Her fırsatta dünyaya demokrasi, insan hakkı ve özgürlükler getirdiğini iddia eden ABD; yıllardan beri kendi ülkesinde yaşayan “siyahlara” karşı antidemokratik uygulamalar yapıyor.

ABD'de son dönemde birçok siyahi vatandaşın polis tarafından öldürülmesi, ülkede büyük olaylara, gerilime ve tartışmaya neden olmuş durumda.

Ülkede yılda ortalama 1000'den fazla kişi polisin ateş açması sonucu öldürülüyor.

Bunların büyük bir bölümünü siyahi Amerikalılar oluşturuyor. Ama ne kadar acıdır ki dünyada terör tanımını da yapan, terör örgütlerini, demokrasiyi ve antidemokratik uygulamaları da tanımlayan ABD.

Yani kendileri çalıp, kendileri oynuyorlar. ABD’ye göre terör, ABD’ye göre demokrasi. ABD’nin çıkarlarına hizmet eden terör örgütleri, onlar için terör örgütü değildir.

ABD’ye hizmet eden antidemokratik devletler bile onlar için en demokratik ülkelerdir.

Onların çıkarları için çalışan diktatörlerin yanında halkoyuyla seçilmiş ama onların çıkarlarına ters düşen liderlerin hiçbir önemi yoktur.

Ülkemizi bölmek için yıllarca terörist faaliyetlerde bulunan, ülkemizde kanlı saldırılar yapan PKK terör örgütünün Suriye’deki uzantısı olan PYD, ABD’ye göre terör örgütü değildir.

Yeter ki ABD’nin kontrolünde olsun, onun istediği gibi hareket etsin. Başta ABD olmak üzere koalisyon ülkelerinin sıcak ilişki kurup destek verdiği YPG’ye Türkiye, terör örgütü PKK’nın Suriye’deki kolu olduğu gerekçesiyle karşı çıkıyor. ABD, PKK’yı terör örgütü olarak gördüğünü açıklasa da YPG’ye olan desteğinin süreceğini vurguluyor.

Bazı bölgelerin IŞİD’den kurtarılması için ABD’nin YPG rozeti takacak kadar işbirliğine gittiği de biliniyor. Oysa IŞİD’i de besleyen ABD; YPG’yi de besleyen ABD. ABD şimdiye kadar hangi ülkeye demokrasi ve özgürlük getirme vaadiyle gitmişse oralar terör yuvası haline gelmiştir. Bu yerlerde bir zalim gitmiş, binlerce zalim türemiştir.

Bunun en bariz örneği yanı başımızdaki Suriye’dir.

ÖSO kurucu komutanı Riyad Esad, Şam rejimini tam devirecekken muhalifleri sabote edip zayıflatan ABD’nin, terör örgütü PYD üniformasına sığındığını söyleyerek.

Basit bir terör örgütünü desteklerken, haklı bir isyanı cezalandıran sözde dünya devi ABD’nin, Suriye'deki katliamlardan Esed, Rusya ve İran kadar sorumlu olduğunu belirtmiştir.

Tabi ilahi adalet elbette tecelli edecekti. Bugün ABD’de yaşananlar yapılan onca eziyetin, haksızlığın sonucudur. ABD’deki bu olaylar daha “baharın” ilk cemreleri.

Zamanla dünyanın diğer ülkelerinde başlayan bahar belki de en güçlü etkisini ABD’de gösterecek.

Bu devran böyle gitmezdi. Tabi ülkemizde en basit bir olayda bile ayağa kalkan, halkı isyana teşvik eden o “karanlık” aydınlarla ne olduğu belli olamayan sözde sanatçılar niçin ABD’deki bu haklı isyan için tek bir söz söylemiyor.

Ya da bizdeki satılmış hainlerin gerçekleştirdiği olayları canlı yayınlarla dünyaya duyuran medya organları niçin ABD’deki  bu olayları görmezden gelir.  

Kendi ülkesinde olunca sağır dilsiz olanlar bizdeki en küçük olayda dünyaları ayağa kaldırmaktadır. Siz ne kadar görmezden gelseniz de baharın gelişine engel olamazsınız. Ne kadar güçlü olsanız da eğer haksızsanız haklı bir isyanın karşısında duramazsınız.