ŞEN VE KARAİSMAİLOĞLU RÜZGÂRI!
AK Parti Trabzon Milletvekili Mustafa Şen...
Her geldiğinde adeta didik didik ediyor Trabzon’u… Dün de tam olarak öyle oldu.
Şen, sabah Çarşıbaşı’ndan girdi, akşam Akçaabat’tan çıktı.
Çarşıbaşı’nda geçtiğimiz haftalarda Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un katılımıyla ziyarete açılan Millet Bahçesi'nde incelemelerde bulundu ve ilçe yönetimiyle bir araya geldi.
Ardından kurum müdürleriyle buluşarak Trabzon’a yapılan ve yapılması planlanan çalışmalarla ilgili detaylı bir görüşme gerçekleştirdi.
Geçtiğimiz günlerde Akçaabat Darıca’da yanan mağazayı bile ziyaret ederek esnafa geçmiş olsun dileklerini iletti.
Söğütlü Atletizm Sahası, Akçaabat Uçarsu Şelalesi, Simba Göleti şantiyesi…
Şen, Ankara'daki yoğun programları sebebiyle Trabzon’a sık gelemese de her geldiğinde her kesimi ziyaret ederek gönül almayı iyi biliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da Genel Başkan Yardımcılığı görevini yürüten Şen, yoğun programlarından ve Erdoğan’ın verdiği görevler nedeniyle şehre sık vakit ayıramasa da parti içinden öğrendiğimiz kadarıyla AK Parti Genel Merkezi’nde Trabzon’un her konuda sonuna kadar destekçisi.
Aynı gün AK Parti Trabzon Milletvekili Adil Karaismailoğlu da Trabzon merkezde önemli programlara imza attı.
Gazze yürüyüşüne katıldı, Memur-Sen’i ziyaret etti, katıldığı nikâh sonrası Şen ile birlikte Trabzonspor maçına gitti.
Trabzonlu iki vekilin İl Başkanlığınca hazırlanan yoğun programı sorunsuz geçti diyebiliriz.
Ama bir dipnot düşelim: İki vekil de hâlen hakemler tarafından linç edilen Trabzonspor için sessiz ve tepkisiz.
Bunu kabul etmem mümkün değil.
ÖLÜMLER OLMADAN SAVCILAR GÖREVE
Doğu Karadeniz’de dün etkili olan yağış, sel ve heyelanların yaşanmasına neden oldu.
Rize’nin Çamlıhemşin ilçesinde sel sularının sürükleyip alıp getirdiği dere içine inşa edilen bungalovlar ise dikkatimizi çekti.
Duyarlı okuyucularımızın da dikkatini çekmiş ki bizleri arayıp bungalovların dere içerisine nasıl yapıldığını sorguladılar.
Görüntüler dehşet veren cinsten...
Dere yatağındaki sular bir anda bungalovları yıkıp akıntıyla birlikte saniyeler içerisinde sürükleyip götürüyor.
Akıllara birçok soruyu da beraberinde getiriyor.
Dere yatağına yapılan bungalovların yapı ruhsatı ve işletme ruhsatları var mı? Varsa hangi kurumlar bu izinlerin altına imza attılar? Turizm Bakanlığı işletmeye Turizm Yeterlilik Belgesi verdi mi? DSİ kontrolündeki dereye yapı ruhsatı iznini kim verdi? Belediye tarafından işletmeye hangi izinler, hangi birim yöneticileri tarafından verildi? İşletmeye elektrik, su gibi hizmetleri sağlayan firmalar olduğuna göre bu hizmetlerin önünü açan izinler nasıl alındı?
Bu sorular birçok kişiye kulak arkası gibi gelebilir.
Ancak, dün o bungalovlarda bir veya daha fazla turistin hayatını kaybettiği bir tabloyla karşı karşıya kalabilirdik.
Böyle bir tablo olmadığı için sorumlular şu an rahat hareket ediyor olabilir ama etmemeli, ettirilmemeli.
Cumhuriyet savcıları konuyla ilgili resen soruşturma başlatmalı diyenler çoğunlukta.
