Ayder den tüm hemşehrilerime selamlarımı sunarak başlamak istiyorum... Evet, uzun bir aradan sonra memleketime gelme şansını yakaladım. Trabzon da geçirdiğim iki günlük dinlenme seansının arkasından kendimi Rize de buldum. Dağlara, yeşilliklere, gürül gürül çağlayan derelere öyle hasret kalmışımki burada bunu daha çok farkına vardım. Geride kalan yoğun kış temposunu daha ilk günden üzerimden attım diyebilirim. Aslında tüm yıl boyunca bu anın gelmesini bekleyerek kendimi teselli ettiğimide sizlerden saklayacak değilim. Gezimin ilk anlarında içimi kaplayan huzurun sizlere ne kadarını yansıtabilirim bilemiyorum.

Fakat şöyle bir benzetmem var ki sizlerinde mutlaka yaşadığı bi andır; hani çok sevdiğiniz birinden yıllarca ayrı kalmak zorunda kalıpta sonunda günleri sayarak kavuştuğunuz bir an olur ya, işte öyle bir kavuşma yaşadım burada. İnanmayacaksınız ama sarıldım buralara. Bİraz kokusuyla biraz dumanıyla sanki tüm özlediklerime kavuşurmuş gibi çocukca bir sevinçle sarıldım buralara. Yani anlayacağınız bol bol hasret gideriyoruz şuan... Yaptığım uzun yürüyüş aralarında horon ile mola veriyorum. Attığım her adımda gelen tulum sesi beni kendine çekerek yön bulmamada oldukça yardımcı olabiliyor.

İlk tulum sesini duyduğum andaki şaşkınlığım görülmeye değerdi. Birçok kişi ve bende dahil olmak üzere manzaraya karşı fotoğraf çekilirken bi anda herkes aşağı doğru koşmaya başladı. Aklımdan geçen ilk şey kesin bedava birşeyler dağıtıldığı fikriydi ki rica ediyorum beni yadırgamayın. Çünkü ben bu sahneyi İstanbul da sadece birşeyler dağıtıldığı zamanlarda görüyorum. Tabii ki burada hepimizi coşkulandıran tulumun o içimizde özlem yaratan sesiydi. Aralarına bende eklendim ve kocaman bir horon halkası oluşturduk. Atılan türkülere bağıra bağıra eşlik ettğime ben bile hala inanamıyorum.

Birbirlerini tanımayan hatta horon oynamayı bilmedikleri halde o coşkuyu yaşamak isteyip aramıza giren kişilerle birlikte kol kola haykırdık dumanlı dağlara...

Emin olmalısınız ki burada hiçbir şekilde yabancı değilsiniz. Sizi karşılayan kişilerden aldığınız sıcaklık, acaba daha önce tanışmışmıydık demenize sebep olabiliyor. Birde önemli bir nokta var ki burada aklınızda kişi isimlerini tutmanızda hiçde zorlanmıyorsunuz. Çünkü Ayder de bulunan kişilerin % 80 inin ismi Osman olarak geçiyor. Sadece ayırt edebilmek için isim öncesi bir lakap kullanılmakta. Yani burada yoldan geçen herhangi birine selamun aleyküm Osman derseniz ooo aleyküm selam cevabını almanız çok yüksek bir ihtimal. Gezimize Ayder yaylası ile sınırlı kalmayıp birde meşhur Rize Zil Kalesine çıktık. Sorduğum ilk soru neden "zil" oldu. Cevabını ise, uzun yıllar önce buralarda Rumlar yaşarken buradaki zili bir haberleşme sistemi olarak kullandıklarından Zil Kalesi olarak biliniyor şeklinde aldım. Harika bir manzarası olan Zil Kalesi şuan korumaya alınmış durumda ve sadece belirli günlerde ziyarete açılıyor. Rize' ye geldiğinizde kesinlikle görülmesi gereken yerlerin başında listenizde yer vermenizi tavsiye ederim.

Memleket sevdasındanmıdır bilmem ama, nedense ekranlarda yayınlanan Karadeniz dizilerini yakından takip etmekteyim. Son dönemlerde büyük bir izleyici kitlesini kendisine hayran bırakan Sevdaluk dizisinin çekildiği Şenyuva köyünü de ziyaret ettim. Dizi ekibi gerçekten harika bir çalışma bölgesine sahip. Tüm karakterlerin başarıyla sergilendiği dizideki önemli bir karakterde sanıyorumki Şenyuva köyünün çılgın muhtarı, Muhtar Ali. Dizi ekibini cani gönülden kutluyorum. Şuan Çamlıhemşin deyim. Burada İstanbul dan tanıdığımız bir Hanife Teyzemiz yaşamakta. Ziyarete geldiğimizde kendisini fasulye ekerken yakaladık. Malum çay zamanı gelmeden ekme işlerini bitirmek gerek. Yani çok bildiğimden değil Hanife Teyzemiz öyle diyor:) Buralarda akşam vakti yaklaşınca hava çivi gibi soğuyup dağları dumanlar kaplıyor.

Aslında en keyifli an ondan sonra başlıyor. Çünkü Hanife Teyzemiz bizi hep kartpostallarda gördüğümüz muazzam köy evinde misafir edip kuzineyi yakınca e birde o kuzinenin üzerinde pişen muhlamayı önümüze koyunca asıl keyif başlıyor. Şuan kuzinenin arkasına geçmiş çayın demlenmesini bekliyorum. Özlediyseniz buraları yada merak edip görmek istiyorsanız buyrun efendim bir bardak çayınız sizleri bekliyor...

NOT: Soma da yaşanan üzücü olayda hayatını kaybeden madenci kardeşlerimize Allahtan rahmet yakınlarına sabırlar diliyorum.

UNUTURSAK KALBİMİZ KURUSUN.