Son günlerde siyasetin nabzı yüksek. Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınıp tutuklanmasıyla birlikte yurt genelinde birçok şehirde protestolar başladı. Ancak aralarından biri var ki, öne çıktı: Trabzon.

Şimdi durup bir düşünün…
Trabzon denince ilk akla gelen ne olur? Futbol olur, horon olur, dik duruş olur. Ama bu kez, demokrasi için verilen barışçıl bir mücadeleyle gündemde. Ve hakkını verelim, oldukça olgun bir süreç işliyor.

Başta sosyal medyada dönen “Yürüyüş yasaklandı” iddiaları vardı. Haliyle halk arasında da yayıldı bu dedikodu. Ancak gerçeği öğrenince tablo değişiyor. CHP Trabzon İl Başkanlığı’nın yürüyüş yerine bazen oturma eylemi tercih etmesi tamamen stratejik. Sürekli aynı formatta gitmek yerine, halkı canlı tutacak farklı yollar deneniyor. Dün maskeli yürüyüş, bugün oturma eylemi, yarın belki başka bir sürpriz.

İşin güzel tarafı, tüm bu süreç valilik, kaymakamlık ve emniyetle istişare içinde ilerliyor. CHP Trabzon İl Başkanı Mustafa Bak’ın açıklamaları da bu uyumu teyit ediyor. Ne demişti Bak?
“Ne polisimize, ne vatandaşımıza zarar gelsin istemeyiz. Bu eylemler Trabzon’a yakışır şekilde barışçıl olmalı.”

Ekran Resmi 2025 03 25 23.38.32

Bu sözler kıymetli. Çünkü Türkiye’nin birçok yerinde aynı hassasiyeti göremiyoruz. Kimi yerde sert müdahaleler, kimi yerde gerginlikler yaşanıyor. Oysa Trabzon örneğinde herkesin üzerine düşeni usulüne uygun yaptığı bir tablo var.

Bir diğer önemli nokta da şu:
Trabzon’un, Ekrem İmamoğlu’nun memleketi olması. Dolayısıyla burada çıkan sesin Türkiye geneline yayılma etkisi yüksek. CHP de bunun farkında ve bu süreci sadece bir protesto olarak değil, aynı zamanda bir kamu bilinci oluşturma fırsatı olarak görüyor.

Her akşam halkın katılımıyla devam eden bu eylemler, aslında Trabzon’un demokratik olgunluğunu ve sosyal dayanışma kültürünü de yansıtıyor. “Her akşam yapılsın” diyen halk var, onların sesini duyan bir il başkanlığı var, süreci yöneten ve güvenliği sağlayan devlet birimleri var.

Sonuç?
Trabzon, bu süreçte bir kez daha “öncü şehir” olduğunu gösteriyor. Yalnızca Karadeniz’in değil, Türkiye’nin vicdanı oluyor.

Bakalım bu sağduyulu duruş, diğer şehirlere de örnek olur mu?