Mutluluğun ne olduğundan ziyade, nasıl yaşanması ve paylaşılması gerektiğine dair bir türlü gideremediğimiz eksikliklerin Trabzon sokaklarına savrulmasından bıktık, usandık!

Ne ödediğimiz ağır bedellerin, ne de üzerimize zift gibi yapışan kasvetin hiçbirimize ders olmaması da cabası.

İşte bu girizgâhtan mütevellit, geçtiğimiz günlerde sahil yolunda denk geldiğim tankı eksik düğün konvoyuna ait görüntüler gösterdi ki, ‘yüzümüzü güldürecek olan gelecek’ Trabzon’a hiç gelmeyecek!

Duble yolun her iki şeridinde aheste aheste ilerleyen yaklaşık dokuz-on araçlık konvoy trafiği yavaşlatmakla kalmayıp, üstüne bir de kendilerini uyaran sürücülere ağıza alınmayacak hakaretlerle karışık tepki gösterdiler.

Şehirlerarası yolda camlardan sarkıp, olan biteni canlı yayınla sosyal medyada paylaşma çabaları da tüm bu yaptıklarını marifet olarak gördüklerinin adeta imzası niteliğinde.

Sözüm, bu tür denyoluklarla kentimizin üzerine karabulut misali çökenlere! 

Bakın, savaşa mı düğüne mi gittiği belli olmayan hemşerilerim!

Trabzonlunun profilinden koparmaya çalıştığınız insanlık, saygı, medeniyet gibi tanımları hadi geçtik…

Keyif aldığınız mutluluk duygusu gerçekten bu mu Allah aşkına!

Kilitlediğiniz o trafikte hastasına ulaşmak için çaba gösteren bir hekimin veya benzer mahiyette, önemli bir randevusuna yetişmeye çalışan başka bir sürücünün olma ihtimali hiç mi aklınıza gelmiyor?

Haksızlıktan öte yazık, günah değil mi zamanla yarışan o insanlara?

Bu şehirde yaşayanlar sizin gibi pespayelerin hemşerilik etiketini daha ne kadar taşıyacak?

Silkinin ve kendinize gelin kardeşim!

BİZE BÖYLE CEZALAR LAZIM!

Bu densizlik Avrupa’da olsaydı ne olurdu diyerek gogılda araştırınca önüme bir haber düştü.

Merak etmeyin başrolde yine biz!

Euronews’in haberine göre, Belçika'da düğün konvoyu ile trafiği aksatan 18 Türk'e 5 yıl boyunca trafikten men ve 2000 Euro para cezası verilmiş.

Bitmedi.

Çünkü altı araca el koyan yargı ‘yetmez!’ dedi.

İşte duruşmada tam bir insanlık dersi veren o yargıcın sözleri: 

"Sadece trafik sıkışıklığına neden olmakla kalmıyorsunuz, aynı zamanda diğer sürücülerin sinirlenmesine de yol açıyorsunuz.

Davranışınız agresifliğe ve sonucunda ırkçılığın artmasına neden oluyor. Zaten yeterince ırkçı var, buna karşı durmanız gerekiyor.

Eğer bir parti yapmak istiyorsanız kafanıza kova bile geçirebilirsiniz ancak yolları, amaçları için kullanılmaya bırakacaksınız. Yaptığınızın diktatörsel bir tarafı var. Yollar hepimize ait ve kimse kendi malı gibi kullanamaz.

Yolu tıkarken o esnada hastaneye yetişmeye çalışan birinin vaktini çalmış olabileceğinizi düşündünüz mü? E17 Avrupa'daki en kalabalık otobanlardan biri.

Sizin dans edebileceğiniz bir yer değil!"

Nasıl ama?

Anlayana şiir gibi değil mi?

Yanılmıyorsam bir ara bizde de İçişleri Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü böyle bir karara imza atmışlardı.

Yani düğün ve askeri konvoyların trafiği kilitlemeleri halinde cezai müeyyide uygulanacağı söz konusuydu.

Ama aynı manzarayla sıkça karşılaşmamız gösteriyor ki, karar esnetilmiş.

O karar her ne ise esnememeli…

Esnememeli ki, herkes haddini-hududunu bilsin…

Sıkıntılı konvoyların sonu gelsin.