Bize has özellikleri tümden terk etmek marifetiyle artık yalnızca gerginliğiyle ön plana çıkmak için çabalayan bir toplum halini aldık.

Öyle ki.

Sokakta biriyle göz teması kurup ‘sizi bir yerden tanıyor gibiyim’ imasında bulunsanız, tekme tokat saldırıya uğramamanız yerle yeksan bir ihtimal.

Saygı yok.

Hoşgörü yok.

Hele ki tahammül, sıfırın altında!

Tabiri yerindeyse iletişimlerimizin her ‘evet’i bir ‘hayır’la, her ‘beyaz’ı bir ‘siyah’la yarışır halde.

Bu kadarla kalsa hadi yine iyi…

Toplumumuzun ruh sağlığı reçetelerde sinyal veriyor değerli okurlar.

Yapılan araştırmalara göre, ülkemizde son 10 yılda antidepresan kullanımı yüzde 66 oranında artmış vaziyette.

Bu ürkütücü durum ruh halimizin yalnızca kayda giren kısmını ortaya koyarken, bir de bunlara;

Sırf kendinde hiçbir problem görmediğinden sebeple, çarşıda pazarda, hastanede pastanede, trafikte kaldırımda mutsuz, umutsuz, yaşamdan zevk almadığı aleni yüzüne yansıyan bir kitle de var.

Derdim ne karamsar bir tablo çizmek ne de kimseyi depresyona sevk etmek.

Hadi beni boş verin!

Şehrin kalbi, Maraş Caddesi’nde 5 dakika yürüyün…

Gözünün içi gülen 10 kişi görürseniz, depresyon tanısı da benim olsun!

KALDIRIMLAR BİZİMDİR, BİZİM KALACAK!

Yerel yönetimlerle vatandaşı en fazla karşı karşıya getiren konulardan biri de hiç kuşkusuz kaçak yapılanma ve beraberindeki kaldırım işgalleri.

Çehresi, çağın yeniliklerine uygun şekilde giderek güzelleşen Trabzon’da bu hassas konuyla ilgili mücadele edildiği tartışılmaz gerçek, lakin gerek il gerek ilçe merkezlerinde tüm bu çabaları gölgede bırakan görüntüler de yok değil. 

Bu bağlamda başta trafikteki vurdumduymaz sürücülere ait uygunsuz araç parkları olmak üzere, mağaza, kafeler ve benzeri dükkanların bencilliğinin sebep olduğu kaldırım işgalleri, şehrimizde yayaların can güvenliğini tehlikeye düşürmekle kalmayıp, toplumuzda gereksiz tartışmaların yaşanmasına da sebebiyet vermekte. 

Ezcümle.

Belki tek sorunumuz bu değil ancak, sokaklarımızda her geçen gün artan ‘kaldırım babanın malı mı!” tartışmalarının da huzurumuzun önündeki prangalardan olduğu aşikar.

O yüzden serzenişimiz ilgililere:

Lütfen biraz daha hassasiyet!

En azından, kaldırımın tapusunun vatandaşta olduğu bilinci bu şehirdeki tüm işyerlerine aşılanmalı. 

YENİ YIL, YENİ UMUTLAR

Milyonları hayattan koparan COVID-19 salgınını takiben, gözyaşlarımızı dindirmeyen depremler, seller ve Müslüman coğrafyalarda aylardır devam eden katliamlar…

Tabiri yerindeyse son birkaç yıldır hayli zor sınavlardan geçiyoruz.

Bunca olan bitenden canını kurtarıp yılsonuna sağ salim ulaşan bence ne kadar şükretse azdır.

Demem o ki, 2024’e kimse fazla yüklenmesin!

Sağlıklı olalım, bir arada kalalım, gerisini el ele hallederiz evelallah.