Günümüz dünyasında yapay zeka (YZ), sadece teknolojik bir yenilik olmaktan çıkıp küresel güç dengelerini yeniden şekillendiren stratejik bir alan haline geldi. ABD ve Çin, yapay zeka teknolojilerinde liderlik için adeta bir yarış içinde; bu mücadelenin önemli aktörleri ise ABD merkezli OpenAI ve Çin menşeli Deepseek. Bu haftaki yazımızda bu iki devin yaklaşımı, hedefleri ve gelecekte bizi neler beklediğini birlikte inceleyeceğiz.

Yapay Zeka  Neden Bu Kadar Önemli?

Yapay zeka, insan zekasını taklit eden ve öğrenme, problem çözme, karar verme gibi yeteneklere sahip bilgisayar sistemlerini ifade eder. Makine öğrenmesi (Bilgisayarların verilerden öğrenerek kendini geliştirmesine olanak tanır. Örneğin, e-posta spam filtreleri bu yöntemi kullanır.), derin öğrenme (yapay sinir ağları kullanılarak daha karmaşık örüntülerin tanınmasını sağlar. Görüntü ve ses tanımada yaygın olarak kullanılır.) ve doğal dil işleme (Bilgisayarların insan dilini anlama, yorumlama ve üretme kabiliyetidir. Chatbotlar, dil çeviri uygulamaları gibi örneklerde karşımıza çıkar.) gibi alt dallarıyla, yapay zeka bugün sağlıktan finansa, savunmadan eğitime kadar birçok alanda kullanılıyor. Yapay zekanın önemi, sadece teknolojik yeniliklerle sınırlı değil; ekonomik büyüme, askeri üstünlük ve küresel güç dengeleri açısından da kritik bir rol oynuyor. Örneğin, yapay zekanın 2030 yılına kadar küresel ekonomiye 15,7 trilyon dolar katkı sağlaması bekleniyor.

ABD’nin YZ Şampiyonu: OpenAI

OpenAI, 2015 yılında Elon Musk(herkesin yakından tanıdığı Tesla ve SpaceX gibi dev şirketlerin kurucusu), Sam Altman ve diğer önemli isimler tarafından kuruldu. Şirketin temel amacı, yapay zekayı insanlık yararına geliştirmek ve bu teknolojinin kontrolsüz büyümesini engellemek. OpenAI, özellikle GPT (Generative Pre-trained Transformer) serisiyle dünya çapında bir üne kavuştu. GPT-3 ve GPT-4 gibi modeller, doğal dil işleme yetenekleriyle metin yazma, kodlama, hatta sanat eserleri oluşturma gibi alanlarda devrim yarattı.OpenAI’nin başarısının ardında, ABD’nin teknoloji altyapısı, yetenekli bilim insanları ve özel sektörün güçlü desteği var. Ancak, OpenAI’nin kapalı kaynak kodlu olması, kullanıcıların modelin iç işleyişini anlama ve özelleştirme imkanını kısıtlıyor. Bu durum, şeffaflık ve etik kullanım konusunda eleştirilere neden oluyor.

Çin’in YZ Yıldızı: Deepseek

Çin, yapay zeka alanında küresel lider olmak için 2030 yılına kadar bir yol haritası belirledi. Bu hedef doğrultusunda, Deepseek gibi şirketler büyük bir destek görüyor. Deepseek, özellikle bilgisayarlı görü (bilgisayarların görüntü ve videolardaki nesneleri tanıma yeteneğidir; güvenlik, sağlık ve otomotiv sektörlerinde önemli uygulamalara sahiptir.) ve doğal dil işleme alanlarında uzmanlaşmış bir yapay zeka platformu. Şirket, düşük maliyetli ve açık kaynaklı modelleriyle dikkat çekiyor. Örneğin, Deepseek’in R1 modeli, OpenAI’nin O1 modeliyle rekabet edebilecek düzeyde performans gösteriyor.Deepseek’in açık kaynak stratejisi, küresel geliştiricilere erişim sağlayarak Çin’in teknoloji diplomasisini güçlendiriyor. Bu yaklaşım, Batı’nın kapalı kaynak modellerine kıyasla daha demokratik ve erişilebilir bir yapay zeka ekosistemi sunuyor.

Akademik Perspektif: Yapay Zeka Rekabetinin Geleceği

Akademik çalışmalar, yapay zeka rekabetinin sadece teknolojik bir yarış olmadığını, aynı zamanda küresel güç dengelerini de etkilediğini vurguluyor. Örneğin, Nobel ödüllü Daron Acemoğlu gibi ekonomistler, yapay zekanın ekonomik ve sosyal etkileri üzerine yaptıkları çalışmalarda, bu teknolojinin insan emeğini nasıl dönüştüreceğini ve küresel eşitsizlikleri artırabileceğini tartışıyor.

Yapay Zeka Rekabetinin Geleceği

ABD ve Çin arasındaki yapay zeka rekabeti, sadece iki ülkenin teknolojik üstünlük mücadelesi değil, aynı zamanda küresel güç dengelerini değiştirecek bir dönüşümün habercisi. OpenAI ve Deepseek, bu mücadelenin en önemli aktörleri olarak, yapay zekanın sınırlarını zorluyor. Ancak, bu rekabetin insanlık yararına kullanılması ve etik sorunların çözülmesi büyük önem taşıyor.Yapay zeka, geleceğimizi şekillendirecek bir teknoloji. Bu nedenle, hem teknolojik liderlik hem de etik sorumluluk, bu alanda başarılı olmanın anahtarı olacak. Sizce bu rekabetin galibi kim olacak? Yoksa asıl önemli olan, yapay zekanın insanlık yararına kullanılması mı? Bu soruların cevapları, geleceğimizi belirleyecek.

OpenAI ve Deepseek, yapay zeka yarışında farklı yollar izlese de ortak bir noktada buluşuyorlar: Geleceğimizi şekillendiriyorlar. Kim kazanır bilinmez ama kesin olan bir şey var: Yapay zeka artık hayatımızın vazgeçilmez bir parçası. Belki de en önemli soru şudur: Bu değişimin sadece izleyicisi mi olacağız, yoksa bilinçli bir şekilde yön verenlerden biri mi?

Gelecek yapay zeka ile şekillenirken, bu teknolojiyi nasıl kullanacağımız tamamen bize bağlı. Sizce yapay zeka insanlığa gerçekten fayda sağlayacak mı, yoksa işler kontrolden çıkabilir mi? Fikirlerinizi yorumlarda paylaşın, birlikte tartışalım…

Bu yazımda bir eğitim teknolojisi girişimcisi olarak ABD ve Çin arasında süren yapay zeka savaşını  kısaca ele almaya çalıştım.

“Yeni yazıda buluşmak dileğiyle, bilgiyle kalın.”

Saygılarımla,

İrfan BAŞKAYA, MSC