Şu hale bak ne hale geldik.

Sivas maçı bittikten sonra stadı terk ederken Şeref Tribününün çıkış kapısında, “Ohhh küme hattından uzaklaştık” rahatlığı vardı.

İçim yandı.

Yüreğim bağladı.

Geçmişe döndüm; eyvah dedim.

Maçın oynandığı dakikalarda, golü bulmadan önce basın tribününde  genel kanı şuydu.

Futbolcular, alacaklarını alamadıkları için oynamıyor.

Eğer bu konu basın tribününde geçer akçe olmuş ise..

Yazıklar olsun o futbolculara.

Kardeşim, taşıdığın o formanın bir manevi değeri var para ile ölçülmüyor. Seni de sülaleni de öyle bir tartar ki o forma, tüy gibi kalırsın tüy.

Hadi diyelim paranızı alamadığınız için oynamıyorsunuz.

Karşındaki Sivas alıyor mu?

Sordun mu içeride ne kadar alacağı var.

Mesleğinize ihanet etmeyin.

Sonra, alacağın para senin paran bir gün alırsın, tribün mü paranı kamulaştır da para yok futbol yok diyorsunuz. Ruhsuzlar.

Sivas maçında Trabzonspor’un neresi iyiydi?

Hiçbir yeri.

Kulübesi de panikte, sahadaki de.

İyi ki maçtan galip ayrıldık.

Ayrılmasaydık saha da karışacaktı, masada da.

Yani uzun sözün kısası.

Aldığınız üç puanla alkışı hak etmediniz.

Bilesiniz.