TERECİYE TERE SATMAK...
Türkiye’de ilk defa Trabzon’un gerçekleştirdiği ‘Trabzon Günleri’ etkinliği herkesin beklediği ve istediği gibi ilk defa memleketinde yapıldı.
Yani Trabzon’da…
Evet herkes bekliyor ve istiyordu, ama böyle mi?
Ankara’da veya İstanbul’da yapılan etkinliği aynı konseptle Trabzon’a taşımak ne kadar doğru bir hareket…
Trabzon’da olmanın hiç mi bir ayrıcalığı yoktu!
İstanbul’da bulunan, şehri tanımayan Trabzon Dernekler Federasyonu, deyim yerindeyse aynı yukarıda dediğimizi yaptı…
İçinde Trabzon’un olmadığı bir Trabzon günleri yaptı.
İstanbul’da yapılan Trabzon Günleri Etkinliğini aynı konseptle Trabzon’a taşıdı.
Ne ekleme ne çıkarma var…
Bu biraz tereciye tere satmak gibi bir şey olmuş…
Sanki bilmiyorlarmış gibi…
Aynı İstanbul’da olduğu gibi belediyeler stant kurmuş, kendi ilçelerini tanıtıyor…
Sanki hiç gitmemişiz gibi…
Hoş gitmeyenler de vardır mutlaka…
Şarkütericilerimiz de ürünlerini satıyor, sanki Trabzon’da hiç satılmıyormuş gibi…
Bu konsepti değiştirmek için hiç mi çaba sarf edilmez…
Hiç mi dersine çalışılmaz...
Hiç mi bir yenilik ortaya konulmaz?
Tabii bunun nedeninin zamandan kaynaklı olduğu ifade ediliyor.
Zaman dar olduğu için bu şekilde yapıldı.
İlerleyen yıllarda daha yenilikçi bir yaklaşım ortaya konacağı ifade ediliyor.
Ama kurumların da destek verdiği bu etkinliğe, İstanbul Dernekler Federasyonu hiç mi yenilikçi bir yaklaşım ortaya koyamaz…
Hem de bakanlıklardan 4 milyon gibi bir destek aldıktan sonra ortaya bu mu çıkmalıydı.
Sanatçılar düğün salonu sanatçıları, stantlar Çarşamba Pazarı gibi.
Hoş İstanbul’da yaptıkları etkinliğin son dönemlerini de hatırlıyoruz.
Trabzon’a ait olmayan ama Trabzon adıyla satılan ürünlerin varlığı hepimizi şaşırtmıştı…
Trabzon’a yeniden gelirsek, alanın da büyük bölümünü Luna Park kapattığı için Trabzon’da yapılan ‘Trabzon Günleri Etkinliği’, İstanbul veya Ankara’da düzenlenen ‘Trabzon Günleri’ etkinliğinin sanki minyatürü gibi olmuş…
Luna Park para basarken hem de fişsiz faturasız, Trabzon Günleri’ne kim bakar ki!
Açılıştaki boş sandalyeler ise ister istemez dikkatimizi çekmedi değil...
Evet ayakta çok izleyen vardı ama neredeyse bütün belediye başkanlarının, hatta Bakan Abdulkadir Uraloğlu’nun katıldığı açılışta o sandalyelerin dolması gerekmez miydi?
Demek onlar da gelmese, açılışta sınırlı sayıda insanımız olacaktı…
Çünkü organizasyonu yapanların amacı oraya insan çekmek değil, para kazanmaktı.
Hele etkinlikte Trabzon basınına bir yer ayrılmış, bildiğiniz evlere şenlik...
Şöyle diyelim; Trabzon basını ile alakadar olmayan ne varsa stantta var…
Biraz öz eleştiri yapabilirsen bizi kendimize getirecektir…
BAŞKAN KAYA’NIN ELEŞTİRİSİ
Trabzon Günleri’nin yapılma sistemi hakkında Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Kaya’nın da eleştirileri oldu…
Başkan Kaya, “Bu güzel etkinliği yapmadan önce hazırlık aşamasına derinlemesine çalışmamız gerekiyordu. Benim hasretim ve hayalim şuydu: Bugün Trabzon’umuz birbirinden çok sayıda sanatçı, aydın, spor insanı, çok değerli insanları yetiştirmiş bir kent. Bu insanlar Türkiye’nin muhtelif illerinde yaşamlarını sürdürüyorlar. Çok değerli işler yapan Trabzonlu hemşehrimiz var” dedi.
