Yaptığım araştırmaya göre, Rıza Hoca da futbol oynarken BJK penaltıcısıydı.
Penaltıları hep o atardı.
Hatta, milli takımda bile…
Eğer milli takım da penaltı kazanmışsa, zamanın en iyi golcüsü değil savunma oyuncusu Rıza Hoca penaltıyı kullanırdı.
Rıza hoca’nın yine arşiv bilgilerime göre kaçırdığı penaltı sayısı bir elin parmakları kadar.
Hatta tek. Tarihin bir döneminde A.Gücü maçında(Ankara’da)
Bu penaltı işi hakikatten riskli ama; en kolay, ama; en zor iş.
Mesela, Martin Palermo bir maçta üç penaltı kaçırmış tek ve ilk futbolcudur.
Biz de Trabzonspor’da da kritik penaltılar kaçmıştır.
Şota bile.
Hami bile.
Ama Dozer Cemil’in Allahı var.
Hiç penaltı kaçırmadı.
Önünde acayip golcüler vardı.
Hüseyin, Necmi, Ali Kemal ve diğerleri.
Takımın penaltıcısı ise o dozer gibi fiziği ile Dozer Cemil’di.
Liverpool’u 1-0 yendiğimiz maçta da penaltıyı Dozer Cemil attı.
Topu ve kaleciyi ayrı ayrı köşelere gönderdi.
Dozer Cemil’in bir ilginç özelliği de vardı..
Savunma oyuncusu olarak çok hiç penaltı yapmadı.
Rıza Hoca ise penaltı atarken, futbol hayatında iyi de 9 kusurlu hareketler yaptı. Hakem beyaz noktayı gösterdi.
Şimdi, futbol yaşantısında penaltıcı olan Rıza Hoca, kamuoyunun genel kanısına göre dünkü maçta penaltıcıyı yanlış seçmiş olabilir mi?
Bence hayır.
Elindeki kadro ile doğruyu seçti de seçilen oyuncu penaltıya motive olmadı.
Olamadı.
Topa gidişinden belliydi.
Penaltı ile ilgili olarak ilginçtir, atan futbolcunun ruhalitesinden çon kalecinin durumu daha çok merak edilir.
Hatta bu konuda sıkı durun kitap bile yazılmıştır.
Peter Handke diye İngiliz kalecinin “Kalecinin penaltı anındaki endişesi” kitabı vardır.
Rıza Hoca kaç penaltı kaçırdı…!
Adam kitap yazdı.
Acaba Uğur kardeşimiz bu kitabı okumuş mudur..?
Bilemiyoruz….
Ama dünkü maçta, atmaya hazırlandığı penaltıda kaleciyi hiç ama hiç endişelendirmedi..
Topa gidişi.
Topa süzülüşü
Vücut dili
Ve topa dokunuşu(vuruşu değil) bir penaltıcı gibi değildi.
Penaltının kesin ve net bir tanımı vardır.
Kurtarılmaz, kaçırılır.
Uğur da kaçırdı.
Mesele bu..
