Daha emeklemeye başladığımız andan itibaren "aaa benim kızım erken sürünmeye başladı, kesin avukat olacak", "aaa benim oğlum erken konuşmaya başlayadı kesin öğretmen olacak, hemde matematik öğretmeni…"

"İlk okula başlarız öğretmen sorar büyüyünce ne olacaksın?" Direk o yaşta aile beklentisinin yarattığı daha ne olduğunuzu anlamadan hissettiğiniz sorumluluk duygusuna ekleniverir.

-Öğretmen, polis, doktor, istisnalarda şaşırtmıyor değildi hani ben bankacı olmak istiyorum derdim (ne alaka kızım ne olduğuu bile bilmiyorsun. Şu saydığımız 3 popüler meslek  halk bazında hep saygın meslekler olarak görülmüştür ve aile yönlendirmesiyle minik beyinlerde yer etmiştir. Zamanla yaş büyür hedefler biçoğumuzda değişir. Öğretmenlere olan antipatimden dolayı öğretmenlikten vazgeçeriz, polislik korkutur vazgeçeriz, kan korkumuz vardır doktor olamayız. Ama ailelerimiz ısrarla bu mesleklere yönlendirmeye çalışır , orta okul biter deli çağlarımız ergenlik başlar... En karmaşık dönemler üniversiteyi kazanabilme  sıkıntısı, aile yönlendirmesi , rehber öğretmenlerin 4 yılda bir kez işe yaramaz yetenek testleri vs hala meslek seçimi konusunda karar veremeyiz ve zor bela girdiğimiz üniversite sınavından aldıgımız puanla açıkta kalmama korkusuyla aslında hiçbir bilgi ve altyapıya sahip  olmadığımız bölümlere yerleşiriz. O üniversite 2 yıl yada 4 yıl farketmez biter ve o meşhur  sıkıntı başlar "işsizlik".

Ben doktor olamam , ben mühendiste olamam, ben öğretmende olamam hiçbirine yeteneğim yok ama ben başarılı bir bilgisayar kullanıcısı, elektrik ustası , sabırlı bir gişe memuru, sözleşmelide olabilir (şans). Kısacası Evet sizlerde haklısınız halk arasında itibarı yüksek meslekler edinmek, dolgun maaş, yüksek hayat standardına kim hayır diyebilir ama her ülkenin olduğu gibi Türkiye'nin el verdiği şartlarda sahip olduğu meslek neyse, o mesleği hakkıyla yapacak bireylere ihtiyaç var. Herkes doktor olursa arabam yoksa dolmuşu sürecek kişide yoksa ulaşım nasıl olacak, sobalarımız yanacak bu kömür nasıl çıkacak? Hizmet sektörü oldukça problemli farkındayım aslında. Ama herkesin şu gerçeğide kabul etmesi gerek; ülkenin 3 ayak üzerine kurulu düzeni vardır ve bu düzen hizmet sekterünün düzgün çalışmasıyla  olması gereken, beklenen düzeye ulaşabilir. Birde bardağın boş tarafınıda görelim, hizmet sektöründe emeğin tam anlamıyla karşılığının olmadığı ki buna kesinlikle bir savunma yapılamaz, tartışmaya müsait  konu dışı bir başlık olur(?)
Yani sorun taaa sürünmeye başladığımız andan itibaren çevre yönlendirmesiyle gelişen hayatımız aslında…. Sevgili aileler sürekli yönlendirmeler yaparak çocuğunuzu yanlış bir geleceğe hazırlamayın. Sistem zaten engebeli yol misali zor aşılıyor.. Sizin çocuklarınız, ülkenin geleceği üniversite bittiğinde hala ne olacağına karar verememiş, yeteneğinin farkında olmadan iş peşine düşer , işsiz kalır, sudan çıkmış balıktır , şaşkındır. Bir iş bulduğundada mecburi bir seçim olduğundan mutsuzdur...Mutsuz bir çalışan mutsuz, aksak bir sistem demek. Neyi eleştirdiğimizi ne kadar biliyoruz, insan önce kendini değiştirecek. Sistem zamanla kendini değiştirir zaten.
Ama boş bırakmayada gelmez tabi , bilinçli yönlendirme önemli...
İstisnaları tebrik ederim...