Başkan Kaya, bu insanların ‘Trabzon Günleri’nde Trabzon’a davet edilmesi gerektiğini belirtiyor…
Yani aslında bizce bir nevi kariyer günleri, etkinlikler yapılarak ‘Trabzon Günleri’ çeşitlendirilebilirdi…
CEMİYETTEN TRABZON GÜNLERİ AÇIKLAMASI
Trabzon Günleri’ne Trabzon Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Ersen Küçük de bir açıklamada bulundu.
Başkan Küçük, Trabzon’da yapılan tanıtım günlerinde Trabzon basınının yok sayıldığını belirterek şu açıklamada bulundu:
“Türkiye’nin farklı şehirleri yıllardır Ankara’da ve zamanla İstanbul’da tanıtım günleri düzenleyerek kendilerini ifade etmeye çalıştı. Bu etkinliklerde de öncülüğü her zaman Trabzon üstlendi. Ancak yıllar geçtikçe bu organizasyonlar özelliğini yitirdi. Sonrasında güzel bir fikir ortaya çıktı: ‘Trabzon’u, Trabzon’da tanıtalım. Tüm Trabzonluları kendi memleketinde buluşturalım.’ Bu fikir doğrultusunda ilk kez Trabzon Günleri düzenlendi. Hepimizin beklentisi, bu etkinliğin şehrimize yakışır şekilde; kültürüyle, sanatıyla, basınıyla, sporu ve değerleriyle en güzel organizasyon olmasıydı. Fakat üzülerek ifade etmeliyiz ki, yaşananlar tam bir hayal kırıklığı olmuştur. Trabzon Dernekler Federasyonu ve organizasyonu üstlenen şirket, şehrimizin değerlerini ön plana çıkarmak yerine, tamamen ticari kaygılarla hareket etmiştir. Trabzon basını yok sayılmış, Trabzon kültürü yansıtılmamış, Trabzonspor’a dahi yer verilmemiştir. Sadece stantlardan ve bakanlık kaynaklarından gelir elde etmeyi amaçlayan, ruhsuz bir fuar görüntüsü ortaya çıkmıştır. Bu tablo karşısında Trabzon’un hiçbir milletvekili etkinliğe katılmamış, sadece şehrimizin mahcup olmaması adına Sayın Ulaştırma Bakanımız Abdulkadir Uraloğlu programa teşrif etmiştir. Kendisine teşekkür ediyoruz. Ancak bu teşekkür, organizasyonun başarısızlığını örtmez. Trabzon’un kültürünü, sanatını, basınını, sporunu dışlayan; şehri temsil etmeyen bu organizasyonu düzenleyenleri esefle kınıyoruz. Böyle bir tabloyu Trabzon adına ‘başarı’ diye sunmaya çalışanlara ise sadece ironik bir alkış düşer. Trabzon’u tanıtmak bizim görevimizdir. Ancak bunu şehrimizin tüm bileşenleriyle; basınıyla, kültürüyle, sanatıyla, sporu ve halkıyla birlikte yapmak zorundayız. Bu sorumluluğu taşıyamayanların yerinde kalıcı olmaması gerektiğini kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.”
BAKAN URALOĞLU’NUN SAMİMİYETİ...
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, belki de birçok Trabzonlunun samimi bulduğu bir siyasetçi… Hani şu var, siyasi görüş farklıdır, ama samimiyet önemlidir...
Bu noktada bakıldığında Bakan Uraloğlu, bunu başaran isimlerden…
Dün Trabzon’un Of ve Yomra ilçelerinde yaptığı esnaf ziyaretlerinde de bu durumu yerinde gördük desek yeridir...
Vatandaşın siyasi görüşü ne olursa olsun, onunla konuşan hatta ‘Belki o beni ikna eder, belki ben onu’ diyebilen bir isim...
Yanına gelen, sorununu dile getiren vatandaşı, beraberindeki kişilere yönlendiren değil, direkt ilgilenen bir isim...
Esnaf ziyaretlerinde biliyorsunuz birçok kişi CV verir, bir kişi de sorunlarını dile getirir.
Bu noktada Bakan Uraloğlu, hemen sorunun çözülebileceği ilgili muhatabını yanına çağırarak vatandaşla konuşturup gerekli talimatları vermesiyle dikkat çekti…
Bakan Uraloğlu, esnaf ziyaretlerine dün saat 11.50’de başladı, ardından saat 17.00’ye kadar devam etti. Önce Of’ta, sonra da Yomra’da...
Dur durak bilmedi, yanındakiler yoruldu, ama o yorulmadı...
Belki de akşama kadar binlerce kişinin elini sıktı...
