Yüksek Seçim Kurulu (YSK) İstanbul’da Millet İttifakı adayı Ekrem İmamoğlu’nun önde bitirdiği seçimlerle ilgili itirazları nihayet karara bağladı.

YSK, AK Parti'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin iptali istemiyle yaptığı başvuruyu 7’ye karşı 4 oyla kabul etti.

Toplantının ardından gazetecilere kısa bir açıklama yapan YSK Başkanı Güven "Yargı süreci sona erdi. YSK, 11 yüksek mahkeme üyesi ve tam sayıyla yaptığı toplantı sonucunda kararlarını verdi" diyor. Güven, kararların yazılı olarak iletildiğini de vurguluyor.

YSK Başkanı Sadi Güven ve 3 üye, iptal isteminin reddi yönünde oy kullandı, ancak azınlıkta kaldı.

Yedi üye, sandık kurullarının oluşumunun usulsüz olduğu ve seçimin sonucunu etkilediği, sayım cetvellerinde hatalar olduğu gerekçesiyle iptal yönünde oy kullandı. Aynı YSK AK Parti’nin kısıtlı seçmenlerle ilgili ve Maltepe ile Büyükçekmece ilçeleriyle ilgili itirazlarını ise reddetti.

23 Haziran 2019 Pazar günü İstanbul seçmeni aynı seçmen listesiyle sandık başına gidecek. Yasalara göre bütün partiler aynı adaylarla seçimlere girecek. Adaylardan istifa edip çekilen olabilir ama yeni aday olamayacak.

*

Seçmen sandık başına gidecek de cevap verilmesi gereken o kadar çok soru var ki…

Daha önce konuyla ilgili kaleme aldığımız yazının son bölümünde aynen şu ifadeleri kullanmıştık: “Gelinen noktada AK Parti ve MHP’nin yaptığı itirazlardan sonra Yüksek Seçim Kurulunun İstanbul’la ilgili vereceği karar bekleniyor.

Şahsi kanaatimize göre ve geçmişte alınan kararlara seçimin yenilenmesi büyük bir sürpriz olarak değerlendirilebilir. Ancak hukuk sistemi öylesine yaralar aldı ki Türkiye’de yaşayan herkes YSK’dan her türlü açıklamayı bekleyebiliyor. Bizim öncelikle bu sorunu aşmamız gerekiyor. Dileğimiz şudur. Zor bir süreçten geçiyoruz. İnşallah Türkiye kucağında yeni bir kriz bulmaz.”

Temennimiz gerçekleşmedi.

Artık adalet timsali kurumların kararı bile eski kararlarla çelişebiliyor. Bizi endişeye sevk eden budur.

YSK’nın oy çokluğu ile aldığı karar, aynı kurulun 16 gün önce yani 20 Nisan 2019 tarihinde Bursa’nın Mustafakemalpaşa ilçesiyle ilgili aldığı kararla çelişkili.

YSK, İYİ Parti’nin itirazı üzerine Mustafakemalpaşa’daki sandık kurullarının belediye çalışanlarından oluştuğu, bunun tam kanunsuzluk hali oluşturduğuna ilişkin başvuruyu oturuma katılan 10 üyenin oyuyla reddetti. Gerekçe ise şöyleydi:

“Sandık Kurullarına ilişkin itirazların YSK’nın 13/12/2018 tarih ve 2018/1105 kararı ile kabul edilen Seçim Takvimine göre 2 Mart 2019 tarihinde kesin olarak karara bağlanması nedeniyle tam kanunsuzluk iddiasına ilişkin talebin reddine…”

YSK, İYİ Parti’ye diyor ki eğer bir aksilik görüyorsan 2 Mart 2019 gününe kadar itiraz etmeliydin…

YSK’da seçimin yenilenmesi yönünde oy kullananların gerekçesini herkes gibi biz de merak ediyoruz. Şundan merak ediyoruz. Kararın hukukiliği vicdanımızda kabul görmüyor. Sadece benim değil Türkiye’deki birçok hukukçunun vicdanında da kabul görmüyor.

Şundan görmüyor.

Sandık başkanlarının kanuna uygun olarak atanmamış olması, nasıl oluyor da sadece İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı sonucunu etkiliyor? İlçe belediyelerinin de meclis üyeliklerinin de muhtarlığın da hepsinin yenilenmesi gerekmez mi?

Sorular çok ancak YSK’dan gerekçeli karar henüz çıkmadı. Çıkınca belki daha çok sorular olacaktır.

Ülke olarak yoğunlaşmamız gereken sorunlar varken 47 gün daha belki de yeni sonucuyla birlikte birkaç ay daha İstanbul seçimlerini konuşuyor olacağız.

*

Biz YSK kararını konuşurken ülkemizde başka şeyler de oluyor…

Güneydoğuda ve Suriye’nin kuzeyinden yüreğimizi yakan şehit haberleri geliyor.

8 yıl aradan sonra tecridi kaldırılan terörist başı Abdullah Öcalan'ın mektubu kamuoyuna okunuyor. Terörist başı avukatları aracılığıyla yeni çözüm süreci için çağrıda bulunuyor.

TBMM'de grup başkanvekilleri, idare amirleri, komisyon başkanlarının kullanması için 80 adet 4.0 motorlu AUDI makam aracı kiralandı. Araçlar Meclis'e getirilirken bu araçların ne kadara kiralandığı ve yakıt masraflarının nasıl karşılanacağı bilinmiyor.

Ankara’ya gelen NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, Türkiye'nin S-400 savunma sistemi satın almasına ilişkin, "Her NATO müttefiki, hangi savunma ekipmanını alacağına kendisi karar verir. Ancak ben NATO Genel Sekreteri olarak olası sonuçlardan endişe duyuyorum." diyor.

Güvenlik Danışmanı Mete Yarar, "Yakın zamanda Doğu Akdeniz'de dünyanın doğalgaz ve petrol rezervleri bulundu. Türkiye'nin kaderini değiştirecek rezerve ulaşmamamız için Akdeniz'e yani dibimize 200 savaş gemisi konuşlandırdılar. Bu da 2.Dünya Savaşı'ndan bu yana en fazla açık denize konuşlanan gemi sayısı" iddiasında bulunuyor.

Ekonomi ve işsizlikteki sorunlar hâlâ yerinde duruyor.

Dolar 6 lirayı aştı gidiyor.

Biz bunlarla uğraşmak yerine yine seçimlerle meşgul olacağız.

Yazık oluyor bu ülkeye…

Yazık oluyor adalete…

Yazık oluyor millete…

Kalın sağlıcakla…