Önce bir gerçeği belirtelim; iki takım arasındaki fark gece ile gündüz gibiydi. İlk maçtaki sonuçtan sonra zaten Trabzonspor'un turu geçmesi son derece zordu ancak bir başka gerçek var ki bu maçta oyuncu seçimleri ve oyun stratejisinin yanlışlığı. Kabul etmek gerekir ki, üst düzey karşılaşmalarda takım savunması ve yardımlaşma çok önemlidir. 
Anımsanacağı gibi Trabzonspor, Şampiyonlar Ligi'ne katıldığı yılda başarılı olmasındaki en büyük faktör takım savunması ve yardımlaşmadır. Fakat dün sahaya çıkan 11'i göz önüne getirdiğimizde, Juventus'u bir kenara bırakın, ligde bile herhangi bir takım karşısında büyük sorunlar yaşardı. (Örneğin 4-2 yenildikleri Akhisar Belediyespor karşılaşması gibi). 
Orta alanda Zokora'nın yanında savunma yönü eksik Özer Hurmacı, önde sakatlıktan yeni çıkmış fiziksel anlamda yetersiz Malouda, geri dönüşü olmayan Adrian ve sezon başından beri çok az forma şansı bulan Janko... Halbuki hiç değilse savunmayı rahatsız edecek Henrique tercih edilmeliydi. Juventus gibi bir takıma karşı orta alanı bu kadar dirençsiz bırakırsanız, dünkü gibi fark ortaya çıkar. Rakip hiçbir baskı göremeden orta alanı çabuk ve ayağa pas ile geçti. Ve oyunun sıkıştığı anlarda kenardan uzun toplarla kanat değiştirerek pozisyonlar üretti.
Maçın başlamasıyla Juventus çok yoğun baskı kurdu. İlk maçtaki gibi Trabzonspor'un sol kenarından Isla'yı sıkça kullandılar ve attıkları gole kadarki ilk 10 dakikada üç net gol pozisyonları vardı. İkinci golden sonra ise maçın ikinci yarısında tempoyu istedikleri gibi ayarladılar. Ve çok rahat bir sonuçla turu geçtiler.
Onur'a da artı bir parantez açmak gerekir. Avrupa'da Trabzonspor'un buralara gelmesindeki payı çok büyük. Dün gece de kalesinde devleşti.
Artık Avrupa geride kaldı. Her şeye karşın Trabzonspor'un bu arenada aldığı sonuçları ve gelinen noktayı 'Başarı' olarak değerlendirmek gerekiyor. 
Dünkü 11 ile bırakın Juventus'u, herhangi bir takıma karşı da zorlanırsınız
Juventus ilk 10 dakikada Trabzonspor kalesinde üç tane gol pozisyonu buldu