Buradan kendilerine sesleniyoruz; o bungalovlarda ya da buna benzer başka işletmelerdeki bungalovlarda yarın öbür gün çok daha vahim bir tabloyla karşılaşabiliriz.
Adaletin tam anlamıyla harekete geçmesi için insanların ölmesi gerekmiyor, değil mi? Bugün sadece maddi hasarla atlatılan bu afet, yarın can kayıplarına sebebiyet verirse sorumlular hesap da verse kaybedilen canlar geri gelmez.
O yüzden çağrımızdır; tüm sorumlular hakkında resen soruşturma başlatılmalı ve usulsüzlüklerin altına kimler imza atmışsa silsile hâlinde hesap sorulmalıdır.
Bizim ve kamuoyunun beklentisi de budur.
CHP’DE İL BAŞKANLIĞI YORUMLARI…
CHP’de Olağan Kongre süreci devam ediyor.
Aslında bugün Olağanüstü Kongre dolayısıyla Trabzon’da üst kademedeki CHP’li isimlerin hepsi Ankara’da…
Ancak öğrendiğimiz kadarıyla hemen gelmeyecekler.
Ankara’da sanırız bazı görüşmeler yapılacak ve bu görüşmeler İl Başkanlığı noktasında belirleyici olacak…
Dün de bu satırlarda yazmıştık.
Ortahisar İlçe Başkanı Haluk Batmaz’ın adının bir süredir İl Başkanlığı noktasında konuşulduğunu belirtmiştik.
Biz de kendisini arayıp bu iddiaları sormuş ve “AK Parti’nin yargı üstünden ve farklı kanallardan bize yapmış olduğu saldırılar karşısında, parti içi kavgayı, gürültüyü doğuracak herhangi bir hamlemiz olmaz” cevabını almıştık.
İşte hem mahalle delegeleri hem de Ankara’da yapılacak bu görüşmeler aslında İl Başkanlığı noktasında belirleyici yol olacak.
Yani anlaşılacağı üzere iki isim ortak noktada buluşacak.
Bu Haluk Batmaz da olabilir, Mustafa Bak da olabilir…
Batmaz başkanlığa aday olursa rakipsiz; Bak aday olursa rakipli geçeceği söyleniyor.
Genel Merkez, yargı süreçlerinden dolayı mevcut yapının devam etmesini isteyebilir.
Yani bizim anladığımız konu, kamuoyuna yansımadan, kendi içinde yarış olmadan çözüme kavuşturulacak ve seçimlere öyle gidilecek…
TRABZON’A ÖZEL PROGRAM…
Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu’nun memleketi Trabzon’a karşı hassasiyetini bilmeyen yoktur.
Genel Başkan Ağıralioğlu, Ordu'da düzenlenen "Halk Buluşması" programına katıldı.
Trabzon İl Başkanı Hüseyin Cahit Köse de Başkan Ağıralioğlu’nun yanında yer aldı.
Trabzon’a hassasiyetini bildiğimiz Ağıralioğlu için Başkan Köse ile kısa bir sohbet gerçekleştirdik.
Öğrendik ki şimdiye kadar hiçbir genel başkan tarafından memleketine yapılmayan bir program hazırlığı var.
Ağıralioğlu, Trabzon’un 18 ilçesinde program düzenleyecek.
Önümüzdeki ay içinde belirli aralıklarla yoğun programı içerisine Trabzon’un her ilçesinden programlar eklenecek.
Ağıralioğlu’nu önümüzdeki ay Trabzon’da sıkça göreceğiz.
Anahtar Parti teşkilatını da yoğun bir gündem bekliyor...
OPERASYON ÇOCUKLARI
Trabzonspor son altı haftadır öyle bir kıskaca alınmış durumda ki, artık bu tabloyu “tesadüf” kelimesiyle açıklamak mümkün değil.
Bir değil, iki değil, üç değil… tam altı hafta! Her maç, ayrı bir kesik. Her karşılaşma, ayrı bir darbe. Adeta dilim dilim doğranıyor Trabzonspor.
