Bir makam odası anım..!

Şu sıralar, şehrin gündemine Büyükşehir’in makam odası oturdu.. 

Büyükşehrin Atapark’taki makam odasını ilk kez, Gümrükçüoğlu oturduğunda gördüm.. Ve şaşırdım.

Makam odasının pencerelerinden şehir hiç görünmüyordu. Önünde, sağında solunda yüksek binalar ve birkaç adım uzaklıkta, konut pencerelerin camları makam odasına bakıyor. Bazılarının balkonları da makam odasına hakim bir durumda..

Bu manzarayı gördüğümde, Gümrükçüoğlu’na şöyle dedim.

“Başkanım, R.Tayip Bey, bu makama geldiğinde şu karşı taraftaki apartman sakinlerine, balkonlarınıza yıkadığınız çamaşırları asın.. Siz de makamın bütün perdelerini sıyırın. Cumhurbaşkanı bu manzarayı gördüğünde inanın, kentsel dönüşüm için kesin talimatı verir..”

Gümrükçüoğlu güldü.

Fikri beğendi..

Ama yapmadı ya da yapamadı.

Otel Özgür ve Dinamo Kiev..

Hasan Kandaz gün Otel Özgür’ü yazdı.

Yazıyı okumak için, tıklayın

Özgür Otel’in bende de çok anısı vardır.

Bir kere Trabzonspor’un bütün kongre öncesi derin kulisleri Otel lobisinde ve restoranında atardı.

Bazen, biz gazetecilerin otele girmesi bu nedenle yasaklanırdı..

M.Ali Yılmaz’ın başkanlık dönemleri Otel’i canlı kılardı.. Üffff ne toplantılar. Ne görüşmeler. Her maç sonrası ne galibiyet kutlamaları olurdu.

Ancak, benim Otel Özgür ile ilgili en önemli unutamadığım anım 80’li yıllara rastlar.

O dönem Avrupa’nın en ünlü futbol kulübü Dinamo Kiev’di. Trabzonspor bir Avrupa Kupası maçı için Dinamoyu misafir ediyordu..

Dinamo Kiev, Özgür otelde kalıyordu.

En ünlü futbolcusu da Oleh Blohin’di..

Dünya yıldızıydı..

Hem O’nu görmek hem de birlikte fotoğraf çekmek için Özgür Otel’in karşısında saatlerce bekledim durdum.. Baktım öglen yemeğinden sonra takım yürüyüşe çıktı.. Koştum Blohin’i yakaladım. Fotoğrafımı da çektim.. Gazeteye geldim, bir foto altı haberimi patlattım..

Özgür otel’in benim için en anlamlı anısı bu..


 

Reis’e yaz ki.. De ki..!

Trabzon yerelinde de ekonomik sıkıntı kendini çok ağır hissettiriyor.

Esnafa perişan.

Sabit gelirli vatandaş da pahalılıktan şikayetçi.

Pandemi işşizleri çoğunlukta

Bu ayın sonunda da kısa çalışma ödeneği kalkıyor.. İssizlik furyası esecek.

Üretim yapan sanayiciler durgun piyasa nedeni ile sıkıntılı.

Sokakta kime rastlasak dert yanıyor.

Geçen adı İsmail Yanık olan orta yaşlı bir vatandaş, tam meydan parkının önünde yolumu kesti..

“Sen, beni tanımazsın ama ben seni tanıyorum, gazetecisin” dedi.

Ve talepte bulundu..

“Ali Savaş, Reis’e seslen. Bu halkın sıkıntılarını anlat..”

Sonrada neler yazmam, Reis’e nasıl seslenmek gerektiğini şöyle tek tek sıraladı.

“Bu millet Reis ne dediyse yaptı.. Bu millet, Reis’in çağrısına destek verdi. Altınlarını, dolarlarını bozdurdu.. Bu millet, Reis ne zaman beni belli güçlere ezdirmeyin dedi, sandıkları patlattı. Bu millet Reis’in bir işareti, çağrısı ile tankların önüne yattı.. Şehit oldu.. Bu millet, Fetöcülere karşı direndi. Bu millet, anayasayı değiştirdi. Bu millet, Cumhurbaşkanlığı sistemine evet dedi. Bana yetki verin dedi.. Yetkiyi verdik.  Bu millet Reis’i hiçbir davasında yalnız bırakmadı.. Ve bu millet Reis’e, milleti yaşat ki, Devlet yaşatsın dediği her ortamda ölümüne destek verdi..

Şimdi sıra Reis’te.

Reis, Milletine sahip çıksın.

Reis, Milletinin çağrısına kulak versin.

Reis, her gün fiyatlarını zam yapan üç harfli marketlere demir yumruk indirsin.

Reis, huzur hakkı maaşlarına yüzde 30 zam yapanları görsün.  Asgari ücretlinin haline bir el atsın.

Reis, kendine her şartlarda sahip çıkan milletine sahip çıksın.

Şu anda durum tam; Milletini yaşat ki devlet yaşasın durumu var.

Milletini yaşat Reis. Demir yumruğunu indir Reis..”

Trabzonlu hemşerimiz, böyle dedi.

Yerden göğe kadar haklı..

Elçiye zeval olmaz.

…………………….

ZAYTUNG

İfadesinde Burnuna Pudra Şekeri Çektiğini Belirten Kürşat Ayvatoğlu: ''Ayrıca araba da modifiye 93 Şahin...'