SINIR TANIMAYAN BÜYÜKŞEHİR
Kurt Dere Yaylası’nda Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin temizlik ekiplerini gören çevre duyarlısı bir vatandaşımız bu satırları yazmamızı rica etti…
İfadeleri şu şekilde: “Evet, Kurt Dere Yaylası aslında Gümüşhane sınırında olan bir yayla. Fakat adeta çöplüğe dönmüş şekildeydi. Gümüşhane İl Özel İdaremiz ise belki imkansızlıklardan dolayıdır, burayı göremiyor ve çöpleri toplamıyorlardı. Bu durumu Trabzon Büyükşehir Belediyesine ilettik ve ekiplerimiz sağ olsun geldiler, çöpleri topladılar. Çevre duyarlılığından ötürü Maçka’nın evladı olan Ahmet Metin Genç başkanımıza teşekkür ediyoruz…”
Tabii zaman zaman Trabzon Büyükşehir Belediyesi temizlik ekipleri yaylalarda, hatta şehrin sınırlarında görülüyor.
Vatandaşlar da bu duruma şaşırıyor.
Temizlik hizmetleri her ne kadar ilçe belediyelerinin olsa da Trabzon Büyükşehir Belediyesi, hizmet alanı olmayan bu alanlara da ağabey rolünü üstlenerek müdahalede bulunuyor.
Konu çevre olunca saat, mekân ve sınır tanımayan kim olursa olsun teşekkürü hak ediyor…
TFF’DEN TRABZON’A İNCE MESAJLAR
Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu, göreve geldiği günden bu yana sürekli gündemde.
Hakem kararlarından organizasyonlara kadar birçok konuda Trabzonsporluların eleştirilerini üzerine çeken Hacıosmanoğlu, söz konusu Süper Lig’e isim verme olduğunda ise bambaşka bir tablo çiziyor.
2019-2020 sezonu Cemil Usta’ya adandı, geçen sezon Hacıosmanoğlu’nun göreve başladığı dönem olan 2024-2025 sezonu Trabzonspor’un efsane başkanı Şamil Ekinci’nin ismiyle oynandı.
Şimdi ise sıra geldi Mehmet Ali Yılmaz’a.
Trabzonspor’un onursal başkanının adı Süper Lig’e verilerek Türk futbolunda yeni sezona damga vuruldu.
Bu tercih elbette tesadüf değil. Hacıosmanoğlu daha önce Trabzonspor’da başkan olarak görev yapmıştı.
Hacıosmanoğlu belki camiada hakem kararlarıyla “Trabzonspor’un hakemler tarafından ezilmesine sessiz kalan TFF Başkanı” olarak anılıyor ama Süper Lig’in tabelasında her sezon Trabzonspor’un bir efsanesinin adını yaşatmayı da ihmal etmiyor.
Ancak şurası kesin ki; lig isimlendirmelerinde peş peşe gelen bu tercihler, Hacıosmanoğlu’nun Trabzon’la bağını koparmadığını, tam tersine ince bir mesaj vermeye çalıştığını gösteriyor.
Bu durum Trabzonlular tarafından şık bir hareket olarak yorumlansa da, üst üste 2 sezon Trabzonspor başkanlarının adının verilmesi haliyle diğer taraftarlarda da tepkiye neden olmuş durumda…
EYLÜL’E KALDI
Trabzonspor bu yaz transferinde bambaşka bir strateji izliyor.
Bordo-mavili kulüp; Onuachu, Olaigbe, Felipe, Oulai ve Wagner Pina gibi genç, potansiyelli oyuncuları kadrosuna katarak geleceğe yatırım yaptı.
Ancak işin perde arkasında, taraftarın pek fark etmediği bir diplomasi savaşı sürüyor.
Renato Sanchez ve Tim Max Elšnik girişimlerinde umduğunu bulamayan yönetim, Avrupa transfer piyasasının kapılarını kapatmasını bekliyor.
Çünkü hesap basit: Şampiyonlar Ligi, UEFA Avrupa Ligi ve Konferans Ligi listelerine giremeyen, kadro dışı kalan ya da kulübüyle sorun yaşayan oyuncular (örneğin Banza gibi) transfer masasına çok daha uygun şartlarla oturmak zorunda kalacak.
Yani iş eylüle kaldı.
Bordo-mavili yönetim, adeta satranç tahtasında son hamleyi bekleyen bir oyuncu gibi.
Taraftar sabırsız ama yönetimin hesabı “bekle ve vur” stratejisi.
Sürekli konuşulan isimlerin harici, başka oyuncuların gelmesi en muhtemel durum.
Ancak, bu transferlerin gerçekleşmesi için tabii ki eldeki yabancı oyuncularla da yolların ayrılması gerekiyor.