Kolay değil… Bir şehrin canı her hafta yanar mı? Taraftar sahadaki futbolu konuşamaz hâle geldi. Çünkü futbolun önüne geçen “hatalar zinciri” var. Daha doğrusu hatadan çok öte: şeytanvârî kararlar!
Öyle ki, artık tribün de yönetim de bu işin sıradan bir yanılgı olmadığını, bilinçli bir sistematiğin ürünü olduğunu görüyor.
İşte bu noktada Başkan Ertuğrul Doğan’ın dün akşamki sert çıkışı sürecin kırılma anı oldu. TFF’nin de artık bu haklı serzenişleri duymak zorunda kalması boşuna değil.
Gelelim dünkü faciaya…
Arda Kardeşler, sahada öyle bir tavır sergiledi ki, futbol aklı olan herkesin kanı dondu. Önce oyunu devam ettirdi, Visca neredeyse golle buluşacaktı. Ardından birdenbire düdüğü çaldı, “faul yanlış yerden kullanıldı” dedi.
Oysa top doğru yerden oynanmıştı.
Bu nasıl bir çelişki? Bu nasıl bir tutum? Kararıyla sadece Trabzonspor’un atağını kesmedi, adeta planını da açık etti. Hakemler için “Meşhur operasyon çocuğu” derken boşuna söylenmiyor bunlar için. Dün tüm maskesi tamamen düştü.
Ve bu operasyonların perde arkasındaki ismi… Ferhat Gündoğdu.
Trabzonspor camiasında artık bir isim, bir unvanla anılıyor: Türk futbolunun düşmanı. Onun bıraktığı miras, sahadaki adaleti değil, adaletsizliği büyüttü. Hakemlik müessesesini yıpratan, güveni yok eden bir gölge gibi dolaşıyor futbolun üzerinde.
Trabzonspor’u altı hafta üst üste biçen bu anlayışın adı “hata” değildir. Bu bir operasyondur. Ve bu operasyonun çocukları, hakem kılığına girmiş aktörler ve onların başındaki isimlerdir.
Artık TFF’nin de, futbol ailesinin de şunu anlaması gerekiyor:
Bir şehri her hafta acıtamazsınız.
Bir camianın alın terini her maç çalamazsınız.
Trabzonspor bu tezgâhı not ediyor. Ve günü geldiğinde bu notların hepsi, tek tek açılacak.
HACIOSMANOĞLU NEDEN ŞİMDİ?
Trabzonspor camiasında son günlerin en çok konuşulan başlığı bu…
Fenerbahçe maçı sonrası tüm Türkiye’nin ortak fikri vardı: Trabzonspor’un attığı gol öncesi faul yok!
Hemen herkes aynı şeyi söyledi.
Ama TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu sessiz kaldı.
Ne bir tepki, ne de bir açıklama yaptı…
Sessizliğiyle dikkat çeken Hacıosmanoğlu, Gaziantep FK karşılaşmasının ardından bu kez sahneye çıktı.
Yine dilim dilim doğranan Trabzonspor’un feryatlarına bu sefer, uzun bir süre sonra ilk kez tepki verdi.
Başkan Doğan’ın yorumlarını desteklercesine Arda Kardeşler’in hakemliğini bitireceğini tam olarak açıklamasa da ima etti.
Ama Fener maçından yine söz etmedi!
Kamuoyunda sorulan soru şu: Neden Fenerbahçe karşılaşmasından sonra sessiz kalan Hacıosmanoğlu, konu Gaziantep olunca birdenbire konuşma ihtiyacı hissetti?
Trabzonspor taraftarı haklı olarak bu çelişkiyi sorguluyor.
Çünkü bordo-mavili camia için Fenerbahçe karşılaşmasında yaşanan hakem hatası çok daha belirleyiciydi ve netti.
Top kaleye girmişti.
Tüm Türkiye’de gol iptal kararının yanlış olduğunu söyledi.
Fenerbahçeli eski hakemler, Fenerbahçeli yorumcular, futbolcular bile söyledi ama Hacıosmanoğlu ağzını açmadı.
