Kılıçdaroğlu daha sonra Trabzon Zorlu Grand Otel’de Çevre Buluşmasına katıldı. Yapılan toplantıda bölgedeki 42 STÖ başkanı ve temsilcisi ile biraraya gelen Kılıçdaroğlu yaptığı uzun soluklu toplantıda 9 konu üzerinde görüş birliğine varıldığnı belirterek maddeleri şu şekilde sıraladı.
1- Çevre etki değerlendirme raporu. Bilimsel anlamda hazırlanmıyor dosyaya koyulmuyor. Maden arama, HES veya doğa ile ilgili herhangi bir proje ortaya koyulduğunda ÇED raporları masa başlarında kes kopyala yapıştır ile hazırlanıyor.
2- Biz doğanın haklarını korumak için STÖ’ler olarak alınan kararlara karşı dava açıyoruz. Yargı yürütmeyi durdurma veriyor ama ilgili firmada kamuda yargı kararlarına uymuyor. Bir hukuk devletinde herkesin yargı kararlarına uyması gerekir. Bir ülkede birileri için geçerli birileri
3- Özellikle Karadeniz’de uluslararası anlaşmalarla korunan bazı doğa p;arçaları var. Bütün dünya üzerine titriyor ama bizimkiler gerekeni yapmıyor.
4- Meralar özel mülkiyete konu edilmemeli, edilemez. Ama yasalarda açıkça belirtilmesine rağmen meralar özel mülkiyete konu ediliyor.
5- Doğa haklarını korumak için yaptığımız mücadelelere katılıyoruz fakat yargı uzun ve pahalı bir süreç. Doğa haklarının daha iyi korunabilmesi için bu konuda açılan davaların harçlarının kaldırılması ve bilirkişi ücretlerinden de muaf tutulması. Çünkü çevreciler kendi dar bütçeleri ile bu mücadeleyi veriyorlar.
6- Karadeniz ile ilgili Yeşilyol Projesi var. STÖ'lerin bu yol ile ilgili ciddi kaygıları var. Yolu özellikle madencilerin daha rahat arama yapmaları için yapıldığı yönünde kaygı var. Bu kaygılarnı giderilmesi gerekiyor.
7- Bir yerde eğer doğa hakkı kısıtlanıyorsa, doğaya insana zarar veriliyorsa, biz eylem, yürüyüş yapıyoruz, hakkımızı savunuyoruz ama güvenlik güçleri bize hoyratça davranıyorlar. Biz yaşam savunucusuyuz diyorlar. Kelebeleğin, suyun, sudan yararlanan insanan bütün canlıların hayatını koruyoruz. Bizim yaptığımız göstergeler anayasal hakkımız ama üzerimize çok büyük baskılar geliyor. Yaşamsal olarak güvenlik kaygı taşıyoruz diyorlar STÖ'ler.
8- Su kullanım hakkı asla ve asla devredilmemelidir. Sususuz bir halat asla olamaz. Su kullanım hakkı devredilemez. Bu konuda çok açık ve çok net kuralların konulması verilmiş olan haklarında iptal edilmesini istiyor arkadaşlarımız.
9- Mutaka bir su yasası çıkarılmalıdır. Evrensel anlamda, tabiatı, canlıları koruyan su kadar önemli bir konunun parlamentoda görüşülüp yasaya bağlanmalıdır
.jpg)
İşte bu 9 konuyu hem parti programımıza hem seçim bildirgemize taşıyacağız. 9 konu hakkında açık ve net sözü burada veriyorum.
Karadeniz Türkiye’nin en yeşil, en doğal coğrafyasıdır. Bu cograyfada insanlarda bütün canlılarda özgürce gezmeli.
Biz ormanları Orman Bakanlığı’ndan koruyoruz, Çevre’yi Çevre Bakanlığı’na karşı koruyoruz.
İstanbul’da yaşayan bir vatandaşımız diyor ki Trabzon’a geldim doğayla iç içe yaşayayım ama gördüm ki bahçemdeki meyveyi toplayamıyorum. Tozdan topraktan, pislikten. İşte böyle bir durumdan bahsediyoruz.
Trabzon’da yaşanan ve 5 kişinin hayatını kaybettiği Çığ falekati ile ilgili de konuşan Kılıçdaroğlu ‘Türkiye’de insan hayatı çok ucuz Soma’da 30 vatandaş hayatını kaybetti ne oldu? Çaykara’da o insanlar kötü şartlarda çalıştrıldı ve can verdi. Üzüldük ama ne oldu.
Bu ülkede güçlülerde hesap veremeli. Orada o işçileri çalıştıranlar hesap vermeli. Çevreyi yok edenler doğal afete neden olur. Çevreyi özgür bırakmak lazım. Ağaçları yok ederseniz sel felaketi oluyor. Karadeniz’in doğasını korumalıyız’ ifadelerini kullandı.
