TRABZON AYAĞA KALKTI

Trabzon’da düzenlenen Kitap Fuarı bu yıl, sadece kültürel bir etkinlik olmanın ötesine geçerek köy okullarına uzanan güçlü bir dayanışma hareketine dönüştü.

Şehrin yöneticileri, iş dünyası, sivil toplum kuruluşları ve spor camiası, “Kitap okuyan çocukların geleceği daha aydınlık olur” inancıyla aynı hedefte buluştu.

Bu dayanışmanın en anlamlı tarafı ise Trabzon’un kitaba, okula ve çocukların gülümseyen yüzlerine duyduğu sevginin böylesine görünür hâle gelmesiydi.

Köy okullarına kitap desteği veren isimler, kurumlar ve kuruluşlar şehrin kültür hafızasına önemli bir not daha düşmüş oldu.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, çocukların kitaplarla buluşmasını sağlayan en önemli isimlerden oldu...

Yine etkinliğin ev sahibi olan Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç'in yanı sıra AK Parti Trabzon milletvekili Vehbi Koç, Yomra Belediye Başkanı Mustafa Bıyık, Akçaabat Belediye Başkanı Osman Nuri Ekim, Köprübaşı Belediye Başkanı Ali Aydın ve TTSO Başkanı Erkut Çelebi'nin yerel yönetimlerin eğitime verdiği değeri güçlü bir şekilde ortaya koydu.

Diplomatik ve kurumsal destek tarafında ise Özbekistan Trabzon Fahri Konsolosu Sadık Soylu, Sri Lanka Fahri Konsolosu Atilla Ataman, MÜSİAD Trabzon Şube Başkanı Mesut İskenderoğlu ve yönetimi, Trabzon Muhtarlar Federasyonu Başkanı Bekir Aktürk, TÜRSAB Bölge Başkanı Mehmet Ali Tuna ve yönetimi öne çıkan isimler arasında yer aldı.

Şehrin iş dünyası da bu dayanışmaya gönülden katıldı.

Cengiz Tosun, Yalçın Kaya, Muhammet Özkay, Musa Yurtbay, Mahmut Suiçmez, Selahattin Çebi gibi iş insanları; İş insanı Akın Çelebi, Ata Petrol Yönetim Kurulu Başkanı Ali Haydar Baş, Avukat Kemal Ertürk, Sare Turizm, Nano Yapı Denetim, Sanka Tekstil gibi kurum ve şirketler, yine köy okullarına ulaştırılan kitapların önemli destekçileri oldu.

Bu yıl dikkat çeken bir diğer güçlü katkı ise Trabzon’un en büyük ortak değeri olan Trabzonspor camiasından geldi.

Trabzonspor Yönetim Kurulu, Başkan Ertuğrul Doğan başta olmak üzere tüm yönetim kurulu üyeleriyle birlikte kitap destek kampanyasında yer aldı.

Kulübün bu katkısı, şehrin kültürel sorumluluğuna sporun da yüksek bir duyarlılıkla eşlik ettiğini gösterdi.

Şehir kulislerinde tüm bu desteklerin oluşturduğu atmosfer, ortak bir memnuniyet duygusuyla yorumlanıyor.

Trabzon’un farklı kesimlerinin aynı amaç etrafında buluşması, gelecek yıllardaki fuarlar için de umut verici bir tablo ortaya koydu.

Köy okullarına ulaşan her kitap, bu dayanışmanın kalıcı bir hatırası olarak raflarda yerini aldı.

Sonuç olarak Trabzon, bir kez daha kültüre, eğitime ve geleceğe gönülden bağlı bir şehir olduğunu ispatladı.

Kitap fuarının arka planındaki bu geniş destek zinciri, “Bir şehir kitap için birleşirse yüzler de kitaplar kadar açılır” cümlesini adeta gerçeğe dönüştürdü.

NEDEN ‘TELİF ALMAYACAĞIM’ DEDİ…

Ortahisar Belediye Meclisinden devam edelim. Mecliste en dikkat çeken önerilerden biri de AK Partili üye Ufuk Hoş’tan geldi.

Hoş, Trabzon Bahçecik Cezaevi’nin Beşikdüzü yapılmasının ardından işlevini kaybettiğini, artık bir tutukevi olarak kullanılmaya başlandığını söyledi.

Bu noktada Trabzon Adliyesi’nin de Yomra’da bulunduğunu, bu nedenle adliyenin bulunduğu ilçeye tutukevi yapılması gerektiğini ifade ederek Bahçecik Cezaevi’nin halkın yararına kullanılması gerektiğini söyledi.