Kulislerde konuşulanlara göre, Hacıosmanoğlu’nun Fenerbahçe aleyhine söz söylemekten özellikle kaçındığı, farklı dengeleri gözettiği yorumları yapılıyor.
Ya da direkt olarak Fenerbahçe seçimlerine etki etmekten mi çekiniyor?
Ya da Hacıosmanoğlu’nun çevresindeki akıl hocaları onu yanlış mı yönlendiriyor? Keza bize gelen kulis bilgileri bu yönde.
Trabzonspor taraftarı, TFF Başkanından net bir tavır bekliyor.
Adalet konusunda suskunluk ya da seçici çıkışlar, camiada güven kaybına yol açıyor.
Özellikle Fenerbahçe karşılaşmasında yaşanan %100’lük golün görmezden gelinmesine hâlâ tepkili olan taraftarlarda tek soru yankılanıyor: Hacıosmanoğlu neden şimdi konuştu, neden o zaman sustu?
ÜRETEMEYEN TRABZONSPOR
Trabzonspor’un sahadaki hâli, son haftalarda hepimizin dilinde aynı kelimeyle özetleniyor: “Ölü toprağı.”
Takımın üzerinden bir türlü atamadığı, maçlara yaydığı ağır bir hava var.
Oyun planı var mı, elbette var…
Ama icraata döküldüğünde sadece birkaç isim dışında sahada gerçek bir direnç, gerçek bir üretim göremiyoruz.
Sahada iş yapan, rakibe diş geçiren üç isim var: Onana, Onuachu ve Batagov.
Onana kaledeki güveniyle, Batagov oyun aklıyla, Onuachu da fizik gücüyle takımı ayakta tutuyor.
Ancak bu üçlünün omuzlarına yüklenen ağırlık, bir yerden sonra bütün oyunu taşımaya yetmiyor.
Çünkü geri kalan isimler ya kayboluyor ya da maçı izlemekle yetiniyor.
Tabii burada Mustafa ve Felipe’nin de hakkını vermemek yanlış olur.
Fatih Tekke’nin hâlâ kenardan medet umduğu isim Visca. Tecrübesi tartışılmaz.
Fakat gerçek şu: Visca artık kurtarıcı değil.
Yorgun ayakların, inişli çıkışlı formun tek başına maçı alması mümkün değil.
Bütün duran topları harcadı.
Bir de Danylo Sikan konusu var, Tekke ile beklediği çıkışı yapamadığı bir gerçek.
Oysa Sikan’ın geçmişi hiç de sönük değil ve en azından bitiricilik yüzdesi 11’deki oyunculardan daha iyi.
Sabredilmeli ve kullanılmalı…
Olaigbe ve Muçi’nin ilk yarıdaki varlıkları kâğıt üzerindeydi sadece.
Sahada Trabzonspor’un en büyük açığı olan orta sahadan oyun kurulamadı.
Hücum hattına top gitmeyince Onuachu’nun da katkısı kısıtlandı.
Bu tablo yeni değil, sezon başından beri yinelenen en büyük problem: Orta saha üretmiyor.
Trabzonspor, aslında “tam bize göre” bir rakiple oynadı.
Rahatlıkla kazanılabilecek bir karşılaşmaydı.
Ama bireysel beceriksizlikler, şanssızlıklar ve yanlış tercihler yüzünden galibiyet uçup gitti.
Son dakikalarda Visca’nın kullandığı duran toplardan biri biraz daha isabetli olsaydı, bugün bambaşka şeyler konuşuyor olabilirdik.
Yine de tek olumlu not: Takımın skoru kabullenmeyişi ve maça asılma çabası.
Arif Boşluk’un oyuna girmesiyle sol tarafta kıpırdanma yaşandı.
Felipe’nin sürpriz baskıları ve koşuları…
Zubkov’un ağırlık koyması ve fark yaratması gerekiyor.
Nwakaeme’nin ayrılığı sonrası bu ağırlığı henüz alamadı.
Trabzonspor’un en büyük rakibi artık sahadaki takım değil, kendi eksikleri.
Orta sahada üretim olmadığı sürece, çözüm bulmak kolay olmayacak.