Yaz geliyor ya, memlekette bir telaş, bir hareketlilik başladı. Hele turizm deyince, zaten kıpır kıpır olan Trabzon iyice canlanıyor. Herkes gözünü, kulağını gelen turist sayısına, otel doluluk oranlarına, yayla trafiğine çevirmiş durumda. Ama asıl mesele gökyüzünde yaşanıyor desek abartmış olmayız. Çünkü uçaklar resmen sıraya girmiş!
Daha birkaç sene öncesine kadar Bakü’den haftada bir uçak gelirdi, bilen bilir. Sonra oldu üç gün… Şimdi bir bakmışız her gün uçak iniyor. Hatta gelen son bilgiler, “Haftada 7 gün uçuş olabilir” diyor. Yani Bakü ile Trabzon arasında neredeyse dolmuş seferi gibi bir uçuş trafiğinden bahsediyoruz. Talep var mı? Var! Hem de beklenenden fazla yolcu var diyorlar. Fiyatlar desen uçmuş, ama yine de uçaklar dolu. Bu bile başlı başına ne kadar doğru bir adım olduğunu gösteriyor.
Gelelim Tiflis meselesine. 23 yıl sonra başlayan seferler vardı, evet. Ama ne yazık ki yanlış zamanlama kurbanı oldu. Kış ayına denk gelince ne turisti geldi ne memleketli gitti. Şimdi herkes diyor ki “Bu işler yazın yapılırdı, kışı kim düşünmüş?” Haklılar… Ama iptal yok, sadece beklemedeyiz. Yazın yeniden canlandırılabilir diyorlar. Umut var, yeter ki doğru planlansın.
Bir de yeni aktörümüz var: Özbekistan. Karşılıklı uçuşlar kapıda. Eğer bu da devreye girerse, Trabzon Havalimanı yazın tabiri caizse sabah akşam mesai yapacak. Körfez’den, Kafkasya’dan, Orta Asya’dan gökyüzü dolup taşacak. Hem turizme hem ticarete büyük katkı… Yeter ki bu süreci yönetirken "aman boş kalmasın, uçak dursun" mantığı değil; sürdürülebilirlik ve sezon takvimi ön planda tutulsun.
Velhasıl, yaz ayları Trabzon için bu kez sadece deniz, yayla, serin hava değil; aynı zamanda havayolu trafiğiyle de epeyce sıcak geçecek gibi duruyor. Umudumuz o ki, bu yoğunluk turizmde kalıcı bir kaliteyi de beraberinde getirir.
Hadi bakalım… Şimdi sıra pistte!