Okullar hafta başında açıldı.Birinci sınıflar geçen hafta Perşembe ve Cuma günü olmak üzere iki gün erken başladılar ki buna alışma evresi deniyor.

Önceki yıllarda velilerin okul koridorlarında ilk hafta fazla yer kaplayıp “aman çocuğum okula alışabilecek mi” duruşlarının önüne geçebilmek için yapıldığını düşündüğüm bu uygulama iki günde işinizi halledine dönmüş.

Altı yaşında okula başlayan minikler tabi ki ilk başta zorluk çekiyorlar ama asıl sorun bu başlangıçta yaşanan türlü dudak uçuklatan duyumlar ve uymak zorunda olduğun düzen içinde hiçbir şey yapamaman..

Çıktı milli eğitim bakanı ilk ağızdan dedi ki para isteyen müdürleri,yöneticileri bize söyleyin biz hadlerini bildirelim.Artık para isteyen bir yapı yok,mazi de kaldı dedi..

Hep beraber güldük tabii..

Yetmedi Cumhurbaşkanı en yetkili ağız benim diyerek parasız eğitimden bahsetti.

Yine güldük..

Boyuna gülüyoruz çünkü bu söylenenler bizimle alakalı olmasa,içinde olmasak belki de acaba gerçekten doğru mu bu söylenenler diyebiliriz.Ben içindeyim,arkadaşım içinde,komşum içinde,bacanak içinde,kuzenler içinde,iş arkadaşlarım içinde,şöför içinde,bakkal içinde,hatta aynı okullarda öğretmenlik yapanlar bile içinde…

Hepimiz bu söylenenlere birebir muhattabız ve parasız eğitimin hangi ülkede olduğunu hepimiz birbirimize soruyoruz.

Devlet kitapları ücretsiz dağıtıyor diye yere göğe sığdıramadıkları bu davranış için alkış tutanların ellerine listeler verilince ki hallerini merak ediyorum.Hadi bir iki çocuğu olanlar biraz daha şanslı ama ya adamın dört çocuğu varsa acaba ne yapıyor?

Herkese sormak isterim,parası olana da olmayana da..

Daha ilk gün her velinin almasının zorunlu tutulduğu listeler fazla abartılı değil mi?

Mesela ben tuvalet kağıdını neden alıyorum arkadaş?

Fotokopi kağıdını top top neden alıyorum?

Bilmem kaç çeşit boya,kaç çeşit fon kağıdı,ıslak mendil neden alıyorum?

Formalar neden değişiyor sürekli?

Abisi kardeşine veremesin diye olabilir mi acaba?

Hadi bunları geçtim,geçiyoruz zaten de şu konuda bana mantıklı bir açıklama yapabilecek olan biri var mı?

Okulun temizlik elemanı işkur’dan alınıyormuş,parasını okul veriyormuş o yüzden parasını öğrencilerden toplayacakmışlar.Okulun giderleri oluyormuş,elektrik su gibi ve ödenek yokmuş..

Nasıl yok ya?

Velilerden para istemek için neredeyse okulun kirası var,arsa sahibi kapıya koyar bizi yoksa diyecekler..

Bu okulların levhaların da hangi devletin ismi yazıyor da ödenek bir türlü çıkmıyor anlamak mümkün değil.

Toplanan paraların da İsmini de değiştirmişler,bağış koymuşlar!!

Zorla iste,sınıfını değişmem de,30 kişilik sınıfta okuyacağına 60 kişilik sınıfta okur de,milyarlarca TL Topla ama nereye harcanıyor haberimiz olmasın öyle mi?

Bir okul,biz sıra alacağız bunun için para verin diyorsa velilere ve bunu çocuklarla evlere beyaz zarflarla gönderip çocukları da alet ediyorsa parasız eğitim diye bir şeyden bahsedemez hiç kimse..

Okullarımızın kuşkusuz hepsi böyle değil ama yöneticilik,idarecilik hatta öğretmenlik yaptıklarını zanneden ama asıl meslekleri ticaret olmuş kişilerin elinde eğitim almaya çalışan çocuklarımızın durumları beni gerçekten çok üzüyor.

Türkçe kitabının ilk hikayesin de devrik cümlelere rastlamak ve bu başı boş bırakılmış eğitim içinde ki eğitimsizliği görmek çok zor değil.Parasız kitap dağıtıyoruz dediğiniz kitapları bir açıp bakın bakalım 30 sene önceki kitapların yerlerini tutabiliyorlar mı?

Parasız eğitim yoktur!

Eylül ayı başında ceplerinde ki son kuruşa kadar çocuklarına harcamış parasız veliler vardır..

Gerisi teferruattır..