Bu alanın tarihte Atlı Polo’nun ilk oynandığı alan olduğunu, buradan da dünyaya yayıldığını kaydeden Ufuk Hoş, alanda Arkeoloji Müzesi, Kültür Atölyeleri gibi sanat ve tarih kompleksi yapılabileceğini ifade etti.

Bu noktada da Ortahisar Belediye Meclisinde önerilerini sıraladı. Başkan Ahmet Kaya da bu öneriyi dikkate alarak Adalet Bakanlığı ile yazışma yapılabileceğini söyledi.

Bir diğer ayrıntı ise Ortahisar Kent Konseyi’nin geliştirdiği Genç Kart Uygulaması...

Buna göre; şehirdeki 15–25 yaş arasındaki öğrenciler, Genç Kart ile anlaşmalı işletmelerden yüzde 10 ile yüzde 50 arası indirim imkanından faydalanabilecek...

Bu projenin duyurulduğu sırada Ufuk Hoş’un “Telif almayacağım” şeklindeki esprisi ise dikkat çekti.

Ardından da kendisi ile görüşülmesini istedi.

Peki Ufuk Hoş neden bu şekilde bir espri yaptı? Şöyle ki, biliyorsunuz Başkan Ahmet Kaya’nın Ortahisar Belediye Başkanlığı için yarışta, yani yerel seçimlerde en büyük rakibi AK Parti’nin adayı Ergin Aydın’dı…

Ergin Aydın’ın projeleri de çoğunlukla Ufuk Hoş tarafından hazırlanmıştı.

Ergin Aydın’ın proje kitapçığına bakıldığında dün tanıtılan projeyle aynı isme sahip bir proje yer alıyor.

Aydın’ın proje kitapçığında da ‘Ortahisar Genç Kart’ adı taşıyan projenin açıklamasında ise; “Gençlerimize başarıya teşvik amacıyla başarı odaklı kentin olanaklarından, etkinliklerinden, ulaşımdan vs. indirimli yararlanabilecekleri Genç Kart’ı yürürlüğe koyacağız” ifadeleri yazıyor.

Biz de Ufuk Hoş’un muhtemelen Ergin Aydın’ın seçim kitapçığında yer alan projenin kendisine ait olduğundan dolayı ‘Telif almayacağım’ esprisi yaptığını düşünüyoruz.

Ufuk Hoş’un mecliste önerdiği Beşikdüzü Cezaevi de yine Ergin Aydın’ın seçim kitapçığında yer alıyor, bunu da ayrıca belirtelim.

Ancak bu kez öneri yapan kişi...

ONU TAKİP EDİYORLAR…

AK Parti Genel Merkez Başkan Yardımcısı Meryem Sürmen’i Trabzon ve Ankara'da tanımayan yoktur desek yeridir.

Sürmen, özellikle il kadın kolları başkanlığı döneminde ve milletvekili adaylığı süresince Trabzon’da tam anlamıyla sıkılmadık el bırakmamıştı.

Bugün geldiğimiz noktada ise Trabzon’da tam anlamıyla bu süreçlerin ekmeğini yiyor. Sürmen, Trabzon’un köylerinde en çok iz bırakan siyasetçilerden.

İz bırakmakla kalmıyor, aynı zamanda Trabzon’u ve Trabzonluyu tüm Türkiye’ye tanıtmak için de elinden geleni yapıyor.

Özellikle ulusal bir kanalla da bu konuda yakın iletişim halindeler.

Sürmen’in gezip gördüğü, paylaştığı yerler genelde ulusal kanallarda haber oluyor.

Trabzon milletvekili olamadı ama hala sanki milletvekiliymiş gibi çabalamaya ve özellikle de Trabzon’un köylerinde kendini göstermeye devam ediyor.

KARADENİZ’DEN AĞIRALİOĞLU AÇIKLAMASI

Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu’nun memleketi Trabzon’a gerçekleştireceği bir haftalık ziyaret, parti içinde ve yerel kamuoyunda önemli bir siyasi temas süreci olarak değerlendiriliyor.

Genel Başkan’ın Trabzonlu danışmanı Yakup Karadeniz’in yaptığı açıklamaya göre program, tüm ilçe ziyaretlerini, merkezde halk buluşmalarını ve çeşitli istişare toplantılarını kapsayan yoğun bir takvimden oluşuyor.

Partinin son dönemde öne çıkardığı ekonomik adalet, şeffaf yönetim, gençlere yönelik eğitim ve istihdam projeleri ile yerel kalkınma başlıklarının bu ziyarette geniş şekilde ele alınması bekleniyor.

Bu durum, Anahtar Parti’nin siyasi söylemini sahada güçlendirmeyi ve parti vizyonunu doğrudan seçmenle paylaşmayı amaçlayan bir hamle olarak yorumlanıyor.

