Başından beri sıkı bir şekilde Avrupa’da korona virüsü olayını takip ediyorum ve İtalya’da ilk ölümler olunca; 24 Şubat günü uluslararası katılımlı bir kurulayın iptal edilmesini de önerdim hemen. Bundan sonra cemaatle namazlara ara verilmesi teklifimi de getirdim haftalarca. Her iki önerim de geç kalınsa bile gerçekleşti.

Şunu baştan belirtelim; korona virüsü ile mücadelede birkaç ülke hariç çok geç kalındı ve çok hatalar da, yapıldı. 

Korona virüsü kapıp da hasta olanlar var. Test yapılmayanlar olduğundan ve herkesi hemen test etmek de mümkün olmadığından, test yapıldıkça sayı da artıyor.

Türkiye’deki vakalardaki son bir hafta içindeki hızlı artış, diğer ülkelerde de benzer şekildeydi. Gerçek sayı ise; tespit edilen sayıdan çok fazladır.

Örneğin; Finlandiya Sağlık ve Refah Enstitüsü (THL) Genel Müdürü Markku Tervahauta, ülkede korona virüsü kapmış insan sayısının tespit edilenlerden  20 - 30 kat daha fazla olabileceğini belirttiği günün akşam saatlerinde, Finlandiya Hükümeti, en sonunda okulları ve sınırları kapatma kararı aldı. 

Bunu resmî ağızdan söylemek cesaret ister ama söylemek zorunda da. Günde 1000 -1500 arası test yapabiliyorsun Finlandiya’da ve açıkladığın son sayı 400. “Çarp bunu 20 veya 30 ile!” demek,  bilimsel olarak durumu analizden çıkıyor. 

En sonunda Finlandiya’da çok sıkı önlemler alındı bu hafta. 

Bu önlemler ülkede virüsün yayılmasını nasıl etkileyecek ve süre ne olacak?

Turku Üniversitesi’nden Prof. Kari Auranen gibi; “Korona virüsü ile Finlandiya’da mücadele başarılı olursa yaklaşık 3 ayda bir düzelme olur”, diyenler de  var, “Süreyi tahmin edemeyiz” diyenler de. Ve Finlandiya Sağlık ve Refah Enstitüsü ( THL) gibi bu şekilde önlemlerle sonuç almak için 188 gün gibi bir zaman verenler de, var.

THL’nin hesabına göre bu alınan sıkı önlemler ile, 188 gün yani yaklaşık 6 aylık bir mücadele sonucunda yine de nüfusun yüzde 42’sine virüs bulaşacak ve bu da yüzde 23 kadar daha az bir kesimi virüsün etkilemesi demek. Eğer sıkı tedbirler alınmasaydı ve virüsün yayılışı normale bırakılsaydı; bundan sonraki 90 günde nüfusun yüzde 65’ine bulaşırdı, tahmini yapılıyor. Bu da diğer ülkelerin korona virüsünün insanlarına bulaşması tahminlere yakın bir oran.

Önlemler belli bir  oranda daha az kişiye virüsün  bulaşmasını sağlayacak, ama kesin sonuç almak için zaman gerekli.

Görünen o ki, korona virüsüne karşı mücadelenin sonucunu en az 3 ay içinde görebileceğiz ve içinde bulunduğumuz bu olağanüstü ortam da, bu süre zarfında devam edecek.

THL, Finlandiya’da okulların 100 gün kapanmasının yararlı olacağını belirtiyor. Büyük bir ihtimalle birçok ülkede de böyle olacak. Okullar yaz tatilinden sonra korona virüsü ile mücadele başarılı olursa, açılır. Türkiye’de de, farklı olmaz.

Virüsün ölümcül etkisi ülkeden ülkeye değişiyor. Almanya ve Avusturya’da virüs kapma oranına göre daha az kişi ölürken, İspanya ile Fransa’da ise; korona virüsü kaptıktan sonra ölümle bitme oranı yaklaşık yüzde 3’lerde. İtalya’da ise yaklaşık yüzde 7’lerde. Yaşadığım ülke Finlandiya’da ise; virüs kapmış sayısı 400’e çıktı ve ölüm yok.

The New York Times’in haberine göre; ABD'de uzmanlar, ülkede korona virüsünün yayılması önlenemezse; 160 ila 214 milyon arasında kişinin bu virüsü kapabileceği ve 200 bin ila 1,7 milyon kişinin ise ölebileceğini belirtiyorlar ki; korona virüsünün öldürme oranı yaklaşık yüzde 0.1 - 1 arası hesaba alınmış. Eğer, normal yüzde 2-3 oranı alınsa idi rakamlar korkunç olurdu (şu anda ABD’de virüsün öldürme oranı ise tespit edilen vakalara oranla yüzde 1 ).

