptığı asisti.

Asisten önce dar alanda yaptığı harika hareketlerdi.

Sanki, bilardo oynadı.

Sanki, bir balerin gibi kıvırdı.

Ve, kendi öz yaşam biçiminin folklorik  figürlerin ile 4 kişiyi ekarte etti.

O cüsse ile o kıvrak hareketleri  bir metre karedende küçük alanda yapması, futbolu adına alkışlanacak bir görseldi.

Maç da o hareketlerle kazanıldı.

Tabi, Hugo’nun vuruşu da Nwakaeme’nin emeğini taçlandırdı..

ZAYTUNG

Kasket ile maçları kazanan Avcı bundan sonra miğfer takmaya karar verdi..!