Anahtar Parti Genel Başkan Danışmanı Yakup Karadeniz’in ifadeleri, ziyaretin yalnızca bir memleket buluşması değil; aynı zamanda partinin gelecek yol haritasının yerelde sağlam bir istişare zeminiyle pekiştirilmesi hedefi taşıdığını gösteriyor.

Karadeniz, teşkilatlarla koordineli şekilde Trabzon’un misafirperverliğine yakışan bir hazırlık yürütüldüğünü belirterek, programın hem şehir hem de ülke adına olumlu sonuçlar doğuracağına inandığını vurguluyor.

Ağıralioğlu’nun Trabzon temaslarının, özellikle yerel teşkilatın dinamizmini artırması ve partinin bölgedeki görünürlüğünü güçlendirmesi açısından dikkate değer bir fırsat sunduğu değerlendiriliyor.

Bu nedenle ziyaret, siyasi takvim içinde stratejik önem taşıyan bir adım olarak ön plana çıkıyor.

MUÇİ’NİN GOLÜ NEDEN ANONS EDİLMEDİ?

Trabzonspor’un kısa sürede şehri etkisi altına alan yıldızı Ernest Muçi, sadece futboluyla değil, artık attığı gollerle tribün ritüellerini bile belirliyor.

Sokakta şut çeken çocukların dilinde aynı kelime:"Muçi vurdu!"

İki haftaya sığan bu etki öyle büyük ki, Başakşehir maçından sonra Konya maçını da adeta kendi imzasıyla mühürledi.

Penaltı aldırdı, frikik attı, jenerik yazdı…

Şehir ateşlendi, tribün ayağa kalktı.

Ama maç sırasında küçük bir detay var ki, sosyal medyada da, tribünde de en az gol kadar konuşuldu:O gol neden anons edilmedi?

Kimi “anonsçu şaşırdı, golün şokuyla unuttu” dedi…

Kimi “bizim gibi sevindi, dili tutuldu” diye yorum yaptı…


Fakat kulisin perde arkası başka…

Şehri meşgul eden o anın mutfağından sızan bilgilere göre; gol öncesi stadyum içi ses sisteminde sinyal sorunu yaşandı.

Teknik ekip mikrofona müdahale etmeye çalışırken, tam da o sırada Muçi topun başına geçti ve…

Fişek gibi frikik!

Gol oldu, stadyum patladı fakat mikrofon o anda devre dışıydı.

Sorun biraz sonra düzeltildi, fakat yönetim masasında kısa bir değerlendirme yapıldı: "Bu kadar zaman geçti, şimdi anonsun tadı kaçar."

Ve işte o yüzden…

O olağanüstü golün ardından tribünlerin beklediği o anons hiç gelmedi.

Nadir görülen, tribün hafızasına geçecek cinsten bir ayrıntı.

Bu arada şunu da belirtelim, stadyumda çalan müzikler bir düzene oturtulmuş durumda ve tamamen taraftarın seçtiği şekilde ilerliyor.

Futbolcuya özel müzikler de dikkatlerden kaçmıyor.

KOLA STADYUMDAN DA KALKTI

Trabzonspor’da Başkan Ertuğrul Doğan’ın Coca-Cola hassasiyeti, futboldan çok daha büyük bir başlık oldu.

Yönetim, Filistin’de yaşanan katliamı gerekçe göstererek sponsorluk teklifini geri çevirince, sadece bordo-mavili camia değil, memleketin dört bir yanından alkış koptu.

Kimi bunu dik duruş, kimi ahlaki bir refleks olarak yorumladı.

Ama bir gerçek var ki, ülkenin spor gündemi bir anda Trabzon’dan yönetilir hale geldi.

Ve bu kararın dalgaları İstanbul kıyılarına çok hızlı ulaştı…

Önce Beşiktaş sponsorluk masasından kalktı.

Ardından Galatasaray, listeden kola markasını sessizce sildi.

Şimdi herkes aynı soruyu soruyor: "Fenerbahçe ne yapacak?"

Kulislerde baskının yüksek olduğu, tribünlerin sabırsızlandığı konuşuluyor.

Sarı-lacivert cephede kararın gecikmesi, gözleri daha da Trabzon’a çevirmiş durumda.

Zira Trabzonspor cephesinde işler net…

Hem de oldukça net.

Konya maçında localara bakınca bu netlik daha berrak görülüyordu.

Coca-Cola tamamen kaldırıldı.



Yerine yerli ve milli marka Sarıyer yerleştirildi.

Stadyuma giren herkes bunu gördü, hissetti, mesajı aldı.

Bu, yönetim kurulunun ortak kararı.

Ve masada aksini gösteren bir işaret yok.

Trabzonspor duruş koydu, İstanbul kulüpleri ise artık rüzgâra göre yön değiştirmek zorunda.