İngiltere Başbakanı Boris Johnson ise; başından beri “Sevdiklerinizle helalleşin!” der gibi ciddi konuşuyor ve  260 000 vatandaşının korona virüsü nedeniyle öleceğini söylüyor ki; bu öylesine bir rakam. Korona virüsünün yayılması durdurulamazsa İngiliz halkının yüzde 80’i etkilenecek diye söylemler de, var.

Almanya Başbakanı Merkel, Almanya nüfusunun  yüzde 70’inin korona virüsünden etkilenebileceğini belirtti. 

Şunu görüyoruz ki; sıkı önlemler alınsa da, Avrupa ülkelerindeki iyimser tahminler; ülke nüfuslarının yüzde 40-50’sine bu virüsün bulaşma ihtimali yüksek. Önlem alınmasaydı yüzde 70’lere varacaktı tahmini var.

Benim gözlemlediğim kadarıyla Avrupa’da şu anda oluşan görüş; korona virüsü önlemleri yeterli olmazsa;,  çoğu kişiye bulaşacak ve hastalığı atlatanlar hayatta kalacaklar ki yaşlılar için ise; zorlu bir süreç. 

Ölü sayısının 3 400’llerde olduğu İtalya’da, korona virüsü nedeniyle  ölenlerin yaş ortalaması ise; 80.

Canla-başla çalışan bir Sağlık Bakanımız var Türkiye’de ama; Mart başında Kabe korona virüsü nedeniyle kapatılmasına rağmen; Umre’dekil binlerce kişiyi geri getirmeyen Diyanet, işini bozdu. Ve bir de dünyanın değişik ülkelerinde yaşayan yurttaşlarımızdan “Ölürsem vatanımda öleylm” diye akın, akın gelenler olunca; işi daha da zorlaştı. Onlar da haklı. Çünkü, özellikle Avrupa’da belli bir zamandan sonra ne sağlık kuruluşları ne de sağlık personeli tedaviler için yetersiz kalacak. ABD’de ise; paran yoksa; öl!

Hastalığı yurtdışından kapıp, gelenler ile Türkiye’de korona virüsüyle mücadele şu anda başka bir yöne doğru gidiyor.

Avrupa’da ve Rusya’da yurtdışından gelenlere 14 günlük evde karantina uygulanırken, Türkiye’de yurtdışından gelenlerin tesislerde karantinaya alınması daha çok sıkı ve masraflı bir uygulama. Şu anda boş olan turistik oteller bu amaçla kullanılabilirdi.

Ayrıca, bu çeşit karantinanın aynı şekilde herkese uygulanması gerek. Bürökratı, milletvekili ve belediye yetkilisi de halkla beraber yurtdışından riskli ülkelerden gelmişse; diğerleriyle  o yerlerde karantinada olacak nasıl hastanede aynı yerde oluyorlarsa. 

Korona virüsünün en kötü vurduğu ülkelerden biri olan  Fransa’nın başkenti Paris’ten gelen uçaktan torpille otobüse bindirilen bayanın videosunu seyrettim. Bir yerden telefon gelmiş ve polis arabasına ayrıcalıklı olarak bindiriliyor. Nereye gitti? 

Umre’den dönen aynı uçaklardaki milletvekilimiz örnek olarak “Karantinadayım, siz de ihmal etmeyin” dedi mi? Hiç yurtdışından tatilden veya Umre’den dönen milletvekili veya yüksek bürokrat yok mu? Nerde bunlar karantinadalar?

Unutmayalım; Virüs VİP de, tanımıyor! 

Korona virüsüyle mücadele tam bir savaş ortamındayız. Görünmez bir düşman var. 

Hükümet karantinada torpile yeltenenleri, aracı olanları  çok sert olarak cezalandırmalı.

Korona virüsü ile mücadele uzun sürecek ki, çoğu ülke restorantları da, kapattı. Biz de kapatacağız Türkiye’de. Geç kalınılmamalı.

Şirketler en az 3 aylık blr duraklamaya hazır olmalılar ki bu hal 6 ay da sürebilir. Hatta korona virüsü gelecek kış aylarında çok daha etkili olarak geri de, gelebilirmiş.

Evde kalın ve mecbur olmadıkça dışarı çıkmayınız. Korona virüslü yakınınıza hasta ziyaretine gitmeyiniz. Yaşlılarınıza da, artık sarılmayınız ve onlardan biraz uzak durunuz.  

Çoğu ülke 5 veya 10 kişinin bir arada olmasını yasakladı ve cenazeler bile ya 4 ya da 9 kişi ile defin ediliyorlar artık. Düğünlere de, ara verilecek veya az kişinin katılımı ile olacak.

Bu virüsün şakası yok devletin koyduğu yasaklara da uymak gerek. Ne başkalarının ne de kendinizin hayatını tehlikeye atmayınız. 

Allah, yardımcımız olsun,

Yakup Yılmaz, Helsinki