Son yıllara kadar Trabzonsporlu aldığı gazeteyi ön sayfasından değil, arka sayfasından okurdu. Ben de bu maç yazımı müsaade ederseniz arka sayfadan yazmaya başlayacağım. İlk konuğumuz sevgili Dorukhan olsun.

Ben hep demişimdir, derim de: Trabzonspor taraftarları sıra dışıdır. Benzemezler başka takım taraftarlarına çünkü onlar sevdasına sıkı sıkıya bağlıdırlar, vefalıdırlar.

"Şimdi bunu neden tekrar yazıyorsunuz?" derseniz, dün akşam Eyüpspor maçında Dorukhan oyuna sonradan girerken tribünlerin A’dan Z’ye çılgınca ayakta alkışlaması, vefanın sahibi Trabzonspor formasına gönül veren futbolculardan daha ziyade, sevdalarının bir parçası olan Dorukhan içindi. Taraftar, ödüllerin en güzeli olan vefa madalyasını Dorukhan’ın boynuna takıverdi.

Teşekkürler Trabzonsporlular… Hep böyle olun, hep böyle kalın. Sizler görevlerin en güzelini yaptınız.

Yaptınız da… Stoperler Ahmet ve Denswil yedekte paslanırken, orta sahanın dalga kıranı olan bu çocuğu inatla stoperde oynatarak müzmin sakat olmasına sebep olanlar, yıkım ekibi olarak haksızlıklarıyla kalsınlar. DERDİNİZ NE?

Biliyorsunuz, bu hafta İstanbul’da Beşiktaş ile maçımız var. Adı "Süper" ama kendi yerlerde sürünen futbolumuzda, hiç olmazsa Beşiktaş-Trabzonspor maçında ezeli rekabete eyvallah; yalnız, bu rekabetin kendilerine yakışır biçimde sonlandırılmasını isterim.

Şimdi, tarihlerini hatırlamadığım ama isteyenin araştırıp bulabileceği iki güzel, bir kötü örnek vermek istiyorum tarihten:

  • Bir lig sonu maçı… Beşiktaş, Trabzonspor’a yenilirse küme düşüyor. Netice: 1-1. Beşiktaş kümede kalıyor.

  • Bir başka hikâye… Tesadüf ya, yine bir lig sonu maçı. Trabzonspor, Beşiktaş’ı yenerse Beşiktaş şampiyonluktan oluyor. Trabzon ana baba günü! Galatasaraylılar, Trabzonsporlu oyunculara “Beşiktaş’ı yenerseniz sizlere birer araba ve bir çanta dolusu para” diyorlar. Trabzonsporlular kabul etmiyor: “Biz çıkıp oynayacağız,” diyorlar.

Maçın sonunda Beşiktaş şampiyon oluyor ve Avni Aker’den alkışlarla uğurlanıyor konuk ekip. Uçakta Beşiktaşlılar eğlenceye başlayınca, rahmetli başkan Süleyman Seba, oyuncularına “İstanbul’a kadar eğlence yok, çünkü uçakta Trabzonlular var,” diyor.

Ve Trabzon’da bir Beşiktaş maçına gelen sözüm ona taraftarların yarısı kesici aletlerle birlikte karakolda gözaltına alınırken, diğer yarısı yanlarında getirdikleri satır, döner bıçağı, belki inanmayacaksınız baltalarıyla stad dışında sakladıkları yerlerden çıkararak güzide mahallemiz Yeni Mahalle’de çerçevesini kırıp dökmedikleri kahve, dükkân bırakmadılar; insanların peşinden dahi koştular.

ŞİMDİ SORUYORUM: HER ŞEYE RAĞMEN BİZİM DERDİMİZ YOK, DOSTLUĞUMUZ VAR.

Var da… Değil! Trabzonspor’un Türkiye’nin eldiveni ve beyefendi kişiliği olan Uğurcan’a kora halinde hakaret etmenizi hâlâ kabullenemiyorum. Hatta kanıma dokunuyor.

Konuya dâhil olmayanları tenzih ederek soruyorum: SAHİ, SİZİN DERDİNİZ NE?

Yoksa Trabzon’daki gibi terör estirenlerden misiniz?

Yarın maç yazısında buluşmak üzere!